"DARBE KALKIŞMASI AKAMETE UĞRATILMIŞTIR"
Başbakan Yıldırım, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından 15 Temmuz akşamı yaşanan askeri darbe girişimiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını vurgulayan Yıldırım, "15 Temmuz darbe kalkışmasını demokrasi bayramına çeviren aziz halkım, demokrasiye, hukuka, vatandaşlarımıza yapılan bu alçak saldırı milletimizin dirayeti, demokrasiye ve siyasi iradeye sahip çıkması sonucunda akamete uğratılmıştır. Başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Türkiye, böylece büyük bir beladan daha kurtarılmıştır. Bu kalkışma şüphesiz en başta milletimizin ülkesine, geleceğine sahip çıkma iradesiyle başarısızlıkla sonuçlandırılmıştır. Ama bunun yanı sıra Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Başkomutan'ımız Recep Tayyip Erdoğan'ın millet bedel ödemesin gerekirse biz bedel ödeyelim, diyerek ortaya koyduğu irade hükümetimizin de olayı sükunetle ve büyük bir kararlılıkla karşılayıp gereken adımları vakit geciktirmeden atmış olmasında büyük bir katkısı vardır" ifadelerini kullandı.
SİYASİ PARTİ LİDERLERİNE TEŞEKKÜR
Parti ve görüş farkı gözetmeksizin bir araya gelen siyasi parti liderlerine ve mensuplarına teşekkür eden Yıldırım, "Burada teşekkür etmemiz gereken birçok kişi ve kurum var. Bu olay kamuoyuna mal olduğu andan itibaren bizimle temasa geçen CHP, MHP, HDP yöneticileri bunun başka bir şey olduğunu ve burada parti hesabı asla yapılamayacağını, millete karşı yapılan bu alçakça girişimin karşısında olduklarını ve hükümete her türlü desteği vermek konusunda hazır olduklarını ifade ettiler. Biz de sayın genel başkanlara teşekkür ettik ve kendilerinden sizin desteğiniz parti taraftarlarının görüş farkı, ideoloji farkı, parti farkı gözetmeksizin herkesin meydanlara inmesini ve demokrasi nöbetine dahil olmalarını istedik. Kabul ettiler. Bundan dolayı gösterdikleri bu asil davranıştan dolayı bütün siyasi partilerimize, onların taraftarlarına ve liderlerine milletim adına teşekkür ediyorum" diye konuştu.
MEDYA KURULUŞLARINA TEŞEKKÜR
Türk medyasına ve basın yayın kuruluşlarına teşekkür eden Başbakan Yıldırım, "Böylesine olağanüstü bir durumda Türk milletine yakışır, Türkiye Cumhuriyeti'nin değerlerine yakışır bir yayın anlayışıyla darbenin asla ve asla meşruiyet kazanamayacağını ve bunun Türkiye'nin geleceğine darbe girişimi olduğu tezinden hareketle çok milli bir duruş gösterdiler istisnasız bütün basın, yayın, medya kuruluşları. Bunun içinde bütün medya kuruluşlarımıza milletimiz adına teşekkür ediyoruz" dedi.
"KAHRAMAN POLİSLERİMİZ CANLARINI SİPER EDEREK ALÇAKLARA GEREKEN CEVABI VERDİ"
Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "Ayrıca bu süreçte valilerimiz, emniyet müdürlerimiz, kaymakamlarımız ve bütün mülki amirler canla başla mesai mefhumu dikkate almaksızın çalışmışlardır ve çok büyük iş başarmışlardır. Özellikle kahraman polislerimiz canlarını siper ederek bu alçaklara gereken cevabı vermişlerdir. Bu vesileyle demokrasi mücadelesinde, darbe girişimini çökertme mücadelesinde hayatını ortaya koyan sivil şehitlerimize, polis şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Yaralananlara acil şifalar diliyorum"
"SİLAHLI KUVVETLERİMİZ ÜLKEMİZİN GÖZBEBEĞİDİR"
Vatandaşlardan askeri darbe girişimini gerçekleştirenlerle vatanına bağlı Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını ayrı tutmalarını talep eden Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu darbede bir şeyi özellikle dikkate almamız lazım. Her ne kadar bu darbe girişimi Türk Silahlı Kuvvetler bünyesinde başlatılmış olsa da bunu yapmaya kalkışanların Türk Silahlı Kuvvetler'in vatanını, milletini, bayrağını seven subay, astsubay ve mensuplarıyla zerre kadar alakası yoktur. Bunlar asker elbisesi içerisine girmiş eli kanlı canilerdir. Terör örgütünün mensuplarıdır. Değerlendirmeleri yaparken aziz milletimden hükümetimiz olarak talebim şudur. Lütfen bu canilerle Silahlı Kuvvetlerimizi aynı tutmayın. Silahlı Kuvvetlerimiz ülkemizin gözbebeğidir. Bölücülükle mücadelede emniyet kuvvetlerimiz, Silahlı Kuvvetlerimiz büyük bir mücadele vermektedir. Bu hain girişimde bulunanların asla ve asla Silahlı Kuvvetleri temsil edemeyeceğini ve bu hususu değerlendirirken askerimize, ordumuza, onların itibarına zarar verecek kurumsal yapısını yıpratacak hareketlerden vatandaşlarımız lütfen uzak olsunlar. Bunu özellikle istirham ediyorum"
YARGI CAMİASINA TEŞEKKÜR
Yargı camiasına teşekkür eden Yıldırım, "Bir büyük teşekkür de yargı camiasına, adalet camiasına. İlk andan itibaren bu yasa dışı, bu çılgınca kalkışmaya önderlik eden, teşvik eden ve sevk edenleri teker teker Türk adaleti savcıların marifetiyle almış, bu konuyla ilgili rakamları ve detayları daha sonra vereceğim. Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu rütbe, makam gözetmeksizin, yıldızlarına, apoletlerine bakmaksızın gereğini yapmıştır. Savcılarımıza, Adalet Bakanlığı'mızın bütün mensuplarına, İçişleri Bakanlığı'mızın bütün mensuplarına teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
"DOSTLARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUM"
Türk hükümetine darbe girişiminin ardından desteklerini açıklayan ülkelere de teşekkür eden Yıldırım, "Yurt dışından da dost ve müttefik ülkeler bu hareketin meşru bir hareket olmadığını ve milli iradenin seçimleriyle iş başına gelen meşru hükümete yapılan bu saldırının asla kabul edilemeyeceğini açık ve net şekilde ortaya koymuşlar; tercihlerini demokrasiden, halkın iradesi yönünde yapmışlardır. Dostlarımıza da teşekkür ediyorum" dedi.
"MİLLETİN OLDUĞU YERDE İLLET OLMAZ"
Darbe girişimine kalkışanlardan dökülen her damla kanın hesabının sorulacağını vurgulayan Yıldırım, "En önemlisi millet. Milletin olduğu yerde illet olmaz. Millet ben buradayım, meydandayım; dedi. Bu çapulcular gelsin, karşılarında biz varız; dedi. Köprüde tankların tepesine çıkanlar, oradaki askerleri alıp onlara nasihat edenler ve tankın üzerlerine yürüdüğünü bile bile meydandan ayrılmayan kucağında bebeleriyle, yanlarında bastonlu dedeleriyle hep sokakta olan aziz milletime ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu işe kalkışanlar şunu bilmelidir ki dökülen her damla kanın hesabını öyle bir çetin soracağız ki bunu görecekler. Eğer bu hesapları görmezsek bize bu dünyada da öbür dünyada da rahatlık yok. Bu bizim milletimize karşı en ulvi görevimizdir. Bunu yaparken hırsla hareket etmeyeceğiz. Kanun içinde hareket edeceğiz. Çünkü adalet herkese lazım. Duygusal olmaktan uzak ama insan hayatının da ne kadar önemli olduğu bilinciyle hareket ederek bunların hesabını soracağız" diye konuştu.
"FİNANSAL SİSTEMİMİZ TIKIR TIKIR ÇALIŞIYOR"
Finansal sistemin sorunsuz çalıştığını belirten Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti: "Çeşitli çevreler Türkiye'de ekonominin alt üst olacağı, Türkiye'de pazartesi günü adeta hayatın duracağı şeklinde propagandalar yaptılar. Bu propagandaların maksatlı olduğunu biliyorduk. Ekonomiden sorumlu arkadaşlarımız gerek yurt içinde gerek yurt dışında gerekli temasları yaptılar. Durum tespiti yaptılar. Allah'a şükür bugün itibariyle finansal sistemimiz tıkır tıkır çalışıyor. Bankalarımız, borsamız çalışıyor. Merkez Bankası işin başında ihtiyaç olunca gereken her türlü tedbiri almak için hazır bekliyor. Bugün ekonomik göstergelerde yaşanan değişim Türkiye'nin normal günlerdeki değişiminden farklı değil. Ne risk biriminde ne borsa işlemlerinde ne kursa ne faizde değişim normal sınırlarda seyrediyor. Bu darbe demokrasinin, milli iradenin temsilcisi siyasi otorite tarafından, hükümet tarafından bastırılmış; hayat normale dönmüştür. Piyasanın verdiği mesaj budur"
"DIŞ TEHDİTLERE KARŞI ALARM HALİMİZ DEVAM EDİYOR"
Bir yandan dış tehditlere karşı da alarm halinin devam ettiğine dikkat çeken Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir başka tezvirat da 'Bu darbe girişimi dolayısıyla hükümet bütün enerjisini, işini buna ayırdı; dolayısıyla dış tehditlere karşı, bölücü terör örgütüne karşı zafiyet var'. Bunlarda da yanıldılar. Türkiye büyük bir ülke. Bu Türkiye'nin 100 yıllık tecrübesi içerisinde küçümsenecek bir olay değil ama bunun gibi daha birçok tehdidi de aynı anda bertaraf edecek gücünün olduğunu dünya alem bilmelidir. Dolayısıyla dış tehditlere karşı alarm halimiz devam ediyor. Bölücü terör örgütlerine karşı da kararlılığımızda en ufak gevşeme yoktur"
"GÖZALTINA ALINANLARDAN BU İŞİN ADRESİ NET OLARAK BELGELERİYLE ELİMİZDE"
Hükümetin şu anda bu kalkışmanın artçı etkilerini yok etmekle meşgul olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Bu darbe teşebbüsü Türkiye'nin bekasına, Türkiye'nin demokrasisine karşı bir darbe olduğu ayan beyan bellidir. Bunu yapanlar da bellidir. Bunların her ne kadar kainat imamı dedikleri bunu bizim haberimiz yok, hükümet böyle bir oyun oynuyor, kendi emellerine gerçekleştirmek için böyle bir tezgah içinde; dese de cümle alem biliyor. Elimizdeki 7 bin 500 kişilik gözaltına alınanlardan bu işin adresinin çok net olarak belgeleriyle elimizde olduğunu da kamuoyunun bilmesinde fayda var. Konuşacak, söylenecek çok şey var. Ama hepsini zamanı gelince söyleyeceğiz. Şu anda biz bu kalkışmanın artçı etkilerini yok etmekle, bir anlamda arazi temizliği yapmakla meşgulüz" ifadelerini kullandı.
"12 EYLÜL DARBESİ BİLE VATANDAŞLARININ ÜZERİNE BOMBA ATMADI"
Askeri darbe girişimiyle 12 Eylül darbesini karşılaştıran Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "Bu işi planlayanlar her ayrıntıyı akıllarınca hesap etmişler. Kimin hangi makama geleceği, kimin hangi ilde sıkı yönetim komutanı olacağı, kimin hangi bakanlıklara geleceği yani tam 12 Eylül darbesinin planlaması niteliğinde bir planlama ama 12 Eylül darbesinden bu darbe girişiminin bir farkı var. 12 Eylül darbesi bile vatandaşlarının üzerine bomba atmadı. Vatandaşlarını gelişi güzel taramadı, Meclis'ini, polis karargahlarını bombalamadı. Cumhurbaşkanlığını bombalamadı ve bu ne demektir? Devletin verdiği elbiseyi giyeceksiniz. Onun imkanlarından yararlanacaksınız. Bu milletin dişinden tırnağından artırdığı vergilerle, paralarla alınan silahları gelip meydana inen, Türkiye'ye sahip çıkan bu aziz milletin evlatlarının üzerine yağmur gibi atacaksınız. Bunun asla ve asla kabul edilebilir bir yanı yok. Bunu ancak Suriye'de Esed yaptı. Ben Türkiye'nin şanlı ordusunu cani Esed'in yaptıklarıyla karşılaştırmaktan hicap duyuyorum. Bu bizim askerimizin, silahlı kuvvetlerimizin işi değil. O bünyede yuvalanan bu terör çetelerinin kalkışmasıdır"
"VATANDAŞIMIZDAN İSTEĞİMİZ, AYRIŞTIRICI OLMAYALIM"
Olayla ilgili gözaltıların devam ettiğini bildiren Yıldırım, "Bu olayın soruşturma boyutu devam ediyor. Kolluk yönünden gözaltılar halen devam ediyor. Bundan sonra zerre kadar ihtimali bile göz ardı etmeden bütün riskli alanları kontrol etmeyi sürdüreceğiz. Vatandaşımızdan isteğimiz şudur. Ayrıştırıcı olmayalım. Kucaklayalım. Dostluk halkasını genişletelim. Senin partin ne, diye bunlara takılmayalım. Gün beraber olma günüdür. İlk günde başlattığımız o heyecan, demokrasiye sahip çıkma azmi azalmasın. Artarak devam etsin. Çünkü tehdit tektir. Tehdit Türkiye'nin geleceğidir. Türkiye'nin geleceğinde herkes söz sahibi. AK Parti, CHP, MHP, HDP ve bütün toplumun paydaşları bütün vatandaşlarımız söz sahibidir. Bu bizim ortak kaderimizdir" dedi.
MEYDANLARA DAVET
Durumun kontrol altına alındığını belirten Başbakan Yıldırım, Meclis'in yarından itibaren çalışmalarına devam edeceğini duyurarak, şöyle konuştu: "Şu anda komuta kademesi iş başındadır. Durum kontrol altına alınmıştır. Hem askeri yönden hem emniyet güçlerimiz gece gündüz büyük fedakarlık yaparak görevlerini icra etmektedir. Hükümetimiz de bir dizi çalışmaları yapacaktır. Meclis yarından itibaren çalışmalarına devam edecek. Hayat devam ediyor. Gündüz vatandaşlarımız işine gücüne gidecek ama akşamları mesaiden çıkacak meydanlarda bir müddet daha demokrasi nöbetini tutmaya devam edeceğiz. Bu hem nöbet hem de demokrasi şölenidir. Biz de arkadaşlarımız da bütün partileri, başkanlarını, milletvekillerini bu meydanlardaki şenliğe, nöbete davet ediyorum"
"208 ŞEHİDİMİZ VAR"
Darbe girişimi sonucu 208 şehit verildiğini açıklayan Başbakan Yıldırım, şu bilgileri paylaştı: "Bu darbe kalkışmasında ne yazık ki şu ana kadar tespit edilen 208 şehidimiz var. Bunların 60 tanesi polis, 3 tanesi asker, 145 tanesi de sivil kahraman şehitlerimizdir. Sivil şehitlerimiz derken şunu da söyleyeyim; bunlar Türkiye'deki şehitlik mertebesinin en üst düzeyine çıkmışlardır. Dolayısıyla şehittirler. Düşmana karşı çarpışıp şehit olan askerimiz, polisimiz hangi statüdeyse aynı statüden yararlanacaktır yakınları. Ve bu kalkışma esnasında zarar gören bütün vatandaşlarımızın da zararları eksiksiz giderilecektir. Bin 491 yaralımız var. Gözaltına alınan şahıs sayısı 7 bin 543. Bunlar değişebilir. Şu andaki sayıları veriyorum. Bunlardan 100 tane polis, 6 bin 38 tane çeşitli rütbelerde asker, 755 hakim ve savcı, 650 tane de sivil olmak üzere. Gözaltılardan tutuklamaya dönüşen 316. Yaralı olanlar var. Darbecilerden ölü olarak ele geçirilen 24, yaralı ele geçirilen 50, gözaltında işlemleri devam eden 7 bin 271"
İÇİŞLERİ VE MALİYE BAKANLIKLARINDA GÖREVDEN EL ÇEKTİRME
İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı'nda görevden el çektirme işlemlerinin başlatıldığını kaydeden Başbakan Yıldırım, "Bakanlıklarımızda da bu olayla birlikte bu terör örgütüne o veya bu şekilde katılmış kamu görevlilerinin aynı şekilde tasfiye edilmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştır" dedi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, bakanlıktaki görevden el çektirme işlemleriyle ilgili "İlk etapta Maliye Bakanlığı'mız bugün itibariyle bin 500'e yakın kamu görevlisi hakkında bugün görevden el çektirme işlemleri başlatıldı. Devam da edecek" bilgisini verdi.
BAŞBAKAN YILDIRIM'I AĞLATAN 'TORUN' SORUSU
Başbakan Yıldırım, 12 yaşındaki torununun yaşanan olaylarla ilgili bir sorusuna yanıt veremediğini anlatırken gözleri doldu. Konuşurken duygulandığı görülen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Amacımız Türkiye'nin artık 3'üncü dünya ülkesi görünümünden çıkması, yavrularımızın geleceğimizin karartılmasına yol açacak yasa dışı, meşru olmayan bu hareketlerin bir daha ülkemizde yaşanmaması için gereken her türlü tedbiri alacağız. Benim 12 yaşındaki torunum 'Dede bunlar bizim askerlerimiz değil mi, niye insanları öldürüyor?'. Ben buna cevap veremedim. Ama cevabı vereceğiz. Öyle bir vereceğiz ki bütün dünya görecek"