Balbay'dan Başbakan'a Ahmet Hakan sorusu: Kınamakla mı yetineceksiniz?


CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, gazeteci Ahmet Hakan'a yapılan saldırıyı TBMM gündemine taşıdı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun cevaplaması talebiyle soru önergesi veren Balbay, "Saldırıları sadece kınamakla mı yetineceksiniz?" diye sordu.

Milletvekili Balbay, Hakan'a yönelik saldırıyı kınayarak, "Eskiden gazetecilere, yazarlara yönelik faili meçhul saldırılar vardı, şimdi faili meşhur saldırılar var. Hükümet de bunları önlemek yerine bazen teşvik ediyor, bazen ise kınamakla yetiniyor." dedi. Balbay, soru önergesinde Türkiye'nin basın özgürlüğü karnesinin her geçen yıl gerilediğini belirtti. Başbakan Davutoğlu'na dokuz soru yönelten Balbay, şunlara dikkat çekti: "Türkiye'de Abdi İpekçi'lerden Uğur Mumcu'lara, Ahmet Taner Kışlalı'lardan Çetin Emeç'lere kadar pek çok gazeteci katledildi, susturuldu. Devamında gazeteciler, hapislere koyularak mesleğinden koparıldı. Bugün sansürün onlarca çeşidini görüyoruz. Son halkası da Ahmet Hakan'a yönelik saldırıda olduğu gibi fiilen gözdağı vermek ve fiilen mesleğini yapamaz hale getirmek."

AK Parti hükümetleri döneminde Türkiye'nin en çok gerileyen yönünün basın ve ifade özgürlüğü olduğunu iddia eden CHP Milletvekili Balbay, şöyle devam etti: "Kamuoyunda hükümete yakınlığıyla bilinen yayın organları, günlerdir Doğan Yayın Grubu'na ve Ahmet Hakan'a yönelik olarak tehditten hakarete kadar her türlü susturma girişimini devam ettirdi. Bu saldırı adeta geliyorum dedi. Saldırıya ilişkin olarak sürdürülen soruşturmanın da kamuoyunu tatmin edici şekilde sonuçlanmasını bekliyoruz."

Balbay, Başbakan Davutoğlu'na şu soruları yöneltti: "Türkiye, dünya basın özgürlüğü sıralamasında, Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü tarafından açıklanan listeye göre 2005 yılında 98. sırada yer alırken 2014 yılında 154. sıraya gerilemiştir. Her yıl artarak değişen bu gerilemenin sebebi nedir? Ülkemizin ifade ve basın özgürlüğü bakımından anayasal hükmü mevcutken neden Avrupa standartlarında görülmemektedir? Bunun için yasa, mevzuat ya da uygulama eksikliği mi vardır? Neden karşılanmamaktadır? Ülkemizde cezaevinde tutuklu ve hükümlü kaç gazeteci bulunmaktadır? İsnat edilen suçlar nelerdir? Cumhurbaşkanı tarafından gazetecilere yönelik açılmış kaç dava bulunmaktadır? Cumhurbaşkanı tarafından ülkemizde kaç kişiye dava açılmış, bu davalardan kaç tanesi sonuçlanmış, kaçı devam etmektedir? Dava gerekçeleri nedir? Cumhurbaşkanı, çeşitli davalar nedeniyle tazminat kazanmış mıdır? Tazminat miktar/miktarları ne kadardır? Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğünün sağlanması, Avrupa standartlarında olması için hangi adımları atmayı düşünüyorsunuz? Ülkemizde Çetin Emeç'lerden Abdi İpekçi'lere, Uğur Mumcu'lardan Ahmet Taner Kışlalı'lara kadar pek çok yazar, gazeteci karanlık güçlerce katledilmiştir. Yıllarca failleri bulunamamıştır. Eskiden gazeteciler, yazarlar karanlık odaklarca öldürülerek susturuluyordu. Bugün de Ahmet Hakan örneğinde olduğu gibi gazeteciler, ruhu boşaltılmak ve görevini yapamaz hale getirilmek isteniyor. Bu, kınama ve demeçlerle geçiştirilecek bir durum değildir. Bu duruma daha ne kadar göz yumacaksınız? AİHM Başkan Vekili Işıl Karakaş, Türkiye'ye yönelik olarak işkence algısının sona erdiğini ancak ifade özgürlüğünün zedelenmesine ilişkin algının yerleştiğini vurguladı. Bu durumdan rahatsız değil misiniz, giderilmesi için hangi adımları atacaksınız?" CİHAN
<< Önceki Haber Balbay'dan Başbakan'a Ahmet Hakan sorusu: Kınamakla mı... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER