Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. Hükümet Reform Tanıtım Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 3 aylık vaatlerin yüzde 100'ünü gerçekleştirdiklerini söyledi. Davutoğlu, "3 aylık reformlarımızın ise yüzde 70'ini, 6 aylık reformlarımızın da yüzde 30'unu gerçekleştirmiş bulunuyoruz." dedi. Davutoğlu, konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştirerek , "Biz söz verip gereğini yaparken, bazıları sadece ve sadece haya ve edep duygularını çiğneyerek muhataplarını hakaretle karşılayan bir zihniyete sahip. Buradan bir kez daha hakareti siyaset üslubu yapanları şiddetle lanetliyorum." ifadelerini kullandı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen 64. Hükümet Reform Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Programda çok sayıda bakan, milletvekili ve AK Parti üyeleri de hazır bulundu. 64. Hükümetin bu güne kadarki icraatlarından bahseden Davutoğlu, şunları söyledi: "Bugüne kadar hükümet olarak neler yapıldığının bir muhasebesini yapalım, milletimizi bilgilendirelim istedik. Bugün 3 aylık vaatlerin yüzde 100'ünü gerçekleştirmiş olarak huzurundayım. 3 aylık reformlarımızın ise yüzde 70'ini, 6 aylık reformlarımızın da yüzde 30'unu gerçekleştirmiş bulunuyoruz."
Konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'na yönelik sözlerinden dolayı eleştiren Davutoğlu, Biz icraatlarımızla gece gündüz meşgulken bazıları hakaretle meşgul. Biz söz verip gereğini yaparken, bazıları sadece ve sadece haya ve edep duygularını çiğneyerek muhataplarını hakaretle karşılayan bir zihniyete sahip. Buradan bir kez daha hakareti siyaset üslubu yapanları şiddetle lanetliyorum. Bu hakaretleri bir kez daha huzurunuzda telin ediyorum ve herkesi milletimizin edep duygularına saygı göstermeye ve özellikle de kadınlarımıza hürmette kusur göstermemeye davet ediyorum. Umuyorum ana muhalefet lideri bu tavsiyelerimizi ve Şeyh Edebali'nin tavsiyelerini göz önüne alır, icraatlarıyla gündeme gelir hakaretleriyle, tahkirleriyle değil." ifadelerini kullandı.
Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle: "İç ve dış meselelerle ilgili önemli sıkıntıların yaşandığı bir dönemde hükümet olarak ortaya koyduğumuz programa harfi harfine uyarak ülkemize hizmet ediyoruz. Coğrafyamızda büyük yangınlar var. Güney sınırımızda kanlı çatışmalar yaşanıyor ve bunun olumsuz etkilerini her gün görüyoruz. Canını kurtarmak için ülkemize sığınan milyonlarca kardeşimize kapımızı, soframızı, şehirlerimizi ama en önemlisi de gönlümüzü açmış bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız.
7 Haziran'dan bu yana ülkemize eş zamanlı saldırılar başlatan terör örgütleriyle kapsamlı ve yoğun bir mücadele yürütüyoruz. Bütün bunlar herhangi bir hükümetin hedeflerinden geri adım atmak için ya da icraatını durdurmak için kullanacağı mazeretler olabilirdi ancak bizim zihniyetimiz bunu asla kabul etmez. Biz hiçbir zaman mazeretlerin arkasına sığınacak bir hükümet olmadık, olmayacağız. Bu ateş çemberinin içinde milletimizin güvenliği için gece gündüz çalışırken bir taraftan icraatlarımıza, ekonomide istikrar ve büyümeyi sağlayacak faaliyetlerimize devam ediyoruz. Eş zamanlı olarak demokratik gelişme istikametinde reformlar yapıyor, yine eş zamanlı olarak kamu düzenini sağlıyor ve Avrupa Birliği hedeflerimize yürüyoruz. Türkiye'nin yürüyüşünü kimsenin ve hiçbir gücün durdurmasına izin vermedik, vermeyiz Allah'ın izniyle.
Türkiye, bütün negatif çabalara rağmen büyüme, kalkınma, demokrasi ve hukuk devleti hedeflerinden geriye doğru tek bir adım atmayacaktır. Hem çok yönlü olarak her alanda mücadelemizi veriyor hem de hedeflerimizi tek tek yerine getiriyoruz.
Şükürler olsun ki bugün itibariyle milletimize verip de tutmadığımız bir söz yok. Söz verdik yaptık diyoruz. Söz vereceğiz, yapacağız diyoruz. Vaatler ve reformlar takvimimizde herhangi bir gecikme olmadığı gibi, bazen verdiğimiz bir sözü gününden önce de hayata geçirdiğimiz oluyor.
Toplumun her kesiminin refah ve huzur içinde yaşadığı, işçinin, esnafın, çiftçinin ürettiği ve ürettiğinin karşılığını aldığı müreffeh, kalkınmış, başı dik insanların Türkiye'sini kuruyoruz. Bu gayeyle 14 yılda demokrasi ve ekonomik büyümenin önündeki engelleri bir bir kaldırdık. Demokrasinin tıkanmış kanallarını açtık, hukuk ve adalet yolunu genişlettik, krizlerle boğuşan Türkiye'yi kalkındırdık. Birinci nesil reformlarla Türkiye'yi kapasitesini en iyi şekilde kullanan bir performansa taşıdık. İş adamlarımıza özgüven kazandırdık. Şirketlerimizi dış dünyaya açılmaya, katma değeri yüksek ürünler üretmeye, ihracata teşvik ettik. Dış ticaret, uluslararası yatırım, turizm, istihdam gibi alanlarda rekorlar kırdık, ekonomimizi, milletimizi tarihine yakışır şekilde şaha kaldırdık. İşçimizin emeğinin karşılığını verdik, çalışma şartlarını iyileştirdik. Çiftçimize destek olduk, tarım ve hayvancılığı teşvik paketleriyle hiç yapılmadığı kadar destekledik. Gece gündüz durmadan insanımızı refah ve huzuru için çalıştık. Bizim siyasetimizin merkezinde sadece insan ve insan onuru var.
2015 yılında orta vadeli program beklentimize paralel olarak yüzde 4 büyüdük. Küresel ekonominin henüz toparlanmadığı bir ortamda Türkiye olarak kalkınmamızı sürdürdük. Yaşadığımız iki genel seçime, bölgemizdeki jeopolitik risklere, dış talepteki daralmaya rağmen Türkiye ekonomisi AK Parti ile ve AK Parti'nin erdemli siyaseti ile büyüyor.
Yüzde 4'lük büyüme ile şu anda Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeler ortalamasının iki katından fazla büyüdük. G-20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen 4. ülke olduk. Bu büyümenin olumlu etkileri toplumun her kesimi tarafından hissedildi, işçimiz de esnafımız da bu büyümeden nasibini aldı.
2015 yılında yaklaşık 700 bin kardeşimize, krizden bu yana da yaklaşık 6,5 milyon kardeşimize ilave istihdam sağladık. OECD ülkeleri içinde ABD'den sonra en fazla istihdam üreten ülkeyiz. Kadınlarımızın iş gücüne katılımına belirgin bir şekilde artırdık. 2015 yılında cari işler açığının milli gelire oranını 0,9 puan azaltarak yüzde 4,5 seviyesine indirdik. AK Parti hükümetlerinin mali disipline verdiği önemi artık bütün Türkiye ve dünya biliyor.
Biz inanıyoruz ki 2016 yılı daha da bereketli bir yıl olacak. Kaos ve kriz bekleyenler hayal kırıklığına uğrayacak. Türkiye'nin ilerlemesini sabote etmek isteyenler amaçlarına asla ulaşamayacak. Türkiye ekonomisini daha da büyüteceğiz ve vatandaşımızın refah seviyesini daha da yükselteceğiz.
Biz tutamayacağımız sözleri vermedik, söz verdik mi gereğini yaptık. Biz söz verip de unutanlardan, bahaneler, mazeretler uyduranlardan olmadık. 14 yıllık başarılarımızın arkasında ahde vefa, söze sadakat yatmaktadır. Biz halkımıza güveniyoruz, halkımız bize güveniyor.
3 aylık reformlarımızın yüzde 70'ini tamamladık, 6 aylık reformlarımızın yüzde 15'ini gerçekleştirdik, yüzde 15'i de Meclis aşamasına gelme noktasında. AB ile müzakereler kapsamında bir takım yasal düzenlemelere öncelik vermek durumunda olmasak bu takvim daha da önce tamamlanabilirdi. Ama bilinsin ki söz verdik mi yaparız. Biz size Mart ayında söz verdik 'Haziran'da vizesiz Avrupa'ya gideceksiniz diye, inşallah Haziran'da da huzurunuza çıkıp vizesiz olarak Avrupa'ya gitme hakkını sizlerle paylaşacağız."
CİHAN