Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İdris Baluken, askeri kışlada şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden askerlerin ailelerinin 2 bin 200'ün üzerindeki şüpheli asker ölümünün incelenmesi için mecliste komisyon kurulmasını istediğini söyledi. 2002 yılında oğlu Erdem Karadeniz'i kaybeden Hülya Karadeniz, "Milliyetçi bir insanım. İstiklal marşını duyduğumda benim tüylerim diken diken olur. Her bayram bayrağımı asarım. Benim çocuğumu gönderirken tabutunda bayrak yoktu. Benim en çok yıkan bu oldu." dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İdris Baluken, TBMM'de askerde hayatını kaybedenlerin yakınlarını kabul etti.
2009 yılında Tunceli Hozat'ta hayatını kaybeden Murat Oktay Can'ın babası, Şüpheli Ölümler ve Mağdurları Derneği Başkanı Oktay Can, "Cumhurbaşkanından, başbakandan, 26 bakandan ve 550 milletvekilinden istiyoruz. bizim bu çocuklarımız komutanları tarafından vurulmuştur. Ben Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı ve İçişleri Bakanı ile görüştüm. Hepsi yasa çıkmasını istiyor. Grubu bulunan grup başkanvekillerinin hepsine bildirdik. Ak Parti'den istedik daha bize dönülmedi. 7 senede bir başbakan bir cumhurbaşkanı bu yaralı ailelere, evlatlarını karakollarda kışlalarda kaybetmiş anne babalara neden bir randevu vermiyor? Biz ya bu ailelerden muhtar seçeceğiz ya da vekil çıkarmamız lazım ki biz randevu alıp cumhurbaşkanı ve başbakanla görüşelim." diye konuştu.
Uysal Doğan'ın babası Şüpheli Ölümler ve Mağdurları Derneği Başkan Yardımcısı Rıza Doğan da, "2,5 yıl sonra bana kanlı elbiseleri geliyor. Her türlü delil özelliğini yitirmiş elbiseyi o bölgede avukat olmasına rağmen neden ailelere gönderiyorlar o ailenin yarasını deşmek için bana nispet gibi geliyor. Biz bunları istemiyoruz. Başbakan ve cumhurbaşkanından defalarca randevu istedik ama bu aileler göz önünde bulundurulmadı. Başbakan mazlum ve mağdurların yanındayız diyor. Türkiye'de resmi rakamlara göre 2 bin 220 resmi şüpheli ölüm var. Bunlar mağdur bunlar mazlum değil mi?" şeklinde konuştu.
'BENİM ÇOCUĞUMU GÖNDERİRKEN TABUTUNDA BAYRAK YOKTU'
2002 yılında oğlunu askere gönderdiğini kaydeden Erdem Karadeniz'in annesi Hülya Karadeniz, "28 gün acemi eğitiminden sonra Erzurum'a gitti ve 20'inci gününde gece bana telefon geldi oğlunuz kendi silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetti diye. Biz bekledik ne oldu derken intihar etti dendi. Bir ay sonra bize bir yazı geldi bütün incelemeler ve otopsi sonucu tamamlandı ve intihara karar verildi. Geçen gün avukatımdan bir yazı aldım çocuğumun kullandığı silahta hiçbir parmak izine rastlanmamış. Tüfek tamamen temizlenmiş silinmiş. Ben iki gündür çok mutluyum benim oğlum intihar etmemiş. Ötekiler kendinden utansın kimse failler ortaya çıkarsınlar. Hayatım bitti 13 yıldır." ifadelerini kullandı.
Milliyetçi bir insan olduğunu kaydeden Karadeniz, "İstiklal marşını duyduğumda benim tüylerim diken diken olur. Her bayram bayrağımı asarım. Benim çocuğumu gönderirken tabutunda bayrak yoktu. Benim en çok yıkan bu oldu." dedi.
Askerde şüpheli bir şekilde hayatını kaybedenlerin aileleri bu olaylardaki tüm detayların üzerine devletin, hükümetin, ilgili bakanlıkların ve meclisin gitmesini istediğini kaydeden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Son derece anlaşılır ve insani bir şey. Çünkü bugüne kadar bu dosyaların tamamı askeri mahkemelerde görülüyor etkin bir soruşturma yürütülmüyor gerçekten açığa çıkarılmıyor. Sorumlular cezasızlıkla ödüllendiriliyor." şeklinde konuştu.
Ailelerin dosyaların askeri mahkemelerden sivil mahkemelere alınmasını istediğini ifade eden Baluken, "Etkin bir soruşturma istiyorlar yani adalet istiyorlar. Buna karşı yıllardır hükümet ve devletin gerekli adımları atmamasının hiçbir izahı yok. Yıllardır bu aileler meclisin sorumluluk almasını istiyor. Meclisin bir komisyon kurarak 2 bin 200'ün üzerindeki kışla içerisindeki şüpheli asker ölümlerinin araştırılmasını istiyorlar." dedi.
CİHAN