Birleşmiş Milletler (BM) 69. Genel Kurulu'nda düzenlenen 'Hoşgörü ve Uzlaşmanın Teşviki' konulu yüksek düzeyli toplantıda konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, günümüz dünyasında hiçbir toplum ve dini gurubun şiddette karşı duyarsız kalmadığını belirterek, bu tarz sorunların global işbirliği için de üstesinden gelinebileceğini ifade etti.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un da katıldığı toplantıda konuşan Babacan, bu perspektifte, ırkçılık, ayrımcılık ve İslamifobia'ya karşı mücadelenin her zamankinden daha da anlamlı olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı, terörün herhangi bir millet, dini ve etnik grupla ilişkilendirilmemesi gerektiğini anlattı. "İslamafobia, Antisemnitizm ve Hristiyanlara yönelik şiddete karşı mücadele, bir kimliğe karşı değil bir mantaliteye karşı verilmelidir." diyen Babacan "Kalkınma ve kültürel konular, birbiriyle yaşarlar, biri olmadan diğeri olmaz." dedi.
Telekominikasyon ve medyadaki değişim kültürlerin daha çok interaktif ve bağımız hale getirdiğini dile getiren Babacan "Ulaştırma imkanları, turizme yapılan harcamalar ve göçlerin artması, insanları yüz yüze veya modern iletişim imkanları ile bir araya gelmelerini sağladı. Bu koşullarda çoğulculuk, tolerans, geniş fikirlilik her zamankinden çok daha önemli hale geldi." diye konuştu.
Hali hazırdaki bu konseptin belki yeterli olmayacağını ve ileriye yönelik, farklı kültürlerin yönetilmesini sağlamanın ihtiyaç olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı, Türkiye ile İspanya'nın Medeniyetler İttifakı'nda çogulculuk ve toleransı sağlamaya çalıştığını dile getirdi.
Medeniyetler İttifakı'nın dinlerarası diyalog ile tolerans konularında zorlandığını belirten Babacan, her kültürün dünyayı kendi perspektifinden bakıp anlamaya çalıştığını vurguladı. Her kültürün diğer kültürlerle kendi bakış açıları ile iletişime geçtiğinden bahseden Babacan, bu konseptte "Temel insan hakları, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü ve kamu yararı bizim için çok önemli." dedi.
'YENİ TERÖRİST GURUPLAR, BARIŞ VE GÜVENLİĞİ TEHDİT EDİYOR'
Toplantının açılış konuşmasını yapan BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, DEAŞ, eL-Şabab ve Boko Haram gibi yeni terörist gruplarının uluslararası barış ve güvenliği tehdit ettiğini belirtti. Bu sorunun Ortadoğu ve Afrika'nın ötesine geçtiğini belirten Ban, 'aşırı şiddetlerin' küresel bir test olduğunu ifade etti.
Irkçılık, faşizm, anti-semitizm ve İslamofobia'nın nefreti canlandırdığını vurgulan BM Genel Sekreteri, bu sorunların, büyük ölçüde barışcıl ve demokratik toplumlarda bazı canlara mal olduğunu belirtti.
"Bizim ahlaki pusulamız masum insanları korumaktır." diyen Genel Sekreter Ban, "Bu istismarlar, terör adına işlendiği takdirde, teröristler daha da geniş zemin ve yeni insanlar kazanacaktır. Hiçbir şey, ahlaken ya da stratejik değerlerimize sadık kalmaktan hatta provokasyon altında insan haklarına saygılı olmaktan daha önemli değildir." şeklinde konuştu.
Bu felaketle ilgili formülün açık olduğunu belirten Ban, "Güvensizlik ve hayal kırıklığı, siyaseti istismar eden liderler veya dışarıdan müdahaleler, mezhepsel nefretini canlandırır. Tarih, bu tarz olaylar yaşandığında vahşet suçları riskinin yaşanması çok yüksek olduğunu gösteriyor." ifadelerini kullandı.
CİHAN