Babacan, "Metin Gürcan ile ilgili suç oluştuğuna dair somut bir delil ortaya konulmuş değil. Masumiyet karinesi esastır. Suç ve cezada şahsilik ilkesi esastır. Kişinin lekelenmeme hakkının korunması esastır. Hukukçu arkadaşlarımızın ulaşabildikleri bilgiler çerçevesinde hazırlayıp bizlere ilettiği dosyada, Metin Gürcan hakkında isnat edilen suçlamanın yasal unsurlarının oluşmadığı çok açıktır. Yasada tanımlandığı şekliyle bir suç oluştuğuna dair somut bir delil ortaya konulamamıştır. Biz ilk saatlerden itibaren bu sürecin hukuki olarak takipçisi olduk ve bundan sonraki adli süreç içerisinde de arkadaşımızın yanında olacağız. Bu dosyanın takibini sonuna kadar hukukçu arkadaşlarımız sürdürecek. Hakikat er ya da geç ortaya çıkacaktır" diye konuştu.

Ali Babacan, soruşturmaya ilişkin görsellerin basına sızdırılmasının da partisine yönelik itibar suikastı olduğunu kaydederek, "Arkadaşımızın gözaltına alındığı ilk saatten itibaren gerek kollukta gerek savcılık aşamasında ve gerekse sorgu sürecinde, dosyada gizlilik kararı bulunmasına rağmen Metin Gürcan hakkındaki ifadeler ve görüntülerin basın yayın organlarına servis edilerek gizlilik kararı ihlal edilmiştir ve bir propaganda başlatılmıştır. Avukatlarla bile paylaşılmayan teknik takip görsellerinin basına sızdırılmasıyla partimize yönelik bir itibar suikastına kalkışılmıştır. Burada yeniden suç ve cezada şahsilik ilkesini hatırlatarak, partimize yönelik yapılacak her türlü komploya karşı DEVA Partisi kadroları olarak dimdik ayakta olacağımızı, asla ve asla bu komployu karşılıksız bırakmayacağımızı ifade etmek isterim. Metin Gürcan üzerinden algı meydana getirip, aba altından sopa gösterenlere ve partimiz dahil tüm muhalefete gözdağı verenlere seslenmek isterim. Buradan size ekmek çıkmaz. Her türlü baskı ve tehdide rağmen, demokratik hukuk devletini inşa edinceye kadar, DEVA kadroları olarak hiçbir şeyden korkmayacağımızı ve yılmadan, bıkmadan, usanmadan hedefimize doğru yürüyeceğimizi bir kez daha hatırlatırım" dedi.