İklim krizinden en fazla etkileneceği tahmin edilen ülkelerden Bangladeş'te deniz seviyesinin 2050'ye kadar yarım metre yükselerek toprakların yaklaşık yüzde 11'ini kaplaması bekleniyor.
Giderek daha yoğun hale gelen muson yağmurları her yıl ülkenin yaklaşık beşte birini sular altında bırakarak binlerce ailenin evlerini terk etmesine neden oluyor.
Ancak bu felaketler Bangladeş halkı için daha ölümcül bir riski de beraberinde getiriyor: İçme sularındaki arsenik kirliliği.
Ülke nüfusunun neredeyse tamamının temel su kaynağını kuyular oluştururken bunların yaklaşık yüzde 49'unda aşırı miktarda arsenik bulunuyor.
Yapılan yeni bir araştırma, iklim krizinin durumu daha da kötüleştirdiğini ortaya koyarak Bangladeş'te yaklaşmakta olan bir halk sağlığı krizine işaret etti.
Dünya çapında temiz suya, hijyen olanaklarına ve temel sanitasyon hizmetlerine erişimi artırmak amacıyla çalışan uluslararası bir hayır kuruluşu olan WaterAid Bangladesh'in teknik sorumlusu Tahmidul Islam, euronews'e yaptığı açıklamada "Arsenik ve iklim değişikliği gibi konular Bangladeş'te zaten vahim olan durumu daha da kötüleştiriyor." dedi.
Gittikçe şiddetlenen kasırgalar, seller ve kavurucu sıcaklar evleri, kanalizasyonları, yolları, tarım arazilerini yerle bir ediyor. Bu da ilk olarak temiz su kaynaklarını etkiliyor ve yaklaşık 26 milyon insanın tuzlu suya maruz kalmasına ve hayatta kalma mücadelesi vermesine neden oluyor.
Bangladeşliler neden arsenikle zehirlenmiş su içiyor?
Bangladeş'in bu kanserojen madde ile ilgili sorunu, nüfusu su kaynaklı hastalıkların yayıldığı kirli yüzey sularını içmekten uzaklaştırmak için yoğun bir çaba sarf edildiği 1970'li yıllara dayanıyor.
Hükümet, Birleşmiş Milletler (BM) yardım kuruluşları ve sivil toplum örgütleri ülkede yaklaşık 10 milyon içme suyu kuyusu açarak, aşırı yüksek olan çocuk ölümleri oranını düşürmeyi başardı.
Ancak 1990'lara gelindiğinde tortul kayalardan çekilen suyun yüksek oranda inorganik arsenik içerdiği anlaşıldı. Bangladeş'in 165 milyonluk nüfusunun yaklaşık yüzde 97'si hala kuyu suyu içiyor.
Başkent Dakka'nın kenar mahallelerinde insanlar su ihtiyaçlarını ortak kuyulardan karşılıyor
Başkent Dakka'nın kenar mahallelerinde insanlar su ihtiyaçlarını ortak kuyulardan karşılıyorA.M. Ahad/AP
Bilim insanlarının 2002'de yaptığı bir araştırmaya göre, Bangladeş'in neredeyse yarısında arsenik konsantrasyonu Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) litre başına 10 mikrogram (µg/L) gösterge değerini aşan kuyu suları içiliyor.
Kronik arsenik zehirlenmesi insanların avuç içlerinde ve ayaklarında deri lezyonlarına neden olduğu gibi vücutta arsenik birikmesi kansere yakalanma riskini artırıyor. Arseniğin kardiyovasküler hastalıklar ve diyabet ile ilişkilendirilmesinin yanı sıra küçük yaşlardan itibaren maruz kalanlarda bilişsel gelişimi olumsuz etkilediği belirtiliyor.
ABD'deki Norwich Üniversitesi'nden Dr. Seth Frisbie, iklim değişikliğinin zaten ciddi şekilde tehlikede olan bu su kaynağı üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu görmek için PLOS ONE dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya öncülük etti.
Yağmur suyu içilir mi?
İklim değişikliği arsenik zehirlenmesini nasıl daha da kötüleştiriyor?
Bilim insanları, artan arsenik miktarlarının yükselen deniz seviyeleri ve daha şiddetli sellerle doğrudan bağlantılı olduğunu söylüyor.
Frisbie'nin ekibi tüm Bangladeş'te içme suyu örnekleri toplayarak arsenik konsantrasyonunun yanı sıra çözünmüş oksijen konsantrasyonu ve diğer elementleri de test etti.
Araştımacılar çözünmüş oksijen konsantrasyonu azaldıkça arsenik konsantrasyonunun arttığını tespit etti ve bu, yükselen deniz seviyelerinin neden olabileceği bir olgu.
'İndirgeme' ve 'tuz etkisi' olarak bilinen iki kimyasal süreç, tuzlu su akifere girdikçe tortudan daha fazla arsenik sızdığı anlamına geliyor.
Frisbie çalışmasında, "Arseniğe maruziyetteki bu artışın, kronik arsenik zehirlenmesinden kaynaklanan ölüm ve hastalık oranlarını artırması bekleniyor." diye yazdı.