Gündemde başını açan kadınlar/kızlar var.
Bir çok dindar insanın hayıflanmasını işittim, dehşete düşenlerini okudum, ettim..
Bir çoğu çoluk çocuğunun Din ve ahireti adına ortamın çok tehlikeli olduğunu dillendirmeye başlamışlar.
Bu konuda aklı başında kalem sahiplerinin, nasihlerin yazmadığı, söylemediği bir şey kaldı mı bilemiyorum.
O zaman gelin size bir hikaye anlatayım...
Eski devirlerde savaşta yenilip esir düşen hükümdarın önünde, kaybettiği her şey bir geçit töreniyle hem ona hem de savaşı kazanmış halka sergilenirmiş.
İşte böyle acı bir kaderi yaşayan bir kralın önünden ilk olarak zincirlere vurulmuş mahzun askerleri geçmiş ama mağlup kral hiç renk vermeyerek metanetini korumuş.
Sonrasında tüm hazineleri, tacı-tahtı,kılıcı, atı geçirilmiş ama bizim kral yine hiç oralı değil gibiymiş. Hayret!...
Daha sonra da bir zamanların heybetli, namlı vezirleri bedbaht halleriyle eski sultanlarının önünden geçirilmiş. Ama bizim ki keskin bakışlı gözlerini hiç kırpmamış bile.
O bu derken en son oğulları, kızları ve karısı kafesler içerisinde geçirilmiş. Onun adına böylesi en vahim bir tablo dahi en ufak bir üzüntü emaresini ortaya çıkarmamış.
Bu ilginç duruma şahit olan herkes “bu nasıl bir metanet diye!?” büyük şaşkınlık yaşıyormuş.
Ama en son, cılız mı cılız hizmetlisini, elleri kolları bağlı görünce sabık Kral bir anda hıçkırıklarla tutulmuş. Derin üzüntüsüne dizleri dahi dayanamayarak yere kapaklanıp hicranla iki büklüm olmuş.
Kimse duruma bir anlam veremez iken orada bulunan bir Bilge talebelerine:
Zavallı şimdi anladı ancak her şeyini kaybettiğini demiş.
Evet İmanın, inancın başta ahlak, namus, adalet, kul hakkı olmak üzere tüm değerleri; maddi önceliklerine, kayıtsızlığa, barbarlığa, günahlara, geleneklere feda edip nesillerin nazarlarında ve kalplerinde dinini yerle yeksan ettiklerini göremeyenler, iman Saray’ının yanında bir şey ifade etmeyecek bir mevzu için yas tutuyorlar.
Belki de hikayedeki kral örneğindeki gibi insanlar en sembolik olanları kaybetmeleriyle dine ait en temel değerleri toplumun kaybetmeye başladığını anlamalarından dolayı ağlıyorlardır, ne bileyim...
Salih Yusuf