Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Türkiye'de ifade özgürlüğünün olmadığını söyledi. Demokrasi ve özgürlüğün olmadığı Türkiye'de artık demokrasiden ve ifade özgürlüğünden bahsetmenin mümkün olmadığını belirten Bayraktutan, "Bu ülkede ifade özgürlüğü 1 kişi için geçerlidir. O da Beştepe'de oturuyor. Onun dışında bir başka insanın ifade özgürlüğü yoktur." dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. 8 Temmuz 2015 tarihinde Artvinlilerin Türkiye'nin en büyük çevre davasını açtıklarını kaydeden Bayraktutan, "751 kişi tarafından açıldı. Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük çevre davası. Bugün 147. gün. Yaklaşık 5 ay geçti." diye konuştu. Bundan önce de yine Artvinli çevre dostları tarafından Erzurum ve Rize İdare Mahkemesi'nde yürütme durdurma talepli davalar açıldığını belirten Bayraktutan, "Olumsuz sonuçlanan davalarda bile mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Aradan 5 ay geçti. 5 aydır Artvinliler Orman Bölge Müdürlüğü, orman yetkilileri ağaç kesmesin diye ormanda nöbet tutuyorlar. Diyeceksiniz ki 5 ay nasıl nöbet tutulur? Orman girişinde bir kulübe yaptılar. 1.200 rakımda her gün bir sivil toplum örgütü, siyasi parti temsilcisi, gençlik kolları, Eğitim Sen, Halk Evleri, MHP, Haziran hareketi, Ülkü Ocakları, yani Türkiye'de bir araya gelemeyecek bütün siyasi kutuplardaki dostlar, ortak bir payda etrafında birleşerek ormanı, orman bölge müdürlüğü yetkililerinden korumak ağaç kesimini engellemek için 24 saat nöbet tutuyorlar." açıklamasında bulundu.
Konuşmasının ardından Bayraktutan basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, youtube'un kapatılmasının ifade özgürlüğüne aykırı olduğuna karar verdi. Türkiye'de son dönemde yaşanan ifade özgürlüğü, basın haklarına karşı yapılan ihlaller noktasında bu nokta bir ipucu veriyor mu?" sorusuna Bayraktutan, şu cevabı verdi: "İfade özgürlüğünün bir kırıntısı kaldıysa bu ülkede aslında kendimizi iyi sorgulamamız gerekiyor. Can Dündür ve Erdem Gül'ün tutukluluğuna yapılan itirazda mahkemenin verdiği ret kararını ayrıntılı incelerseniz ifade özgürlüğünün boyutlarının artık konuşulamayacağını ve artık ifade özgürlüğü diye bir kavramın Türkiye'de olmadığını iyi anlarsınız. Mahkeme gerekçesinde uluslararası ceza mahkemesinde bu hükümet yetkililerinin yargılanacağına ilişkin bir tabloyu ortaya koyuyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yetkisini tanımayan bir hükümetin veya bir ülkenin devlet anlayışına karşı bunu getirip önümüze koymayı anlamak, anlatmak mümkün değil. Hem Erdem Gül davası hem diğer tutuklu gazetecilerin yargılandığı davada kesinlikle böyle bir tablo sizin dediğiniz kavramla örtüşmüyor. Türkiye'de ifade özgürlüğü yoktur. Demokrasi ve özgürlüğün olmadığı hele de 1 Kasım'dan sonra siyasal iklimin değiştiği bir Türkiye'de artık demokrasiden özgürlükten ifade özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Bu ülkede ifade özgürlüğü 1 kişi için geçerlidir. O da Beştepe'de oturuyor. Onun dışında bir başka insanın ifade özgürlüğü yoktur."
CİHAN