AYM'nin, Ergenekon'dan yargılanırken hak ihlali kararı verilerek tahliye edilen Mustafa Balbay kararına da atıf yaptığı öğrenildi.

Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül'le ilgili ihlal kararının perde arkası netleşti. 

Özgür Düşünce'den Metin Arslan'ın haberine göre, Yüksek Mahkeme, kararında önemli tespitler yaptı. AYM kaynaklarından edinilen bilgilere göre çoğunluk üyeler, tutuklamanın kişi özgürlüğünün yanı sıra seçilme, milletvekili olarak siyasi faaliyette bulunma, basın ve ifade özgürlüğü ya da sendikal hakları engellemesi gibi hallerde bunun hak ihlali olacağı yönündeki içtihadı doğrultusunda karar verdi.

AYM, tutuklulukla ilgili bireysel başvurularda daha önce Sulh Ceza Hakimliği'nin ilk tutuklama kararında geniş takdir yetkisinin bulunduğunu içtihat altına almıştı. Ancak, Dündar ve Gül'ün başvurusunu karara bağlarken, Sulh Ceza Hakimliği'nin tutuklama kararıyla kişi hürriyeti ve güvenliği yanında basın-ifade özgürlüğü, milletvekili seçilme gibi haklarını kısıtlaması durumunda takdir hakkının geniş olamayacağı görüşüne vardı. Dündar ve Gül hakkındaki başvuru görüşülürken silah yüklü TIR'larla ilgili haber ve fotoğrafların ilk önce Doğu Perinçek'e yakın Aydınlık Gazetesi'nde yayımlandığı ve herhangi bir soruşturma başlatılmadığı belirtildi.

AYM üyeleri, Cumhuriyet Gazetesi'nin TIR'larla ilgili haberinin Aydınlık'taki haberden 5 ay sonra yayımlanmasına ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Dündar'la ilgili “Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu” açıklamasının ardından soruşturma ve tutuklamaların yapıldığına dikkat çekti.

AYM kısa süre önce verdiği tutuklulukla ilgili bireysel başvurularda Dündar ve Gül hakkında verdiği hak ihlali kararının sinyallerini verdi. AYM'nin daha önce Balbay ve Haberal kararlarında olduğu gibi Dündar ve Gül kararında da benzer görüşleri paylaşacağı öğrenildi. AYM kararlarında daha önce şu tespitler yer almıştı: “Tutuklama ve tutukluluğun devamına ilişkin olarak verilen kararlarda davanın genel durumu yanında, tahliyesini talep eden kişinin özel durumunun dikkate alınması ve bu anlamda tutukluluk gerekçelerinin kişiselleştirilmesi bir zorunluluktur.

Özellikle kişi hakkında uygulanan tutuklama tedbiri ile birlikte özgürlük ve güvenlik hakkı yanında ifade özgürlüğü, seçilme ve milletvekili olarak siyasi faaliyette bulunma hakkı, sendika hakkı gibi genel katılım içeren temel hak ve özgürlüklere de sınırlama getirildiği hallerde tedbirin ölçülü olup olmadığı ve gerekçelerin ilgili ve yeterli bulunup bulunmadığı hususları üzerinde hassasiyetle durulması gerekmektedir.”

Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Can Dündar ve Erdem Gül'ün başvurusu ile ilgili davada Adalet Bakanlığı'nın Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiği “Görüş yazısını” paylaştı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın AYM'yle ilgili “Yargılama sürerken Anayasa Mahkemesi'nin, işin esasına girerek hak ihlali kararı vermesi, ayrıca açık bir yetki ve görev gasbıdır” tweetini alıntılayan Atalay, “Adalet Bakanlığı için ne desek? Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar” dedi.

Bakanlık yazısında, konunun fikir özgürlüğü kapsamında olduğu ve kararın AYM'nin yetkisi dahilinde olduğu belirtiliyor. Bakanlığın savunma yazısında, şikayetlerin tutukluluk ve düşünce özgürlüğüyle ilgili olduğu belirtilerek, “Bakanlığımız... olağan kanun yollarının tüketilip tüketilmediği hususunun takdirin Anayasa Mahkemesi'ne ait olduğunu belirtmektedir” denildi.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, yabancı basın ve ülkelerin Türkiye'deki elçilik görevlileriyle Taksim'de bir araya geldi. Türkiye'deki gelişmelerle ilgili düşüncelerini paylaşanDündar, Anayasa Mahkemesi'nin kararını tanımayan bir cumhurbaşkanını hiç görmediğini söyledi. Erdoğan'ın tavrına Avrupa'nın inanmakta zorluk çektiğini belirten Dündar, “Hem basın hem katılan elçilik görevlileri, Türkiye'nin nereye gittiğini anlamaya çalışıyorlar. Çünkü endişeyle izliyorlar Türkiye'nin gidişatını” dedi.

ÖZGÜR DÜŞÜNCE