Bank Asya’nın mevcut ortaklarının seçtiği yönetim kurulu başkanı Prof. Dr. Erhan Birgili, bankaya yapılan hukuksuz el koyma operasyonunu değerlendirdi. Bugün'e konuşan ve böyle bir uygulamayı kesinlikle beklemediklerini söyleyen Birgili, 3 Şubat’ta Bankacılık Kanunu’nun 18/5 maddesi gerekçe gösterilerek yapılan yönetim kurulu değişikliği ile ilgili, BDDK tarafında eksik olduğu iddia edilen belgelerin ortaklar ve banka genel müdürlüğünde yürütülen çalışmalarla büyük ölçüde tamamlandığını (yüzde 92) anlattı.
Eksik belge bahanesi kalmadı
3 Şubat’taki kararın gerekçesinin ortadan kalktığını ifade eden Birgili, “Bunun için bankanın tekrar ortaklar tarafından atanmış olan yönetim kuruluna devredileceğini bekliyorduk” dedi. Ortakların büyük bir kısmının belgelerini tamamlayıp teslim ettiğine dikkat çeken Birgili şöyle konuştu:
“Teslim etmeyen çok küçük bir grubun da tamamlama çalışmalarını sürdürdüklerini biliyoruz. Yönetim değişikliğine “ortakların yüzde 63’ünün belgelerini tamamlamadığı” gerekçe gösterilmişti. Mevcut durumda ortakların yüzde 92’si belgelerini tamamladığına göre geri iadenin derhal yapılması gerekirdi.”
Faaliyetler sorunsuz sürüyor
Bankanın sermaye yeterlilik oranının Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunun altını çizen Birgili sözlerine şöyle devam etti: “Likidite rasyosunda sorun olmaması, banka özsermayesinin iyi durumda olması, müşterilerin bankacılık işlemleriyle ilgili hiçbir problem yaşamaması, 2015’in ilk çeyreğinde kâr açıklaması ekonomik açıdan güçlü olduğunu ifade etmektedir. Bugün bile bankaya TMSF tarafından el konulduğunun açıklanmasına rağmen, faaliyetlerin normal bir şekilde devam etmesi sağlam ekonomik yapısının devam ettiğinin önemli bir delilidir. Bütün bu veriler alınan kararın doğru olmadığını göstermektedir.”
Özkaynaklar artıda
“Bir bankanın içinin boşaltılmış olması özkaynağının eksiye düşmesiyle açıklanmaktadır” diyen Birgili, “Bank Asya’nın özkaynağı artıda. TMSF Başkanı da bunu teyit etti. Hatta banka, özkaynaklarının dışında çok kıymetli ve piyasa değeri yüksek iştiraklere de sahip. Bazı basın organlarındaki iddialar gerçek olsa bağımsız denetim raporlarında bu kesinlikle yer alırdı. İsteyenler denetim raporlarına internet üzerinden erişebilir” diye konuştu.
Birgili, Borsa İstanbul’un Bank Asya hisselerinin TMSF tarafından devralınmadığını açıklamasını ise şöyle yorumladı: “Bu durum bankanın kredi işlemleri başta olmak üzere tüm bankacılık işlemlerinin sağlıklı bir şekilde işlediği ve yönetildiğinin bir başka göstergesidir.”
‘Kır kapıyı al’ dönemi uygulaması
Bank Asya’nın eski Genel Müdürlerinden Abdullah Çelik, TMSF Başkanı’nın medyaya yansıyan açıklamalarının bankanın durumunu ve özkaynaklarının iyi olduğunu teyit ettiğini söyledi. Çelik, “Bankalar Kanunu’na göre özkaynakları yeterli bir bankaya el koyamazsın. Bu açıklama TMSF’nin ne yapacağını bilmediğini gösteriyor. Normal bir el koyma olmadığı ortaya çıkıyor. El koyma kararının siyasi olduğunu gösteriyor. Bu tam bir 'Kır kapıyı al’ dönemi uygulamasıdır.”
Hisseler yüzde 10 çıktı
Bank Asya paylarının TMSF'ye intikal etmediği haberinin ardından şirketin hisseleri borsada tavan yaptı. Bank Asya hisseleri gün sonunda yüzde 10.14 değer kazandı.
Hakkımızı her alanda arayacağız
Banka ortaklarının menfaatlerini korumak amacıyla hukuki her türlü yola başvuracaklarına dikkat çeken Birgili, “Alınan hukuksuz kararların iptali, sorumlular hakkında tazminat davaları, suç duyuruları ve ceza davaları gibi her türlü hukuki haklarını ulusal ve uluslararası mercilerde kullanacaklardır” dedi.
Müşterilerimiz sahip çıkmaya devam etsin
Bank Asya müşterilerine bugüne kadarki destekleri için çok teşekkür eden Prof. Birgili, “Bugüne kadar sergiledikleri tavır her türlü takdiri hak ediyor. Bundan sonra da aynı tavır ve olgunluğu sergileyeceklerine inanıyorum. Kendilerine bir kez daha şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Toplantı günü bile değiştirildi
BDDK’nın rutin olarak Perşembe günleri toplandığına dikkat çeken Erhan Birgili, “Ancak konu Bank Asya olunca 3 Şubat kararı salı günü, 29 Mayıs kararı cuma günü alındı. Böyle bir aciliyete neyin sebep olduğunu bilemiyorum” diye konuştu.
TMSF’den itiraf: Mülkiyet hakkı bizde değil
Borsa İstanbul, Bank Asya hisselerinin TMSF tarafından devralınmadığını ve bankanın hukukî durumunun 30 Mayıs öncesi ile aynı olduğunu açıkladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 29 Mayıs’ta Bank Asya hisselerinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredildiğini açıklamasıyla başlayan skandallar zincirine yeni bir halka eklendi.
Borsa İstanbul yönetimi, KAP’a yaptığı açıklamada, Bank Asya hisselerinin TMSF tarafından devralınmadığını belirterek, “Söz konusu payların mülkiyet hakkına ilişkin hukukî durum BDDK’nın 30 Mayıs 2015 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kararından önceki haliyle devam etmektedir” ifadelerine yer verildi. Böylece Bank Asya hisselerinin hâlâ ortaklarda olduğu tescillendi.
Siyasi müdahale notu düşürür
ABD’nin önemli eğitim kurumlarından Penn State Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Indrit Hoxha, kredi derecelendirme kuruluşlarının hükümetin Bank Asya’ya yaptığı müdahaleyi 'kara leke' olarak adlandırdığını söyledi. Hoxha, "Derecelendirme kuruluşlarının yakın zamanda özel sektöre yapılan politik müdahaleler nedeniyle Türkiye’nin kredi notunu düşürmesi benim için sürpriz olmaz" dedi.
Yatırımcıyı endişelendiriyor
Hükümetin özel sektöre bu şekilde müdahale etmesi halinde yabancı yatırımcının azalabileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Hoxha, "Yabancı yatırımcı bu tarz gelişmeleri yakından takip ediyor. Bu durumlarda ya yatırımlarını azaltır veya iş ortamının iyileşmesini bekleyerek sonraya erteler" diye konuştu. Hoxha, özel bir bankaya her ne sebeple olursa olsun, devlet tarafından el konulmasının birçok düzeyde endişelere sebep olacağını söyledi.
İş ortamı politize oldu
İngiltere merkezli Verisk Maplecroft ekonomistlerinden Anthony Skinner Türkiye’de iş ortamının giderek politizeleştiğini ve yatırımcının bu durumdan şikayetçi olduğunu söyledi. Hükümetin Gülen’e yakınlığı ile bilinen kurumların dışındaki şirketleri de hedeflediğini belirten Skinner, Erdoğan’ın, Türkiye İş Bankası ve Koç Holding AŞ gibi şirketlerin hükümet karşıtı protestoları desteklediği suçlamasından sonra, vergi soruşturmasına tabi tutulduğunu hatırlattı. Skinner, "Yatırımcılar uzun zamandır değişen yönetmenlik, keyfi karar verme ve politize olmuş kararlarla ilgili şikâyetçi” dedi.