Semih Ardıç / Tr724
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İş Bankası hisselerinin (yüzde 28,09) elinden alınması ihtimaline karşı üç safhalık direniş planı hazırlamış.
Evvela bu teşebbüsün anayasa ile teminat altına alınmış bulunan mülkiyet hakkının ihlali olduğuna dikkat çekilecekmiş.
MUDİLERİN İTİMADI SARSILABİLİR
Akabinde bankacılık gibi hassas bir sektöre devletin bu şekilde müdahale etmesinin mudilerin bankalara itimadını sarsabileceğine dikkat çekilecekmiş.
Bugün İş Bankası’na yarın herhangi bir bankaya olmayacağı ne malum!
Nihayetinde bütün bunların yatırımcıları ürküteceği ve Türkiye’nin sermaye temin etmekte daha müşkül vaziyete düşeceği anlatılacakmış.
Her fiili hikâye kipinde bitirdim, zira hoş temennilerden başka karşılığı yok bunların. İsmine “direniş planı” denilse de netice değişmeyecek.
ERDOĞAN’IN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRAN CHP
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi aile şirketine dönüştürme menzilinde adım adım mesafe kat etmesinde CHP’nin güdük siyasetinin payını kimse hafife almamalı.
Şimdi alevler kendi mahallelerine kadar uzanınca anayasadan, hukuktan ve yatırım ikliminin bozulacağından dem vuruyorlar.
Çok değil bundan iki sene evvel Bank Asya diye bir katılım bankası vardı. Bilmem CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hatırlar mı?
ERDOĞAN, BANK ASYA İÇİN “BATTI” DEDİ
Bugün İş Bankası için biçilen deli gömleği o gün Bank Asya için dikilmişti. Devrin başbakanı Erdoğan tıkır tıkır işleyen bir bankayı “battı” dedikodusu ile alenen hedef almıştı.
Anayasa, Bankacılık Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu, Erdoğan tarafından lime lime edilirken ana muhalefet partisi, idare-i maslahattan öteye geçmeyen beyanlarla iktifa etmişti.
CHP İstanbul Milletvekil Mahmut Tanal para yatırmıştı. Tanal da daha sonra kendini inkâr edecek beyanlarla o günlerdeki ilkeli duruşunu unutturdu.
TALİMATLA MEVDUAT ÇEKİLDİ
Erdoğan, Bank Asya’yı iftira ve dedikodu ile batıramayacağını anlayınca kamu mevduatının çekilmesi için telefonla sağa sola talimat yağdırmıştı.
Türk Hava Yolları, Borsa İstanbul başta olmak üzere zarar etme pahasına vadesinden evvel mevduatını çekmişti.
Bugünün proje mahkemelerinin kukla savcılarının “terör örgütü üyeliğine delil” diye sundukları para yatırma seferberliği işte böyle bir hercümerc ortasında başlamıştı.
Tamamen gönüllülük esası ile hareket eden on binlerce kişi, iktidarın faizsiz bankacılığın lider kuruluşunu batırma teşebbüsüne karşı Bank Asya şubeleri önünde sıraya girmişti.
Kimi emekli maaşını, kimi parmağındaki alyansını getirdi bankaya yatırdı.
BANKACILIK TARİHİNE GEÇEN DİRENİŞ
Direnişse direniş… Bankacılık tarihine altın harflerle geçen bir sivil toplum eylemi olarak geçen o seferberliğin bugün mahkemelerde “suç delili” sayılmasına en azından hukuk menşeli CHP’li mebusların itirazını duyamadık maalesef.
CHP’liler, “Devletin verdiği ruhsatla bankacılık yapan bir kuruluşa para yatırmak nasıl suç olabilir?” diyemedi.
Öyle ya! Bank Asya nasıl olsa Hizmet Hareketi’ne yakın insanların kurduğu bir bankaydı, üstelik faizsiz işlem yapıyordu. Bırakın birbirlerini yesinler, size ne!
Bu tarz iki yüzlülüklerin bir gün bumerang misali dönüp kendilerini vuracağını hesap edemeyecek kadar aciz insanların İş Bankası ve iştiraklerini muhafaza etmesini beklemek hayli hüsnü zan olur.
BİR VEKİLİN TEKLİFİNE KALDI O İŞ!
Reis-i Cumhur Erdoğan, Atatürk’ün vasiyeti özel hukuku alakadar eden bir mevzu olduğu halde genel hukuk düzenlemeleri ile İş Bankası’nı Hazine’ye devredeceğini söylerken ne kadar emin değil mi?
Küçük ortağı Devlet Bahçeli zaten dünden razı stepne olmaya. Bir vekilin teklifine bakar o İş!
Yakında o teklif de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelecektir. Kimsenin tereddüdü olmasın. CHP de “endişeliyiz” demeye devam edecektir.
HAZİNE’YE DEĞİL, AİLEYE DEVREDİLECEK
Bank Asya’ya bir gruba olan öfkesinden ötürü saldırırken sessiz kalınmasaydı Erdoğan bugün İş Bankası ve iştirakleri için ellerinde ovuşturamazdı.
Hazine’ye devredilecek derken sözün gelişi… Hazine’nin anahtarları Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın elinde.
İş Bankası, Şişecam, Paşabahçe, Anadolu Sigorta, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Yatırım Finansman, İş Yatırım, Trakya Cam ve diğer şirketlerin anahtarları bir gece yarısı Erdoğan ailesine teslim edilecek.
“ANAHTARLARI MASAMDA İSTİYORUM”
CHP unutmuş olabilir, hatırlatayım… Erdoğan 17/25 Aralık 2013 operasyonun hemen akabinde Pasifik seyahatine çıkmadan evvel tembihte bulunmuştu: “Dönüşte Bank Asya’nın anahtarlarını masamda istiyorum.”
O hevesi kursağında kalmıştı. Zira halk bankasına sahip çıkmıştı.
Bugün hapse atılan ya da memuriyetten ihraç edilen on binlerce masum var ya işte onlar Bank Asya’yı kurda kuşa yem etmediği için bu zulme maruz kaldı.
Başka bir memlekette devlet nişanı ile mükafatlandırılacak insanlar zindanlara atılıyor.
DARBE BAHANESİ İLE KAPATTI
15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünü “Allah’ın bir lütfu” diye tarif eden Erdoğan’ın talimatı ile 20 Temmuz 2016 tarihinde kapatıldığında Bank Asya’nın kasasında 3,5 milyar TL mevduat ve 1,7 milyar TL öz kaynağı vardı.
Bir başka ifade ile Erdoğan’ın 2013 senesinde “battı” dediği Bank Asya o tarihten üç sene sonra bizzat hukuk tanımaz bir iktidar tarafından batırılmıştı.
İşte o hukuk tanımaz iktidar bugün İş Bankası’nı gözüne kestirdi. Merak ediyorum CHP lideri halka çağrıda bulunsa kaç kişi İş Bankası şubeleri önünde kuyruğa girer.
İŞ BANKASI İÇİN DİRENENLERE KETÖ DERLERSE
Kendi parasını kendi iradesi ile Bank Asya’ya yatıran müşterilere reva görülenlerden sonra tek kişi gelip İş Bankası’na sahip çıkmaya cesaret etmez, edemez. Türkiye’de artık sivil itaatsizlik gibi en demokratik eylemler dahi silahlı terör örgütünden daha tehlikeli!
Tetikte bekleyen Erdoğan’ın savcıları “KETÖ” diye bir örgüt şeması çiziverir. Nasıl olsa Kılıçdaroğlu AKP’nin ipi ile dokunulmazlıkları kaldırmıştı. Onu da alıverirler şafak baskınında.
Hukuk nasıl riayet edildikçe neşv ü nema buluyorsa hukuksuzluk da kanun ve nizam ihlal edildikçe zehirli sarmaşık gibi her tarafı sarar.
O zehirli sarmaşık İş Bankası ile CHP’nin muhteşem binalarının önüne kadar geldi.