Resmi süreçlerinin başlamasından bir gün önce Sağlık Bakanlığı’nın yazısı üzerine alındığı belirtilen İçişleri Bakanlığı’nın 2 Ekim tarihli genelgesiyle baroların genel kurullarının 1 Aralık tarihine ertelenmesine, İstanbul, Ankara, İzmir’in aralarında bulunduğu 76 ilin baro başkanı tepki göstererek, ortak bir açıklama yayımladı.
Yüksek Seçim Kurulu tarafından da 02.10.2020 tarihli karar ile il/ilçe umumi hıfzıssıhha kurullarının karar alması halinde baro genel kurullarının yapılamayacağına hükmettiği belirtilen 76 baro başkanlığının açıklamasında şöyle denildi:
*1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 82. Maddesi Baro Genel Kurulları'nın son rakamı çift olan yıllarda olmak kaydıyla iki yılda bir Ekim ayının ilk haftası içinde toplanacağını düzenlemektedir. Yasal hüküm, önce tavsiye genelgesi ile, akabinde İl Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla ve son olarak da YSK kararı ile çiğnenmiştir.
“VİRÜS TOPLANTI SEÇİYOR”
*1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nda Hıfzıssıhha kurullarının genel kurul erteleme yetkisi bulunmamaktadır. Hal böyleyken yasayla getirilen bir düzenlemenin genelge, kurul kararı gibi işlemlerle ortadan kaldırılması açıkça hukuka aykırıdır.
*Hukuka aykırı olarak alınan hıfzıssıhha kurulu kararlarını dayanak alarak baro genel kurullarını iptal eden ancak aynı kararında siyasi partilerin kongrelerini yapmalarında sakınca bulunmadığını beyan ederek virüsün toplantı seçtiğini ortaya koyan YSK kararı hakkında ise hukuki bir değerlendirme yapmak maalesef mümkün değildir.
“DÜĞÜN, MİTİNG, KONGRE ERTELENMİYOR…”
*Türkiye'de ilk Kovid-19 vakasının açıklandığı tarih olan 10 Mart'tan bu yana aradan geçen sürede, baroları parçalama kanunlarından düğünlere, siyasi partilerin kongrelerinden mitinglere ve açılışlara kadar hiçbir “etkinliğin” ertelenmediği ülkemizde baro seçimlerinin ertelenmesi, oy vermek ve baronun organlarını belirlemek yetkisine sahip bütün avukatların iradelerine ipotek koyulması anlamına gelmektedir.
“YASAL YOLLARLA MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
*Bu hukuksuzluğa karşı yasal yollarla mücadelemizi sürdüreceğimizi bildirmekle birlikte, bu hukuk tanımazlığın seçme ve seçilme hakkını keyfi olarak ortadan kaldırması bakımından hukuk güvenliği ilkesine ve demokrasimize telafisi imkansız zararlar vereceğini tarih önünde yetkililere bir kez daha hatırlatıyoruz.
FEYZİOĞLU: BİR PANDEMİ GERÇEĞİ VAR
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu kararı şöyle değerlendirdi;
*Bir pandemi gerçeği var. Bu pandemi gerçeğiyle de mücadele etme zorunluluğu ve başarmak gibi bir yükümlülüğüz de vardır. Konu budur. İstanbul’da yaklaşık 50 bin, Ankara’da 20 bin, İzmir’de 8 bin, Antalya’da 7 bin küsür avukatın katılma hak ve zorunluluğu var.
*Başka örgütlü yapılarla mukayese edilemeyecek büyük sayılardan söz ediyoruz. Bu dikkate alınmış olmalıdır Yüksek Seçim Kurulu tarafından.
İZMİR BAROSU: KARARI TANIMIYORUZ
Ayrıca İzmir Barosu, verilen kararla ilgili şu açıklamaları yaptı;
*İçişleri Bakanlığı’nın 02.10.2020 tarihli “Tavsiye” Genelgesi’nin normlar hiyerarşisine aykırı şekilde yorumlanması sonucu kanun hükmü yok sayılarak, 17-18 Ekim tarihlerinde yapılacak İzmir Barosu Genel Kurulu'nun ertelendiği yönündeki karar, İl Hıfzıssıhha Kurulu tarafından Baromuza şifahen bildirilmiştir.
*Tarikatların yürüyüşünde, cumhurbaşkanının mitinginde, Ayasofya’nın açılışında ortalarda görünmeyen Covid-19 virüsü; parti kongrelerini teğet geçip baroların bölünmesine karşı eylemlerde olduğu gibi bu sefer de baro genel kurullarına uğramayı ihmal etmemiştir.
*Görünen odur ki bugün yaşadığımız gerçek salgın; özgürlüklere, ifade hürriyetine, seçme ve seçilme hakkına yönelen, ülkemize özgü bir salgındır ve temel nedeni demokrasiye tahammülsüzlüktür.
“FEYZİOĞLU’NUN KOLTUK SÜRESİNİ UZATMA HAMLESİ”
*Seçimlerin ertelenmesiyle yandaş baroların kurulmasına vakit kazandırılmaya ve iktidarın kuklası haline gelmiş Metin Feyzioğlu'nun koltukta kalma süresinin uzatılmaya çalışıldığının farkındayız.
*Baro genel kurullarının ertelenmesine ilişkin bu karar, hukuki dayanağı olmayan, normlar hiyerarşisine aykırı, siyasi nitelikte bir karardır ve bu nedenle hukuken yok hükmündedir.
*İzmir Barosu olarak dayatılan hiçbir antidemokratik uygulamayı kabul etmeyeceğimizi ve her türlü engele karşı genel kurulumuzu planlanan tarihi olan 17/18 Ekim’de yapacağımızı bildiriyor, İzmir Barosu Genel Kurulu’nu oluşturan baromuz üyesi tüm meslektaşların haklarına saldırı niteliğindeki bu yaklaşıma karşı koymak için bütün üyelerimizi genel kurulumuza bir kez daha davet ediyoruz.
