Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, terörle mücadelenin kararlı olmayı ve el ele vermeyi gerektirdiğini vurguladı. Yılmaz, "Teröre karşı dünyada dayanışma gerekiyor. Ama şu an bu dayanışma yeterli değil." dedi.
Yılmaz, 6. İstanbul Finans Zirvesi'ne (Istanbul Finance Summit-IFS) konuk oldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Borsa İstanbul (BİST) CEO'su Tuncay Dinç'in de katıldığı zirvede Yılmaz, terör olayları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bu olayları lanetleyen Yılmaz, "Terörün maliyeti var. Doğrudan maliyeti var. Onu ölçmek mümkün değil. Ölümler gibi… Bir de dolaylı maliyeti var. Bu da özgürlüğe, ekonomiye, kalkınmaya tehdittir. Terör olayların aldığı böleler ekonomik olarak büyük darbe alıyor. Turizmden ticarete ve yatırıma dek pek çok konuda bilhassa Doğu ve Güneydoğu'da halk bunun bedeline katlanmak durumunda kalıyor. Ben terörü tekrar lanetliyorum. Ekonomimize, halk irademize düşman olan teröre karşı çıkmalıyız. Siyasi olarak görüşümüz, anlayışımız ne olursa olsun teröre bir ve beraber karşı çıkmak, terörün tüm boyutu ile mücadele etmek durumundayız. " ifadelerini kullandı.
Yılmaz, şöyle devam etti:
"Huzura, ilerlemeye darbe vurmak terörün amacı. Biz buna karşı duygularla değil akılla, itidal ile cevap vermeliyiz. Terörün tuzağına gelmeden birlik ve beraberliği arttırıp, kararlı ve sabırlı şekilde mücadelemizi yürütmeliyiz. Terörle ülkelerin tek başına mücadelesi yeterli değil. Terör olayları, örgütleri uluslararası mücadele de gerektiriyor. Şu an terörün uluslararası sorun olduğunu da anlamalıyız. Terörle mücadelede uluslararası ortaklık mühim. Terör dünya ekonomisi ve dünya huzuru için de önemli. Nedeni ne olursa olsun etnik olsun, dini olsun veya ideolojik olsun; kim kime karşı yaparsa yapsın teröre karşı durmalıyız. Terörle mücadele çok dayanışma gerekiyor dünyada da. Ama şu an dayanışma düzeyi yeterli değil.
Mülteci konusuna da değinen Yılmaz, şunları söyledi:
"Akdeniz'de mülteci sorununu görüyoruz. Türkiye bu anlamda örnek bir ülke. Türkiye'de 2 milyon mülteci var. Biz bu anlamda ilk sıradayız. Ülkemiz bu yükü sırtladı. Ama şunu vurgulamalıyız bu sorunu doğuran ortamlarla mücadele etmeliyiz. Mülteci sorununda da uluslararası dayanışmayı güçlendirmeliyiz. Türkiye, Ürdün ve Lübnan gibi ülkelerin yüküne uluslararası kurumların omuz vermesi gerekiyor. Trajik olayların ardından bu konuya ilgi var, umarız hayırlı olur."
MERKEZ BANKASI'NA EKONOMİ ÖVGÜSÜ
Başbakan Yardımcısı, ekonomiye de değindi. Cevdet Yılmaz, ABD'nin ekonomik durumunun ve FED kararlarının dünyada yankı uyandırdığını kaydetti. Bu ortamda volatilitenin ve dalgalanmaların olduğuna temas etti.
2001 bunalımının ardından Türkiye'nin ekonomide önemli aşamalar aldığını anlatan Yılmaz, bu başarıda Merkez Bankası'nın da payının bulunduğundan söz etti. Yılmaz, "Merkez Bankası, elinde bulunan enstrümanları Türkiye ve dünyanın durumuna göre şekillendirdi. Kurum olan biteni yakından takip ederek önlemlerini aldı." dedi.
Türkiye'nin mali anlamda iyi tablo ortaya koyduğunu ve pek çok ülkeden ayrıştığını belirten Yılmaz, şunları dile getirdi:
"Borçlar ve bütçede iyi bir durumdayız. 2002'den bu yana ele alalım kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 74'ten yüzde 33'e geriledi. Bütçe açıkları yüzde 1,5 civarında. Maastricht kriterlerini ele aldığımızda Türkiye Avrupa ülkelerini imrendirecek durumda. Yani bu kadar seçim, bu kadar siyasi olay oluyor. Bunlara rağmen bizler borç ve bütçede dengeyi koruyoruz. Türkiye makro ekonomide iyi bir görüntü veriyor. Milli gelir geçen sene 800 milyar dolar idi, ihracat 158 milyar dolar idi. Enflasyonda daha evvel 3 haneden söz ediliyordu. 12-13 senede tek haneli enflasyonları görmeye başladık. Şu an 1-2 haneli rakamları tartışıyoruz. Bu önemli, korunmalıdır. Kurun olumsuz etkileri var. Ama bunlar tek defalık etkiler. Gelecek sene için enflasyonda olumlu perspektif var."
"KUR HAKKINDAN FAZLA KAYGI KONUSU"
Yılmaz, IFS dahilinde Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni
Cüneyt Başaran'ın sorularını cevapladı.
Büyümede tüketimin payının belirtilmesi ve kredi kartına taksit sınırının kaldırılması ihtimalinin hatırlatılmasına mukabil Yılmaz, şu karşılığı verdi:
"Biz, 'tüketim büyümeye katkı vermesin' demiyoruz. Tüketim büyümeye katkı vermeli. Bu anlamda üketim olumlu. Ama tek başına tüketim katkı vermesin. Biz, yatırım ve tüketimin katkı verdiği büyümeden yanayız. BDDK'nın birtakım fikirleri var, kamuoyunda duyduğumuz. Tabii bizim finansal istikrar komitemiz var. Komitemiz yenilikçi yapılardan. Komitemizde ilgili kurumlar var. Bu konuları komitede tartışacağız, artıları ve eksileri ile. Ondan sonra kararı netleştireceğiz."
"Kur konusunda ters giden ne?" sorusunu ise Yılmaz, şöyle yanıtladı:
"Kurda volatilite artabilir ama büyüme ve istihdam önemli. Büyüme iyi gidiyor, istihdam artıyorsa her şey yolundadır. Türkiye bunalımdan bu yana 6 milyon istihdam üretti. Bu, dünyanın kıskançlıkla baktığı bir husus. Büyümemiz devam ediyor. 4 senede yüzde 5,5. Bu hiç de kötü değil, dünya ve Avrupa ile karşılaştırdığınızda iyi. Kasım ayı sonrasında daha belirgin siyasi perspektif ile 2016'ya gireceğiz. Güçlü reformlarımız var. Gelecek dönem bana olumlu görünüyor. Avrupa toparlanırsa, Yunanistan sorununu hallettiler iyi kötü, etrafa bulaştırmadan. Bunlarla Türkiye daha iyi duruma gelecek. Ama bu finansal alanda olumsuz havayı atlatmalıyız. Burada Merkez Bankası ve ilgili kurumlar dayanıklılığı ortaya koyacak. Tabii biz, kura hassas bir toplumuz, tarihte olanlardan dolayı. Türkiye reel ekonomide sorunları kur ile yaşadığı için bu aklımızda hak ettiğinden fazla kaygı haline geliyor. Burada net tahminler yapmak mümkün değil ama temellerin güçlü olması önemli. Siyasi istikrar varsa, makro ekonomi ve yapısal iyi ise bu durumlar atlatılır, daha ufak maliyetlerle geçilir."
CİHAN