Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, akademisyenlerin tutuklanmasına tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, tutuklama konusundaki takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğunu söyledi.
Bir dizi programlara katılmak üzere Yozgat'a gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, burada gündeme ilişkin gazetecilerin sorularını cevapladı. Akademisyenlerin tutuklanmasına tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Bozdağ, tutuklama konusundaki takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğunu vurguladı. Bozdağ, şunları kaydetti: "Onda bizim söyleyecek bir sözümüz yoktur. Tutuklama konusundaki kararı herkes eleştirebilir, 'mahkeme kararları eleştirilmez' diye bir kural da yoktur. Ama ben Sayın Kılıçdaroğlu'na buradan tutuklama kararına gösterdiği tepki gibi bu akademisyenlerin yaptığı açıklamaya, bu açıklamanın içerisindeki görüşlere de tepki gösterip göstermediğini merak ediyorum. Benim bildiğim kadarıyla Sayın Kılıçdaroğlu böyle bir tepki göstermedi. PKK terör örgütüne ve eylemlerine, teröristlere, manevi destek anlamı taşıyan ve bunu da çok açık bir şekilde her satırında gördüğümüz bir metne Sayın Kılıçdaroğlu katılıyor mu, katılmıyor mu? Bu akademisyenlerin yayınladığı metnin altına Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı sıfatı ile imzasını atabilir mi, atamaz mı?"
"BİRAZ OBJEKTİF OLUN"
Türkiye'yi suçlayan, terör örgütünü aklayan oradaki hendekleri, barikatları, tuzaklar kurarak asker ve polise roket ve bombalarla saldıranları görmeyen kişilerin biraz objektif olması gerektiğini söyleyen Bozdağ, şu ifadeleri kullandı: "Biraz objektif olun, bu kadar olup bitenlerde terör örgütünün hiç mi suçu yok, hiç mi bir tane kusuru yok? Ankara'da gördük, Güven Park'ta onca insanımız şehit oldu, bunu şehit eden o akademisyenlerin destek verdiği terör örgütünün canlı bombasıdır. Kılıçdaroğlu'na soruyorum o zaman Merasim sokaktaki canlı bomba, Güven Park'taki canlı bomba, Sultanahmet'te, başka yerlerdeki canlı bombalar var. O zaman bu bombayı patlatan terör örgütlerine, kalbi, fikri, manevi destek verenlerle, destek çıkarak acaba bu canlı bombayı patlatanlara da destek çıkmış olmuyor mu? Soruyorum bu canlı bomba ile ilgili eleştirileri Sayın Kılıçdaroğlu yaptı, o zaman bu canlı bombaları üreten, kirli iklimi büyüten, besleyenlere karşı da Sayın Kılıçdaroğlu söyleyeceği laflar olması lazım. Maalesef söylemiyor."
"FRANSA'DA YÜRÜYORLAR TÜRKİYE'YE TAZİYE'DE BULUNUYORLAR"
Belçika hükümetinin terör örgütü PKK'nın Türkiye-AB zirvesinin yapılacağı AB Konsey Binası'nın hemen arkasında çadır kurmasını izin vermesini de değerlendiren Bozdağ, şöyle konuştu: "Her defasında söylüyoruz, terörün dini, milliyeti, vatanı yoktur. Terör terördür. Nerede olursa olsun, kime karşı olursa olsun, hedefi ne olursa olsun, terörle uluslararası toplumun birlikte ve dayanışma içerisinde mücadele etmesi lazım. Avrupa'da bir saldırı olduğunda ayağa kalkanlar, Türkiye'de benzer saldırılar olduğunda ayağa kalkmıyorlar maalesef. Paris'te bir saldırı oldu o saldırıdan sonra Paris'te herkes yürüdü. Ama dikkat edin Türkiye'de Gar'ın önünde, Merasim sokakta, Güven Park'ta, Sultanahmet'te, Suruç'ta, pek çok yerde terör saldırıları oldu. Yüzlerce vatandaşımız bu saldırılarda hayatını kaybetti, pek çok insanımız yaralandı. Sadece taziye mesajları var, üzüntü mesajları var. Ama bu saldırıları yapan teröristlere dönük, hiçbirinde operasyonlar yok. Hukuklar işletilmiyor. Belçika'da başka ülkelerde de bu saldırıları yapan terör örgütleri, legal görünümlü bir takım yapılarla terör faaliyetlerinde bulunuyorlar. Dernekleri var, vakıfları var. Para toplayanları var. Türkiye tarafından yakalama kararı çıkartılan azılı teröristler, yakalama kararı çıkartılanlar, kırmızı bültenle arananlar oradalar. Ama onların gözü önünde faaliyet yapıyorlar, hiç bir şey yapmıyorlar."
BELÇİKA'DA DA FAHRİYE ERDAL YILLARCA HİMAYE EDİLDİ
Belçika'da Fahriye Erdal'ın yıllarca himaye edildiğini hatırlatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin yetiştirdiği çok değerli bir iş adamını öldürmüştü. Ama baktığınızda ne yapıyorlar himaye etmiyorlar. İade etmiyorlar. Onlara bir çete gözüyle bakıyorlar. Terör örgütü gözüyle bakmıyorlar. Onun için buradan diyoruz ki, Avrupa'daki dostlarımıza, ülkelere terör konusunda çifte standartlı olmayalım. Terör örgütü hangi örgüt olursa olsun. Hedefinde hangi ülke, millet, grup olursa olsun, ona karşı birlik beraberlik içerisinde olalım. DAEŞ nasıl vahşi canavar bir terör örgütüyse, PKK en az onun kadar vahşi canavar terör örgütü. DAEŞ nasıl kural tanımadan yaşlı çocuk herkesi katlediyorsa, PKK'da aynısını yapıyor. Güven Park'ta durakta bekleyen insanların hepsi sivil, değil mi?Onun içinde çocuklar var, kadınlar var. Yaşlılar var. Gençler var. Onların bir günahı var mı? Durakta bekleyenlere gidip orada canlı bomba, onların hayatını yok eden terör örgütü bunu kabul edecek. Sonra siz kalkıp, terör örgütünün canlı bombalarını, askere, polise kurşun sıkan teröristlerin resimlerini içeren bir sergiye izin vereceksiniz.
Bunun adı çifte standarttır. Türkiye'ye karşı terör olursa bizim için bir sorun yok demektir. Bize karşı bir terör olursa hep beraber hareket edelim demek fevkalade yanlış bir durumdur. Umarım ki bu konularda daha fazla çifte standarda devam etmezler. İşbirliğine yanaşırlar. PKK terör örgütüne karşı kağıt üzerinde değil gerçekte operasyon yaparlar. Belçika hükümetinden beklentimiz bu yöndedir. Geçmişte üçlü bakanlar zirvesinde de biz bu konuları muhataplarımızla detaylı görüştük. Kendilerine Türkiye'nin görüşlerini ve taleplerini ilettik. Onlar da ilgileneceklerini söylediler. Ama bu görüşmeden sonra ortaya çıkan bu fotoğraf bizi fevkalade üzmüştür. İlgilenmenin böyle olmaması gerektiğini düşünüyoruz." CİHAN