Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben dün “Bank Asya’da ay sonuna kadar satışla ilgili bir gelişme olduğu takdirde satış, olmadığı takdirde de tasfiye süreci başlayacak” şeklinde bir beyanda bulundu. Bu beyanı değerlendiren Bank Asya ortaklarının avukatı Süleyman Taşbaş, bu sözlerin hukuken kabul edilebilir bir yanı ve dayanağı olmadığını açıkladı.

Süleyman-Taşbaş-Bank-AsyaAvukat Taşbaş, “BDDK’nın almış olduğu bir karar var. BDDK kararına istinaden TMSF’nin atamış olduğu fon kurulu satış sürecini yönetiyor şu anda. 29 Mayıs’ta alınan kararda satış yetkisi de var. Bu noktada bir satış yapabilirler. Ona kanunen engel yok. Ama daha önce aldıkları kararlarla alakalı iptal davaları var. Bu iptal davaları hissedarlar lehine sonuçlandığında bu satış yok hükmünde olacak.” dedi. Taşbaş, BDDK’nın 29 Mayıs 2015’te aldığı kararda tasfiyeye ilişkin bir hükmün ise bulunmadığının altını çizdi.

Daha önce hissedarlara satış için muvafakatname imzalatılmaya çalışıldığını hatırlatan Taşbaş, “Onun amacı da sorunsuz bir satış gerçekleştirmekti. Bu noktada muvafakat edenler kısmen olduğu gibi ortakların ekserisi muvafakat vermedi. Bu anlamda muvafakat vermeyenlerin hem hissedarlık hakları, hem de hukuki hakları devam etmiş oldu. Hukuki süreç devam ediyor. BDDK Başkanının, ‘satış olmazsa tasfiyeye gideriz’ beyanının hukuken karşılığı yok. Çünkü BDDK’nın 29 Mayıs’ta almış olduğu kararda tasfiyeye ilişkin bir hüküm bulunmuyor. 29 Mayıs kararı, satış, birleştirme veya devir şeklinde bir karar. Orada tasfiye yok. Böyle bir şey düşünüyorlarsa yeniden bir karar alması gerekiyor BDDK’nın.” diye konuştu.

Bank Asya ile ilgili olarak tasfiye ya da satışı gerektiren bir durum bulunmadığını, bankanın TMSF’nin yönetimine geçtiğinde özkaynak açısından artıda bulunduğunu ve TMSF Başkanı’nın ifadesiyle ‘faaliyetlerinde sorun olmayan bir banka’ olduğunu hatırlatan Süleyman Taşbaş, sözlerine şöyle devam etti: “Bunu bizzat TMSF’nin atamış olduğu banka yönetim kurulu Borsa’da KAP’a yapmış olduğu açıklamada ifade etti. Resmi kayıtlarda bu var. 3 Şubat’ta bankaya gelindiğinde bankada 1,7 milyar özkaynağa sahip olduğu, Merkez Bankası’nda 1,4 milyar ihtiyat rezervi bulunduğu resmi kayıtlarda olan hususlar. Belgelerin teslim edilmediğiyle ilgili hususta da bir gerekçe kalmadı. Çünkü o hissedar dışında belgelerin tamamı teslim edilmiş durumda. Ayrıca mali bünye sorunu, ortaklık yapısının belirsizliği de bu manada ortadan kalkmış oluyor. Hal böyleyken satış kelimesinin telaffuz edilmesi hukuki zemine oturmuyor.”

Hissesini satmayanın ortaklığı sürecek Mülkiyet hakkının Bank Asya ortaklarında olduğunu vurgulayan avukat Süleyman Taşbaş, şunları söyledi: “Hukuk normal sürecinde seyretse zaten bugün bunları konuşuyor olmayız. Bugün konuşulması gereken şu: BDDK’nın almış olduğu karar yargıdan döndü, karar iptal edildi. Bugün bunu konuşacaktık aslında. Fakat Türkiye’de hukukun önündeki engellerden, perdeden dolayı hukukun tecelli etmesi gecikiyor. Gecikince de şu anda bunları konuşuyoruz.”

Mülkiyet hakkının Bank Asya ortaklarında olduğunu vurgulayan avukat Süleyman Taşbaş, şunları söyledi: “Hukuk normal sürecinde seyretse zaten bugün bunları konuşuyor olmayız. Bugün konuşulması gereken şu: BDDK’nın almış olduğu karar yargıdan döndü, karar iptal edildi. Bugün bunu konuşacaktık aslında. Fakat Türkiye’de hukukun önündeki engellerden, perdeden dolayı hukukun tecelli etmesi gecikiyor. Gecikince de şu anda bunları konuşuyoruz.” Ortakların bankayı satıp satamadığına dair soruya ise Taşbaş, şu cevabı verdi: “BDDK’nın almış olduğu karara istinaden yönetim TMSF’de olduğu için ortakların bankada yönetim hakkı yok. Yönetim hakkı ve satış yetkisi TMSF’ye devredilmiş durumda. Satış gerçekleşse bile satışa muvafakat vermeyen ortakların hissedarlıkları devam ediyor. Onlar yine bankanın sahibi olmaya devam edecekler.”

BDDK Başkanı’nın kullandığı ifadelerin daha önce de dile getirildiğini kaydeden Taşbaş, “Açıkçası bu hukuken ve vicdanen kabul edilebilecek beyanlar değil. Çünkü dayanağı yok.” dedi.