MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, rüşvetin, devletin selametine karşı işlenmiş ağır bir cürüm olduğunu söyledi. Devlet otoritesinin zayıflamasıyla rüşvet arasında doğru bir bağlantı olduğunu kaydeden Bahçeli, "Darbe diye savuşturulan ve kapatılan 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını bir de bu göz ve bilgi dağarcığıyla değerlendirmek lazımdır. 17-25 Aralık milli vicdanda kapanmamış bir yaradır. Yedirmeyiz diyenler, ne var ne yok yemiştir. Birlikte yürüdük diyenler, yürütmede götürmede ustalaşmışlardır. Kibirli ve küstah bir dille rüşveti günah işleme özgürlüğü sayanlar, ahlak ve adaleti kilitlemişlerdir. Rüşvetle çarkları dönen vakıflar söz ve güç sahibidir. Hala ayakkabı kutularından çıkan deste deste banknotlar hafızalardadır. Gün gelecek devran dönecek, rüşvetçi, hortumcu, haramzade, millete küfreden, yüzdelerle ihale alan kim varsa doğruca adaletin önüne çıkacaktır. Bu ya olacaktır ya olacaktır. Başka bir seçenek kesinlikle yoktur." diye konuştu.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde partisinin grup toplantısında konuştu.
Bir toplumu içten içe çürüten en ağır sorunun rüşvetle birlikte haramın açıktan savunulması olduğunu belirten Bahçeli, "Dinimiz bunu net olarak yasaklamıştır. Rüşvet ve yolsuzluk kamu düzenini sarsan bir suçtur." dedi. Rüşvet verenin devlete taarruza geçtiğini ve bu yüzden suçlu olduğunu anlatan Bahçeli, "Rüşvet sosyal düzenin bozulduğu dönemlerde ortaya çıkmaktadır. Rüşvet insanlığın reddettiği inancımızın ve kültürümüzün telin ettiği bir sapma halidir. Ecdadımız rüşvet alana mürteşi, rüşvet verene raşi diyor ve ikiliyi mahkum ediyordu. Barbar kavimler bile rüşvetle mücadele etmişlerdir." açıklamasında bulundu.
Rüşvetin devletin selametine karşı işlenmiş ağır bir cürüm olduğunu kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti: "Devlet otoritesinin zayıflamasıyla rüşvet arasında doğru bir bağlantı vardır. Darbe diye savuşturulan ve kapatılan 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını bir de bu göz ve bilgi dağarcığıyla değerlendirmek lazımdır. 17-25 Aralık milli vicdanda kapanmamış bir yaradır. Yedirmeyiz diyenler, ne var ne yok yemiştir. Birlikte yürüdük diyenler, yürütmede götürmede ustalaşmışlardır. Kibirli ve küstah bir dille rüşveti günah işleme özgürlüğü sayanlar ahlak ve adaleti kilitlemişlerdir. Rüşvetle çarkları dönen vakıflar söz ve güç sahibidir. Hala ayakkabı kutularından çıkan deste deste banknotlar hafızalardadır. Gün gelecek devran dönecek, rüşvetçi, hortumcu, haramzade, millete küfreden, yüzdelerle ihale alan kim varsa doğruca adaletin önüne çıkacaktır. Bu ya olacaktır ya olacaktır. Başka bir seçenek kesinlikle yoktur." CİHAN