Mili Savunma Bakanlığı'nın askeri personellerin işledikleri suç kapsamında yargılamalarını Başbakan ve Milli Savunma Bakanı'nın iznine tabi tutan yasa tasarını değerlendiren Van Barosu Başkanı Murat Timur, yasanın; askerlerin yaptığı katliamları gizleme çabası olduğunu ifade ederek, tasarının "İç Güvenlik Yasası"nı tamamlayan nitelikte olduğunu belirtti.
Güneydoğu illerinde görev yapan askerlerin; terörle mücadeleden kaynaklı silah kullanma yetkisini aşma, işkence, kötü muamele gibi konularda suçlanmaları halinde Başbakan ve Milli Savunma Bakanı'nın izni gerekecek. Bu düzenleme bölgede yine faili meçhullerin artacağı endişesinin beraberinde getirdi. Tasarıyı değerlendiren Van Baro Başkanı Murat Timur, Dünyanın hiçbir ülkesinde askerlerin yargılanmasında özel yargılamanın söz konusu olmadığını söyledi.
Bu tasarının askeri vesayeti tekrar hissettirdiğini belirten Timur, "Asker kendisine imtiyazlı bir alan yaratma çabası içerisinde. Aslında böyle bir tartışmanın böyle bir dönemde önümüze konulmasının temel nedeni son dönemde yaşanan hak ihlallerine ilişkindir. Bu konuda hiçbir tartışma bulunmamakta. Başta Cizre, Silopi, Sur, Şırnak, Yüksekova olmak üzere birçok yerde ciddi hak ihlalleri yaşandı. Bu hak ihlalleriyle birlikte yargılanacak olan kişiler, yani hakkında suçlama yapılan kişilerin başında birçok asker geliyor. İç Güvenlik Paketi ile birlikte polis imtiyazlı bir noktaya gelmişti. Eksik kalan kısım askerle ilgili kısımdı. Bu da iç güvenlik paketinin tamamlayıcısı olarak gözükmekte. Böyle bir durumda yaşanılan hak ihlallerine ilişkin yapılacak suç duyuruları, hak arama yönündeki mücadeleler, bu yasa tasarısıyla birlikte tamamen bir tarafa bırakılacak. Bu açıdan tasarıya bir bütün olarak baktığımızda geçmişten beri askerlerin ayrıcalıklı bir konumları dolayısıyla kendilerine yargıda imtiyaz tanınmıştı. Sonra birkaç düzenleme yapılarak geri adım atıldı. Şuan ki tartışmalarla birlikte aslında geri adım atılan noktalarda. Artık şu noktaya geldi. Önceki döneme tekrar geri gelindi. Önceki düzenlemeler bu kadar kötü değildi aslında. Önceki dönemden çok çok daha kötü bir duruma geldik." ifadelerini kullandı.
Çatışmaların başladığı Temmuz 2015 yılından bu yana binden fazla insanın çatışmalı alanlarda hayatını kaybettiğini aktaran Timur, "Şimdi bu alanda operasyonu gerekip gerekmediği noktasında, operasyon gerekmişse sivillerin yaşam hakkı güvenceye alındı mı, alınmadı mı? Bunlar savcılığın suç duyurusuyla değerlendireceği noktalar. Bu yasa tam olarak şunu getirdi. Bu operasyonların tamamının hukuka uygun olduğunu hiçbir sivilin bu nokta da zarar görmediğini, tüm ölümlerin yaralamaların, işkencelerin tamamının hukuk içerisinde gerçekleştiğini iddia ediyor. Bunun böyle olup olmadığını değerlendirecek olan da yargı makamlarıdır. Bu yasa tasarısı aslında yargının bu konudaki tartışmasını kapatma yönünde oluşturulmuş olan bir taslaktır. Bu açıdan aslında siyasi iktidar şunu demekte; 'Asker, polis çok rahat hareket etsin. Hareket kabiliyeti geniş olsun. Bu konuda yargının önüne hiçbir şekilde çıkmayacaksınız.' Bu konuda siyasi iktidar olarak sizin güvenceniz şeklinde bir yaklaşımın göstergesidir. Bu tasarının kanuna dönüşmesi durumunda son dönemde yaşanmış olan hak ihlallerinin gerçekleşmesi olası bir durumdur." şeklinde konuştu. CİHAN