Balıkesir L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda adli hükümlü olarak kalırken diğer mahkumlar tarafından işkence edilerek öldürülen Ulaş Yurdakul’un haberlerinin basına yansıması üzerine, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Başkontrolörlüğü tarafından özel denetim sonucunda bir rapor hazırlandı. Raporda cezaevinde görevli 26 kişi hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’ suçundan işlem yapılması talep edildi. Bunun üzerine Kepsut Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı ancak kovuşturmaya yer yok kararı verdi. Yurdakul ailesinin avukatı Hakan Günaslan, “Hazırlanan raporda cezaevinde bir çete olduğu ve idarenin de bunu kolladığı anlatılıyor” dedi. Ulaş Yurdakul’un kaldığı koğuştaki diğer mahkumlar tarafından 1 Ocak 2017 tarihinde öldürülmesinin ardından hukuki süreç devam ediyor. Balıkesir L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda 26 görevli hakkında Kepsut Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında kovuşturmaya yer yok kararı verildi. Kararda Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Başkontrolörlüğü’nün hazırladığı rapora binaen soruşturma açıldığı belirtilerek, görevliler ile ilgili isteyerek herhangi bir zararın, kayırmacılığın olmadığına değinildi.
377 sayfalık rapor
Kovuşturma kararı ile ilgili gazetemize konuşan Günaslan, “Basında çıkan haberler üzerine cezaevleri baş kontrolörü gidip 35 gün cezaevinde soruşturma yürütüyor. Ekleriyle birlikte çok detaylı bir rapor hazırlıyor. 377 sayfalık raporda, cezaevinde bir çete olduğunu ve idarenin de bunu kolladığını anlatıp 26 görevli hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Bunun üzerine tekrar görevlilerle ilgili ek soruşturma başlıyor ancak savcı yine rapora ve çok sayıda ifadeye rağmen takipsizlik kararı verdi” dedi.
‘İhmaller zinciri’
Günaslan raporda bahsedilen ihmallere değinerek, “İhmaller zincirinin bir kaçı şöyle; 12 Aralık 2016 tarihinde yapılan sabah sayımında Ulaş Yurdakul’un görevli memurlar önünde fenalaşmasına rağmen müdahalede bulunulmaması. Yurdakul’un 1 Ocak 2017 tarihinde gündüz saatlerinde öldürülmesinden önceki gece saatlerinde hükümlüler tarafından darp edildiğinden bahisle o gece olağan kontrol ve güvenlik görevlerinin yerine getirilmemesi. 15 Aralık 2016 tarihinde akşam sayımında infaz ve koruma memurları C3 koğuşuna girmeden önce ve girdikten sonra Nihat Şen’in, Ulaş Yurdakul’a tokat atması ve bu durumun kameradan görülebiliyor olması. 1 Ocak 2017 tarihinde Ulaş Yurdakul’un sabah sayımında ayakta değil yatağında kontrol edilmesi, sabah sayımından yaklaşık 4-5 saat sonra vefat etmiş olması ve gece darp edildiği sebebiyle sabah sayımında gerekli hassasiyetin gösterilmemesi”diye konuştu.
‘Örtbas edilmek isteniyor’
Günaslan rapordan anlaşıldığı kadarıyla Yurdakul’un terbiye edilmek amacıyla C3 koğuşuna bilinçli olarak verildiğini dile getirerek “Kameranın önünde defalarca dayak yemiş, sayım sırasında baygınlık geçirmiş ancak görevliler müdahale etmemiştir. Bu kadar şiddete uğrayan biri kaçınılmaz olarak ölmüş, ölümünden sonra da cezaevi görevlileri tarafından gerçekleştirilen prosedür eksik olarak tamamlanmış olay adeta örtbas edilmek istenmiştir” ifadelerini kullandı.
‘Savcı, görevlileri koruyor’
Görevlilerin görevlerini ihmal etmeleri sonucu ölümün meydana geldiğini belirten Günaslan şöyle devam etti: “Görevlerini yerine getirmiş olmaları durumunda ölümün meydana gelmeyeceği ortadadır. Olayda infaz koruma memurları, infaz koruma baş memurları, kurum doktoru, kurum 1. ve 2. müdürleri yani baştan sona kurumdaki bütün görevlilerin ihmali davranışı söz konusudur. Soruşturma savcısı müfettiş raporunu yok saymış, takipsizlik kararı ile cezaevi görevlilerini korumuştur.”
Adalet Bakanlığı, Ulaş Yurdakul’un Balıkesir Cezaevi’nde işkenceyle öldürülmesine ilişkin 26 kişi hakkında işlem yapılmasını istedi.
Yurdakul ailesinin avukatı, bakanlığın raporunda cezaevinde bir çete olduğuna ve idarenin de bunu kolladığına dikkat çekildiğini söyledi.
Rapor üzerine soruşturma başlatan cumhuriyet savcılığı, bakanlığın raporunda sıralanan ihlallere karşın ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı verdi.