Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, Ayasofya'nın yeniden cami olarak açılıp açılamayacağına ilişkin değerlendirmesinde "Gönlüm arzu ediyor, açılmalı" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlenen Yargıtay adli yıl resepsiyonunda basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Seçim hükümetinin anayasa gereği kurulduğunu belirten Topçu, "Ülkeyi dar bir noktadan feraha açığa çıkaracaktır. Anayasanın amir hükmü gereği kurulan bu hükümette de bana devletten meşruiyet almış ilgili yerler 'sen bu işin içinde olur musun?' dedi. Biz, 15 yaşında devleti zor dönemde kim var denildiğinde ayağa kalkmışız. Bugün tartışılabilir yöntemi, metodu ama 'biz varız' demişiz. Şimdi de ben yok mu diyeceğim yani? 'Bana ne sizin devletinden mi' diyeceğim? Böyle bir görev tevdi edilince tabi ki kabul edeceğim. Ömrünü bu işlere vermiş bir insan olarak katkıların neyse onu sunacağım. Ama onun dışında bizim için bu tip makamlar inandığımız değerler gereği hiçbir önemi yoktur. Ben dün başka makamları işgal ediyordum, bıraktım, belediye otobüsüyle gittim geldim. Bugün burayı işgal ederiz, bırakırız, yürüyerek gider geliriz. Biz başkaları gibi değiliz." diye konuştu.
AYASOFYA'NIN AÇILMASI
Bir gazetecinin, "Ayasofya ile ilgili bir açıklamanız olmuştu. 'Yazışmayı yaptık, resmen bir yazı gönderdik' demiştiniz. Neler söylersiniz?" sorusuna Bakan Topçu, "Kardeş, yok ya. Siz niye anlamıyorsunuz beni. Ben felsefe mezunuyum, sadece matematikçi değil. Ben orada dedim ki gayet net; Evet bu bizim gönül sızımızdır. Bizim derken medeniyet coğrafyamızın tamamını kastediyorum. Bunu derken bir başka medeniyete gol atayım, kafa atayım, işte bilmem ne çıkarayım, bunu demiyorum kardeşim. Anlayalım birbirimizi yani. Ama bizim medeniyetimiz benim en tabi hakkımdır. Ben, dünyadaki bütün kültürlere ve medeniyetlere saygı göstermek zorundayım. Neticede insanlar onu yapıyor, bakıyor, seviyor değil mi? Onlar da benim medeniyet değerlerime saygı göstermek zorunda. Ayasofya ile ilgili 1934 alınmış bir karar var. Bu tartışmalı bir karardır. Mustafa Kemal Atatürk'ün imzaladığını iddia edenler, sonra çıkıyorlar diyorlar ki 'bu imza var ya tamamen sahtedir.' Bu sahte midir, değil midir, tartışmalı bir hadisedir ve o günkü konjonktürde çıkmış bir karardır. Şu anda kahir ekseriyetin arzusu isteği nedir? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup işte a fikrine, b fikrine, c fikrine, şuna buna inanmış kardeşlerimiz bile ecdadın bedel ödeyerek fethettiği topraklarda netice itibariyle kendi medeniyet değerleri doğrultusunda bir vakfa dönüştürüp ve bir yeminle altını mühürleyerek 'Kim ki bu vakfı' diye başlayan o meşhur Fatih'in... Bunu ben şimdi medeniyet davası olan, ömrünü bu işte harcamış olan ve bu işin bakanı olan bir adam. Ben devlette bir gün bir saniye anlamam. Devlette bir saniye bile milletin menfaatine, milletin hak ve menfaatine çalışılmalı ve zayi edilmemelidir. Evet şimdi durum bu. Evet gönlüm arzu ediyor. Tabi ki öyle olmalı. Açılmalı. Bunu ne zaman yapmışım? Ben siyaset yaptığım zaman. Niye yapmışım? O günkü şartlarda niye yapmışım? Evet bu benim bir davam. Demişim ki arkadaşlara 'yazın kardeşim, bakalım ne zorluğu var bu işlerin' Demin söylediğim bilgiler çıkmış" cevabını verdi.
"Yeni bir girişim olacak mı?" sorusuna Topçu, "Yeni yok. Kardeşim, anlattım ya. Genel başkan olduğum zaman. Ben dediğim gibi bu ideal, bu ülküde olan bir eski siyaset adamıyım. Bu hükümet, siyasetin dışında icra yapacak, devleti temsil edecek. Bu noktada Bültür Bakanı mıyım? Gönlümün isteğini ve dileğini söylüyorum. 1,5 milyardan bir tanesi olarak söylüyorum. Anladın." açıklamasında bulundu.
Bir başka gazetecinin, "Bugün HDP'li 2 bakanın da katıldığı bir Bakanlar Kurulu toplantısına katıldınız. Bir tartışma konusu çıktı mı?" sorusuna ise Bakan Topçu, şöyle cevap verdi: "Hayır. Keşke Bakanlar Kurulu'ndaki bu görüntü, ilgili o söylediğin partinin temsilcilerinin, Bakanlar Kurulu'ndaki o davranışları ve görüntüleri mensup oldukları partinin kurmaylarında olsa, Türkiye'nin hayrına olur. Türkiye partisi olurlar o zaman."
SENFONİ ORKESTRASININ BİR MÜZİĞİ İCRA EDİLİRKEN, ŞARAPLA ÖYLE BİR İCRANIN DİNLENMEYECEĞİNİ BİLECEK KADAR BU İŞLERDEN ANLARIM
Levent Üzümcü ile ilgili sorusunu ise Topçu, şöyle cevapladı: "Benim zamanında çıkmadı öyle bir karar. Ben neticede milletin önünde siyaset yapan, dupduru, natürel, hormonsuz bir Anadolu çocuğuyum. Biz birilerinin keyfi için siyaset yapmadık. Yapsak bir yerlerde olurduk. Bu milletin sanatını, edebiyatını, ilgili yerlerini temsil edenler, benim için çok kıymetlidir. Nereye kadar neye kadar? Bu devletin, bu milletin, bu vatanın birliğine, dirliğine, varlığına el uzatıp dokunan, fiiliyatta bulunana kadar. Benim savaşım sadece onlarla olur. Fikrini ifade eder. Benim kültürümde Allah'ın Adetullahı neyse odur. Allah herkese güneşi doğurur, herkese yağmuru yağdırır. 'Şu bana iyi kulluk yapıyor, ona yağmuru vereyim' demez. Onun için bahsettiğin olayı bilmiyorum. O arkadaşımızı da bilmiyorum. Bakacağım, bu neymiş. Ben de merak ettim. Ben, dün ilgili yerin hem genel müdür, hem de genel müdür yardımcısıyla... Bu işler benim için özeldir; Sanat ve sanatçı. Bazı kesimlere bakarsanız tabi biz bunlardan anlamayız, ama onların kırkından kırk kat anlarız. En azından ben senfoni orkestrasının bir müziği icra edilirken minderle, şarapla öyle bir icranın dinlenmeyeceğini bilecek kadar bu işlerden anlarım. Çok iyi anlarım bunlardan."
BİZ BARDA HALAYA DURURUZ, ORADA DA VALSI YAPARIZ
"Topkapı'da bugün öyle bir konser olsa izin verir misiniz?" sorusu karşısında Topçu, "Şaraplı minderli konsere izin vermem. O sanatın çıktığı menşei olan ülkelerde bir senfoni hangi adap ve edeple dinlenir? Hanımefendiler, beyefendiler şıkır şıkır kıyafetleriyle değil mi? O salonda bir tane tokat çıksa, döner herkes kafasını sana bakar. Biz barda halaya dururuz, orada da valsı yaparız. Bizi öyle başkalarıyla karıştırmasınlar. Orada ideolojik bir linçle falan biz bunların hiçbirisine eyvallah etmeyiz. Sanat bu toplumun hayat damarıdır. Kültürümüzün çok çok çok önemli, bir milletin var olması için çok önemli bir hadisedir. Bizim milletimiz bu dünya medeniyetine çok önemli şeyler bırakmıştır. Başka milletlerinden sanatsal önemli şeyleri vardır. Onları koruyacağız kollayacağız." CİHAN