Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edilen Mehmet Yılmaz adlı tutuklunun ağabeyi Fetullah Yılmaz, kardeşinin sevk edilirken kendilerine haber verilmediğini ve ailesine yakın olması açısından Erzincan Cezaevi’ne naklini talep ederek Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurdu.
Kurum, başvuruyu kabul ederek Yılmaz’ın ailesi tarafından ziyaret edilebilmesi için Erzincan’a sevkini haklı buldu. Kamu Denetçiliği Kurumu, tutuklu yada hükümlülerin sevk talepleri için Adalet Bakanlığı’na da tavsiyelerde bulundu.
ÜÇ CEZAEVİNDE KAPASİTE DOLU
Başvuruya ilişkin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü cevap verdi. Yılmaz’ın sevkinin neden yapılmadığına ilişkin genel müdürlük birçok gerekçe saydı. Yılmaz’ın daha önce herhangi bir disiplin cezası olmadığını teyit eden genel müdürlük, “Adı geçen ceza infaz kurumlarının Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevi’nin yüzde 149, Erzurum E Tipi Cezaevi’nin yüzde 130, Erzurum H Tipi cezaevi yüzde 100 doluluk oranına sahip” diyerek söz konusu üç cezaevinde kapasitenin üstünde tutuklu ya da hükümlünün yer aldığını söyledi.
Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre; Kamu Denetçiliği Kurumu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Vintman davasında çıkan kararı hatırlattı. Kurum karara dayanarak, tutuklu ya da hükümlülerin ailelerinin bulunduğu illere nakledilmesi gerektiğini, eğer ailenin ikamet ettiği bölgelerdeki cezaevlerinde kapasite doluysa ailelerine yakın bir cezaevine göndermeleri gerektiğinin altını çizdi.
Adalet Bakanlığı’na gönderilen tavsiye raporunda, “Mahkumun yakınlarıyla bağlantıda kalmasının özel ve aile hayatına saygı hakkının esaslı unsurlarından olduğu, cezaevi idaresinin bu konuda gerekli yardımı sağlaması gerektiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından vurgulanan bir husustur” ifadelerine yer verildi.
İNGİLTERE RAPORU HATIRLATILDI
Kişinin daha yakın bir bölgeye naklinin önünde meşru bir engel yokken uzakta bulunan bir kurumda barındırılması halinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8’nci maddesinin ihlali sonucu doğuracağı ifadelerine yer verilen tavsiye raporunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konudaki kararları hatırlatıldı.
Ayrıca Kamu Denetçiliği Kurumu, İngiltere ve Galler bölgesi Ceza İnfaz Kurumları Denetçiliği’nin, ‘Yetişkin Mahkumların Rehabilitasyonu’ adlı raporunu da örnek gösterdi. Kurum, 2014 sayılı raporu baz alarak şunları söyledi: “Hükümlülerin dış dünyayla temaslarının makul düzeyde devam ettirilmesi, aileleriyle etkin bir iletişim kurmalarına yardımcı olunması bu kişilerin rehabilitasyonu ile yakından ilgilidir. Aile bağlarının korunup geliştirilmesinin hükümlülerin psikolojisi açısından önemli sonuçlar doğurduğu, yeniden sosyalleşmeleri ve tekrar suç işlemelerinin önlenmesinde önemli bir unsur olduğu sıklıkla ifade edilmekte.”
Kurum, mahpusların ailelerinden uzak kalmasının sadece kendilerini değil ailelerini de etkilediğini söyleyerek, “Hükümlülerin nakil taleplerine ilişkin değerlendirmelerin genel olarak ‘cezaevi kapasitesi’ bakımından değerlendirmesi ‘kendi istekleri ile nakil’ düzenlemeleri kapsamında yeterli olmamaktadır. Yalnızca hükümlü açısından değil, hükümlüyü ziyaret etmek isteyen aile açısından da değerlendirme yapılmalı” dedi.
‘ÇABA GÖSTERİLMEDİ…’
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne yapılan aile başvurusuyla ilgili cezaevinin sorumlu davranmadığını söyleyen Kamu Denetçiliği Kurumu, “Başvuranın ailesiyle olan bağını dikkate almayan idare, bu kapsamda alternatif çözümler üretmemiş ve aile hayatına saygı gösterme yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Başvuranın naklini talep ettiği ceza infaz kurumundaki doluluğu ve durumuna uygun olmadığını gerekçe gösteren idare başvuranın ailesinin yaşadığı Erzincan veya buraya yakın diğer illerdeki durumuna uygun kurumlarından birine nakledilmesine ilişkin de herhangi bir çaba göstermemiştir” ifadelerini kullandı.
Kamu Denetçiliği Kurumu son olarak hükümlünün ailesi tarafından ziyaret edebilmesini kolaylaştırmak için Erzincan’a nakledilmesi gerektiğine ilişkin görüşünü Adalet Bakanlığı’na sundu.
HERKESİ ETKİLEYECEK
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de Abdülkerim Avşar ve Abdülkerim Tekin adlı tutukluların istemleri dışında Kırıkkale Cezaevi’ne nakledilmesi üzerine yaptıkları başvuruyu karara bağlayarak Türkiye’yi tazminata mahkûm etti. Türkiye’nin her iki başvurucunun “aile hayatına saygı yükümlüğünü” ihlal ettiği kararına varan AİHM, her başvurucu için Türkiye’yi 6 bin euro tazminata mahkûm etti. Hukukçular, AİHM’in verdiği bu kararın bütün mahkumları etkileyeceğinin altını çiziyor. Ailelerinden uzaktaki cezaevlerine sevk edilen veyahut kendi istekleri dışında başka cezaevlerine sevk edilen tutuklu ve hükümlülerin de bu karardan yararlanması beklenirken, hukukçular aynı kararların özellikle ailelerinden uzaktaki cezaevlerinde tutulan Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Abdullah Zeydan ve Eren Erdem gibi siyasetçilerin de yararlanabileceği değerlendirmesini yapıyor.