Bahadıroğlu'nun yazısının ilgili bölümü şöyle:
Hayret ettiğim şu ki, beni bilen, fırsat buldukça kitaplarımla büyüdüklerini söyleyen, hak etmediğim halde bazı vesilelerle bendenize övgüler düzen kimi bakanlar, milletvekilleri ve belediye başkanları bile veryansın edenler kervanına katıldı…
Hatta Meclis Başkanı ile Başbakan, devam etmekte olan bir soruşturma hakkında çok ağır konuştular. AK Parti çevrelerinden tek “geçmiş olsun” telefonu almadım. Bazı belediyeler önceden kararlaştırılmış konferans programlarımı iptal etmekte âdeta yarıştılar. Umurumda değil. Ama böylesine derin bir ürkeklikle siyaset yapılamaz. Değil şehir, insan kendi kendisini bile yönetemez!
“Peki, sana kimse sahip çıkmadı mı?” diye soracak olursanız, iftiharla söyleyeyim ki, her kesimden gençler sahip çıktılar, halkım sahip çıktı; korkmadan, çekinmeden destek verdiler.
Kulaklarına karsuyu kaçanlar da duysun diye yazayım: Savcılık “takipsizlik” kararı verdi. Şükür ki, Türkiye’de hâlâ delillere göre hareket eden hukukçular var.
Şimdi hak arama sırası bende. Kimler tarafından yönetildiğini çok iyi bildiğimiz sosyal medya saldırganları ile medya ve siyaset şuursuzları adalet önünde hesap vermeye hazır olsunlar.
“Eski dost”larla da elbette Mahkeme-i Kübra’da hesaplaşacağız."
SORUŞTURMANIN SEYRİ
‘Atatürk’ün hatırasına hakaret soruşturması’nda tutuklu sanık Süleyman Yeşilyurt ile firari sanık Hasan Akar’ın 2.5 ile 7.5 buçuk yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları istenmiş; Mustafa Armağan ve Yavuz Bahadıroğlu hakkında takipsizlik kararı verilmişti.