Türkiye'de hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku geçerli
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı’na hakaretle ilgili maddenin iptali istemini, “Kanun önünde eşitlik ilkesi, hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez’’ diyerek reddetti.
Anayasa Mahkemesi (AYM), Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesi ile İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nin TCK’nin Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenleyen 299’uncu maddesinin iptali için yaptığı başvurunun ret gerekçesini açıkladı.
İşte AYM'nin savunması:
Eşit değil: ‘Kanun önünde eşitlik’ ilkesi, hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.
Hakaret devlete karşı sayılır: Kural ile Cumhurbaşkanının şahsında devletin saygınlığına yönelik saldırının önlenmesi ve cezalandırılması amaçlanmaktadır. Buna göre kanun koyucunun, kuralla korunmak istenen hukuki yararı, suçun niteliğini, meydana gelen neticeyi de dikkate alarak Cumhurbaşkanına hakaret suçunu, diğer hakaret suçlarından farklı değerlendirmesinde ve özel bir düzenleme öngörmesinde hukuk devleti ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.
DÜNYADA TAM TERSİ
Konuyla ilgili bilgi veren Kerem Altıparmak "AiHM içtihatlarında açık olan şey, devlet başkanı sırf devlet başkanı olduğu için hakaret konusunda daha çok korunamaz, yani ona yapılan hakaretin devlete yapıldığı iddiası kabul edilemez. AİHM’e göre bu, sözleşmenin ruhuna aykırı olur; çünkü sözleşme tüm insanların eşitliği üzerine kurulu. Bu nedenle ayrı bir suç olarak, 'Cumhurbaşkanına hakaret suçu' diye bir suç olamaz. İkinci olarak siyasetçi daha fazla eleştiriye katlanmak zorunda, özellikle Tayyip Erdoğan gibi tarafsız olmadığı açık olan bir siyasetçi" açıklamasında bulundu.
Ne Avrupa Birliği ne de gelişmiş ülkelerin hiçbirinde "hakaret" suçunu ayrı kişiler için ayrı cezalara göre belirleyen yasa yok.