BURSA (CİHAN)- Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz, İç Güvenlik Yasa Tasarısı'nın sadece Meclis'e bırakılamayacak kadar önemli olduğunu söyledi. Demiröz, demokrasiye, hukuka inanan her vatandaşın yasaya karşı çıkmasının vazifesi olduğunu dile getirdi.
Bursa Barosu öncülüğünde, akademik meslek odaları ve sendikalar TBMM'nin gündeminde bulunan 'İç Güvenlik Yasa Tasarısı' konusunda basın açıklaması yaptı. Çağdaş Hukukçular Derneği, Türk-İş, Disk, Kesk, Kamu Sen, Tümobb, Tabip Odası, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Bursa Noterler Odası ve Nilüfer Kent Konseyi gibi sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan ortak açıklamada yasaya karşı çıkılmasını istedi.
Baro Evi Lokali'nde yapılan toplantıda konuşan Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz, kamuoyunda iç güvenlik yasa tasarısı diye bilinen polis selahiyetleri ve vazifesini yeniden düzenleyen bir taslağın Meclis gündeminde olduğunu belirterek, "İktidar bu yasayı şöyle yansıtıyor; 'Bu sizin güvenliğiniz için' diye. Öncelikle bu nitelemenin bir algı yönetimi olduğundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Biz Türkiye'de kuvvetler ayrılığının yok edilişini, yasama yürütme ve yargının tek iradede toplanmasına karşı mücadele verirken, karşımıza bambaşka bir duruş çıktı. Yargıçların ve savcıların görevi valilere ve kaymakamlara verilmek istenir oldu. Şu anda taslağın en önemli tuzaklarından biri bu." dedi.
Yasa ile bir kimseye demokratik bir gösteride üzerinden en az 3 gün çıkmayacak boyalı suyun sıkılabileceğini ifade eden Demiröz, "Ayrıca kazara bir olayda biber gazı sıkıldığında sakın ola yüzünüzü atkınızla, ceketinizin bir tarafı ile örtmeye kalkmayı. Cezanız iki yıl 6 aydan 4 yıla kadardır. Çünkü indirimlerle dahi bu ceza iki yılın altına inmediği için cezanın ertelenmesini ve hükmen açıklanmasının geri bırakılması diye bilinen yasanın uygulanmasını da olanaksız kılar." şeklinde konuştu.
İKTİDAR HALKI ALDATIYOR
İktidarın bu konuda yalan söylediğinin altını çizen Baro Başkanı Demiröz, şöyle devam etti: "İktidarın peşinde olduğu tek şey, kendi güvenliğidir. Bu yasa bunu için çıkıyor. Faşizmin temel noktalarından biridir ki, yargı yetkisini yönetime, idareye, vali ve kaymakama vermektir. Asıl vatanseverlik, asıl yurtseverlik bu faşist yasaya karşı çıkmaktır. Bu yargısız infazlara yol açacak bir yasadır ve sorgusuz sualsiz gözaltılar ve gözaltında kayıplara yol açacak. 12 Eylül faşizminde yaşadığımız dönemin birde yasal kılıf geçirilmiş hallerini yaşamanın yolunu açacak bu yasa teklifi."
Yasaya namuslu herkesin karşı çıkmasını isteyen Demiröz, şunları kaydetti: "Bu yüzden bu yasaya direnmek, karşı koymak namusluluktur, yurtseverliktir, bu ülkeyi sevmektir. Vatan hainliği ile suçlayanlar ki, birini suçladığınızda işaret parmağınızı ileri uzattığınızda üç parmağın sizi gösterdiğinizi unutmayın. Herkes görüyor, bu vatanı kimlerin sevdiğini, kimlerin para kasalarını, kimlerin çıkarlarını, rantlarını, akrabalarını, çocuklarını ve bütün bu hırsızlığın ve antidemokratik yapılanmaların kim olduğun görüyoruz." şeklinde devam etti.
Yasaya Kobani olaylarının bahane gösterildiğini anlatan Baro Başkanı Ekrem Demiröz, şu görüşleri dile getirdi: "Orada eksik olan yasalar değil, belki de eksik olan devletin iradesidir. Ben bilmem, yalan söylüyorlar. Asıl olan iktidarın tüm hukuksuz uygulamalarına karşı muhtemel kalkışmalara toplumsal demokratik eylemlere karşı iktidarın kendini korumak ve bu yasal hakları ve bu hakların oluşturduğu buluşmaları ezip yok etmeyi amaçlıyor. Bu nedenle bu yasa geçmemeli, iktidar kendi talepleri için, toplumun hak ve istekleri için değil, bu yasayı geçirmek istiyoruz. Sadece bunu Meclise bırakamayız. Bu hepimizin vatandaş olmak, demokrasiye, hukuka inanmamızın doğal sonucudur, bedeli ne olursa olsun bu yasaya karşı direnmek. Hepimiz bu iradeyi taşıyoruz. Aynı şeyi halkımıza da söylüyoruz. Başına gelecekleri düşünsün ve buna göre bu yasaya tavır alan namuslu insanların yanında yer alsın. Kaygıyla ve saygıyla kamuoyuna sunuyoruz."
Ekrem Demiröz, "AKP milletvekili Mehmet Metiner'in yasaya yine paralel bahanesi bulmaya çalıştığının" hatırlatılması üzerine ise şöyle konuştu: "Mehmet Metiner gitsin de Tayyip Erdoğan için o hakaretlerinden sonra nasıl oldu da milletvekili oldu, onu anlatsın. Biz paralel filan tanımıyoruz. Bizim bildiğimiz bir tek ülkemiz var, bu ülkede demokrasi istiyoruz, şeffaflık istiyoruz, insan hakları ve özgürlükler istiyoruz. Cemaatte istiyorsa buyursun gelsin, AKP 'de istiyorsa buyursun gelsin." CİHAN