Koronavirüs salgını ABD ekonomisini durma noktasına getirirken, seçim sürecini de olumsuz etkileyebilir.
Kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçiminin Cumhuriyetçi adayı, mevcut başkan Donald Trump. Demokrat adayın belirlenmesi için yapılan ön seçimlerin bir kısmı ise, bazı eyaletlerde ertelendi.
Birçok seçim mitingi de salgın sebebiyle iptal oldu.
3 Kasım 2020, Salı günü yapılacak olan seçimlerde sadece başkanı seçecek seçiciler kurulu belirlenmeyecek. Aynı gün, 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi'nin tamamı için de oy kullanılacak.
Ayrıca, Senato'nun 100 sandalyesinin 33'ü için de seçmen oy kullanmış olacak. Birçok eyalette valilik ve eyalet meclisi seçimleri de yapılacak.
Ancak salgın devam ederse seçimlerin belirlenen günde yapılıp yapılamayacağı Amerika'da tartışılmaya başladı.
BBC Türkçe'den Anthony Zurcher ABD seçimleriyle ilgili merak edilen soruları derledi:
Başkan Trump seçimleri erteleyebilir mi?
Toplam 15 eyalette ön seçimler en erken hazirana kadar ertelendi. Bu da kasımdaki seçimlerin de teknik olarak ertelenebileceği yorumuna sebep oldu.
1845 tarihli bir kanuna göre, ABD'de başkanı belirleyecek olarak seçiciler kurulunun seçildiği 'Başkanlık seçimi' her 4 yılda bir Kasım ayının ilk Pazartesisini takip eden salı günü yapılır. Bu yıl bu tarih 3 Kasım'a denk geliyor.
Bunun değişmesi için Kongre'de hem Senato hem de Temsilciler Meclisi'nin çoğunluk kararı gerekiyor. Senato'da bu dönem çoğunluk Cumhuriyetçilerde, Temsilciler Meclisi'nde ise Demokratlarda.
Ancak iki partinin oy çokluğuyla bir karara varması normal şartlarda pek mümkün olmuyor.
Bunun ötesinde, seçim günü değiştirilse bile ABD Anayasası'na göre bir seçimle gelen başkan ve yönetimi sadece 4 yıl görev yapabilir. Yani 20 Ocak 2017'de göreve gelen başkan Donald Trump'ın, ne olursa olsun 20 Ocak 2021'de görevi bırakması gerekiyor.
Yeniden seçilirse Trump 4 yıl daha başkanlık koltuğunda oturabilir. Kaybederse Demokratların adayı Joe Biden da başkanlık koltuğuna oturabilir. Ancak saat ilerliyor, başkanlık seçimi ertelense de 20 Ocak 2021 yaklaşıyor.
Seçim ertelenirse ne olur?
Eğer göreve başlama töreninden önce seçim olmazsa, başkanlık halefleri sıralamasına gidilir. Başkanın görevi bırakması zorunlu olan hallerde başkan yardımcısı seçimlere kadar göreve gelir. Anca bu durumda Başkan Yardımcısı Mike Pence'in de görevi 20 Ocak 2021'de dolduğu için görevin Pence'e devredilmesi ihtimal dışı.
Daha sonra başkanlık sırasında Temsilciler Meclisi lideri geliyor. Şu an bu koltukta Demokrat Partili Nancy Pelosi oturuyor. Ancak onun da görevi aralık ayında, yani Trump ve Pence'ten önce sona eriyor. Bir sonraki dönemde bu görevde kimin olacağı henüz bilinmiyor.
Daha sonra ise başkanlık için Senato'daki en yaşlı kişi olan 86 yaşındaki Cumhuriyetçi Senatör Chuck Grassley geliyor. Çünkü senatoda cumhuriyetçiler çoğunlukta. Ancak seçimde senatoda çoğunluk Demokratlara geçerse bu durum değişir.
Tüm bu ihtimaller, seçimlerin 20 Ocak 2021'den sonraya ertelenmesi durumunda başkanlık koltuğuna geçici de olsa kimin oturacağının birçok farklı değişkene bağlı olduğunu gösteriyor. Yani siyasi bir tahminde bulunmak mümkün değil.
Salgın hastalıklar seçim tarihlerini etkiyebilir mi?
Başkanlık seçiminin hızlı bir kararla ertelenmesi pek mümkün gözükmese de bu, sürecin ciddi bir riskle karşı karşıya olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
California Irvine Üniversitesi'nde seçim kanunu uzmanı olan Profesör Richard L Hasen'e göre, Trump ya da eyalet yönetimleri, olağanüstü halden kaynaklanan yetkilerini kullanarak seçmenlerin bizzat giderek oy kullandığı alanlarda ciddi kısıtlamalara gidebilir.
Örneğin Wisconsin eyaletindeki en büyük şehir olan Milwaukee'de ön seçimlerde, hem koronavirüsün yayılmasını önlemek için hem de oy sandıklarında çalışacak yeteri kadar gönüllü çıkmadığı için, 180 oy kullanma alanından 175'i kapatıldı.
Eğer bu durum siyasi çıkar elde etmek için yapılırsa, örneğin siyasi rakibin güçlü olduğu bir seçim bölgesindeki oy kullanma alanları kapatılırsa, bu durum seçim sonuçlarını da etkiler.
Eyaletler seçim sonuçlarına itiraz edebilir mi?
Hasen, daha az olası bir senaryoyu da hatırlatıyor: Virüsle ilgili kaygıları olan meclisler, gücü eline alıp genel seçimde kendi eyaletlerinde hani adayın seçimi kazandığını belirleyebilir.
Bir eyaletin başkanı seçmek için ya da seçimde en fazla oyu almış olan başkan adayını desteklemek için anayasal bir zorunluluk bulunmuyor.
Seçiciler Kurulu adı verilen ve aslında seçimde üyeleri seçilen bu kurum, başkanı belirleyen oyu kullanır. Normal zamanda bu kurulun üyeleri, yani seçimde halkın oy verdiği delegeler, o eyalette birinci olan kişiyi başkanlık için destekler.
Ancak bu şekilde olması, yasal bir zorunluluk değil.
Ancak bu geleneğe ters bir adım atılması gibi hiç alışılmadık ve büyük cesaret gerektiren bir oyun oynanırsa, Hasen'e göre, bu durum büyük protestolara yol açabilir. Tabii protesto gösterilerine yeniden izin verilirse ve o zamana kadar sosyal mesafe kuralları yumuşatılırsa...
Yasal zorluklar olacak mı?
Wisconsin'deki ön seçimlerde, sandık kullanımında yaşanan sıkıntılar, başkanlık seçiminin kaygı verici bir provası olabilir.
Bu eyaletteki ön seçimden önce Demokratik Belediye Başkanı Tony Evers ve eyalet meclisinde çoğunluğa sahip olan Cumhuriyetçi vekiller, yargı önünde karşı karşıya geldi. Nihayetinde Anayasa Mahkemesi, belediye başkanının seçimin ertelenmesi kararı verme yetkisine sahip olduğunu belirlemiş oldu.
Mart ayında da Ohio'nun Cumhuriyetçi Belediye Başkanı Mike DeWine, eyaletteki ön seçimlerin ertelenmesini talep etti ancak karar yargıya taşındı. Mahkeme, DeWine'in bu kararı verme yetkisine sahip olduğuna hükmetti.
Teksas eyaletinde de Çarşamba günü verdiği kararla, virüs salgınının kasım ayındaki seçimde posta ile oy kullanımını talebi için meşru bir kaygı olduğuna karar verdi. Bu eylatte belediye başkanının talebi olan postayla oy kullanma, ciddi tartışmalara yol açmıştı.
Hangi değişiklikler riskin azalmasına yardımcı olabilir?
Pew Araştırma Merkezi'nin kısa bir süre önce yaptığı bir araştırmaya göre, Amerikalıların yüzde 66'sı, salgın krizi aynı şekilde devam ederse sandık başına gitmekten huzursuz olacağını söylüyor.
Halkın bu kaygısı, eyaletlerdeki elektronik posta ya da posta yoluyla oylama yapılması üzerindeki baskıyı artırıyor.
Her eyalet, özel durumdaki seçmenler için uzaktan oy kullanma yöntemleri önerse de, bunu geniş çapta gerçekleştirebilmek için ciddi bir çalışma gerekiyor.
Prof. Hasen, "Pek de merkezi olmayan bir sistemimiz var. Her eyaletin bu gibi işleri nasıl yürüttüğüne dair ciddi bir esneklik söz konusu." diyor.
Washington, Oregon ve Colorado dahil 5 eyalette seçimler tamamen posta yoluyla yapılıyor. California gibi bazı eyaletlerde ise talep edenler için posta yoluyla oy kullanma imkanı sağlanıyor.
Neden bazı eyaletler postayla oy kullanma yöntemini tercih etmiyor?
Diğer taraftan 17 eyalette yönetimler, posta ile oy kullanmak isteyen seçmenden bunu sağlamak için geçerli bir neden göstermesini talep ediyor. Bu eyaletlerde daha önce bu uygulamayı yumuşatma çağrıları yapılmıştı ancak belediye başkanları buna itiraz ediyor.
Örneğin Missouri eyaletinin Cumhuriyetçi Belediye Başkanı Mike Parson, salı günü yaptığı konuşmada, postayla oy kullanma uygulamasının genişletilmesini siyasi bir tercih olarak değerlendirdi ve virüsün yayılması korkusunun bu kararı almaya yetmeyeceğini söyledi.
Kuzey Carolina ve Georgia gibi diğer eyaletlerdeki bazı cumhuriyetçi liderler de benzer ifadeler kullandı.
Kongre bu konuda bir adım atıp eyaletlerde posta yoluyla oy kullanımını zorunlu hale getirebilir ancak Kongre'deki parti ağırlıkları, bu konuda bir karar verilmesini oldukça zorlaştırıyor.
Peki siyasi partiler seçim güvenliğini nasıl sağlayacakları konusunda uzlaştı mı?
Hayır.
Karar alma sürecindeki kutuplaşma, buna engel oluyor. Ve salgın hastalık gibi kriz durumlarına denk gelen seçimlerde nasıl bir yol izleneceğine dair ortak bir karar almanın da önüne geçiyor.
Donald Trump, uzaktan oy kullanma uygulamasının genişletilmesine pek de sıcak bakmadığını ifade etti ve bunun hile yapma olasılığını artırdığını belirtti. Uzaktan oy kullanımının seçime katılımı artıracağını ve bunun da Cumhuriyetçileri tehlikeye atacağını da söyledi:
"Belli bir oy kullanma seviyeleri var, eğer uzaktan oy kullanmaya izin verirseniz, ir daha bu ülkede asla bir Cumhuriyetçi'nin kazandığını göremezsiniz."
Ancak muhafazakarların uzaktan oy kullanımı mümkün olduğundan bundan nasıl olumsuz etkilendiğine dair kanıt bulmak zor. Çünkü Trump'ın Fox News röportajında iddia ettiğinin aksine, Cumhuriyetçi seçmenlerin Demokratlara göre çok daha büyük oranda uzaktan oy kullanımına katıldığı görülüyor.