Aydın Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, doğada bulunan bütün canlılara yapılan eziyet ve işkencelerin, Türk Ceza Kanunu kapsamında "kabahat" değil, "suç" olarak değerlendirilmesi için imza kampanyası başlattı. Kampanyaya destek veren Baro Başkanı Gökhan Bozkurt, "Her türlü imkana sahip mükemmel yaratıklar olarak, derdini anlatamayan, konuşamayan ve bu dünyada en az bizler kadar yaşama hakkına sahip olan hayvanlara en iyi yaşam koşullarını vererek, bunu hukuk düzenine de yerleştirmek boynumuzun borcudur. Unutmayın, vicdanın yarısı merhametse, öbür yarısı da adalettir." dedi.
Doğada bulunan bütün canlılar, yaşam döngüsünü sürdürebilmek için gerekli olduğunu belirten Bozkurt, "Bu Dünya, bizler için olduğu kadar hayvanlar ve bitkiler için, kısacası doğadaki tüm canlılar için yaratılmıştır ancak pek çok şey gibi Dünya'nın da yalnızca kendisine ait olduğuna inanan insanoğlu, yıllar boyunca birbirine, doğaya ve hayvanlara zarar vermiştir. Geldiğimiz gelişmişlik düzeyinde, tüm canların korunması esasında temellenen bir hukuk prensibi çoğu ülkede kabul görmüş ve artık insanların olduğu gibi hayvanların da layığınca yaşama hakkı olduğu kabul edilmiştir. Son yıllarda ülkemizde de hayvanlara karşı yapılan eziyetler, basın sayesinde pek çoğumuzun bilgisi dahilindedir. Kriminolojik araştırmalar irdelendiğinde görüleceği üzere insanlara karşı suç işleyen kimselerin, daha önceki dönemlerde hayvanlara da zarar vermiş olduğu görülmüştür. Kısacası bir hayvan incitmekle başlayan süreç, daha sonra insanlara karşı işlenen bir suçla sona ermektedir." şeklinde konuştu.
Türkiye'de hayvan haklarıyla ilgili kanuni düzenlemeler hakkında da bilgi veren Baro Başkanı Bozkurt, "Ülkemizde Hayvanları Koruma Kanunu bulunmaktadır. İsminden de anlaşılacağı üzere hayvanları insanlardan koruma gerekliliği kanuna yansımıştır ancak bu kanuna aykırı davranışların suç değil de kabahat kapsamında değerlendirilmesi, dolayısıyla verilen cezaların para cezası olarak kalması, hayvanları insan vahşetinden koruyamamaktadır. Etrafta pek çok hayvan, Dünya'yı sadece kendilerine ait zanneden insanlar tarafından vurularak, dövülerek, zehirlenerek, tecavüz ve işkence edilerek öldürülmekte ya da sakat bırakılmaktadır. Her yeri betonlaştırıp hayvanların doğal yaşam alanlarını yok ettiğimizi hiç hesaba katmadan, bir de bizden sadece yaşamlarına saygı bekleyen hayvanları katletmekte, onlara yaşanacak alan bırakmamaktayız." dedi.
Çocuklarıa küçük yaşlarda aşılanacak hayvan ve doğa sevgisinin, onlara her zaman vicdanlı olmayı öğretmek için en lüzumlu mesele olduğunu söyleyen Gökhan Bozkurt, "Bu nedenle okullarda hayvan ve doğa sevgisinin müfredata alınarak çocuklara aşılanması, gelecek nesillerin dünyayı daha yaşanılabilir kılması için çok önemlidir. İkinci önemli husus, hukuk düzenimiz açısından hala eşya olarak kabul edilen ve bu bakış açısıyla korunması gerekliliği hissedilen hayvanların da bir can taşıdığı kabul edilmelidir. Bu kabulün ardından, her can gibi hayvanların da hakları olduğu düşüncesiyle 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu yerine, Hayvan Hakları Kanunu çıkarılmalıdır. Ayrıca hayvanlara karşı yapılan fiillerin de tıpkı insanlara yapılan fiiller gibi suç olarak tanımlanıp Ceza Kanunu kapsamına alınması acil bir gerekliliktir." ifadelerini kullandı. CİHAN