Ben hastaneyi ziyaret ettim. Uzun yıllardır cezaevinde bulunan bir arkadaşımız hastalandığı için Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’ne alınmış. Duyar duymaz ziyaretine gittim. Değişik cezaevlerinde ağır şartlarda mahkumiyet hayatı olan bir şahsiyet. Hastalığını ciddiye almak ve gerekli tedbirleri geliştirmek lazım. Orada doktor arkadaşlardan aldığım bilgiye göre elden gelen gayret gösteriliyor ama hastalığın ciddi olduğu ifade ediliyor. Dikkate almak lazım. Selahattin Demirtaş kadar suçlu değil. Beş tane siyasi parti kuyruk oldu, dışarı çıkarmak için gayret gösteriyorlar. Yani onlar tartışılmıyor da Alaaddin Bey niye tartışılıyor? Biz Alaaddin Bey ile beraber kader kurbanlarını da gündeme getiriyoruz. Alaaddin Beyin bir yönüyle vatan millet için verdiği mücadeleler var. Bilen bilir. Devleti yönetenler de bilir başkaları da bilir. Şimdi devlete ihanet edenleri adaylık için cezaevinden alacaksın, rahatsızlığı nedeniyle önemli sıkıntılar çekmeye başlamış bir şahsı cezaevinde mahkum tutacaksın… Bunu hiç dikkate almadan mafya diyeceksin. Nerede diğer mafyalar? Bu konular üzerinde samimi ve dürüst olmak lazım.
'ERDOĞAN'DAN TALEPTE BULUNMADIM'
Cumhurbaşkanından bugüne kadar ben herhangi bir talepte bulunmadım. Yetkisini kullanma iradesi kendisindedir. Bu yetkiyi hatırlatmaya da gerek yok. Ama cezaevinde ağır şartlarda bulunan ve uzun yıllar cezaevinde zulüm görmüş veya çile çekmiş bir kişiyi dikkate alacak bir insani yaklaşımın da olması lazım. Biz kimseye ‘Şunu şöyle yapın’ demeyiz. Cumhurbaşkanın yetkisi var. Yetki bende olsa şimdiye kullanmıştım. Bunu da söylüyorum. Tespih hediye ettim. Tespih cezaevinde iyi çekilir (gülüyor). Benim ülküdaşım o.