Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, 7 televizyon kanalına sansür uygulayan Digitürk hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Kendisinin de Digitürk üyesi olduğunu ve aboneliğini iptal edeceğini açıklayan Çayır, vatandaşları da Digitürk üyeliğini iptal etmeye davet etti.
Digitürk'ün mahkeme kararı olmaksızın KANALTÜRK, BUGÜN TV, Samanyolu TV, Mehtap TV, S Haber (Samanyolu Haber), Yumurcak TV ve Irmak TV kanallarını çıkarması sonrası tüm Türkiye ayağa kalktı. BBP'de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunarak, konuyu yargıya taşıdı. Adliye önünde basın açıklaması yapan BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, ülkemizin bir türlü normalleşemediğini ve olağanüstü dönemlere has hadiselere tanıklık ettiğini söyledi.
İfade özgürlüğü, kendini ifade etme, yayma ve eleştirme hakkının baskı altında olduğunu aktaran Çayır, "27 Mayıs darbesi, daha yeni çok partili hayatla tanışan ülkemizde, farklı oluşu, tek renge indirgeme, tek tipçiliği dipçikle kurumsallaştırma ameliyesinin adı oldu. Uyduruk mahkemeler kurarak, uyduruk bildirilerle ülkenin özgürlük ve insan hakları zeminini yok ettiler. Darbeciler için farklı görüş, muhalif görüş, değişik renk, düşmandır, yok edilmelidir." diye konuştu.
'FARKLI DÜŞÜNEN İNSANLAR HAİN İLAN EDİLİRSE, SİSTEMİN ADI DEREBEYLİK OLUR'
"Darbecilere rahmet okutmaya ne gerek var?" diye soran Çayır, 27 Nisan e-muhtırasının bu anlayışın son çırpınışı olduğunu kaydetti. Dün, zulme uğradıklarını söyleyerek iktidar olanların, tek tipçilikten, ötekileştirmekten, kendilerini hak, diğerlerini hain ilan etmekten kurtulamadığını belirtti. Yasaklara sarılarak kendilerini ve güçlerini koruyamayacaklarını dile getiren Çayır, "Herhangi bir mahkeme kararı olmadan, sırf iddia makamının görüşüyle, karar kurulursa, yasaklar başlarsa, cezalandırma yoluna gidilirse, vay halimize. Farklı yazıyor diye yazar dövülürse, farklı düşünüyor, beni eleştiriyor, açığımı yayıyor diye insanlar; hain, düşman ilan edilirse, bu sistemin adı keyfilik, derebeylik olur. İnsan hak ve hukukunu korumak, geliştirmek varken, özgürlük alanlarını daraltmak, milleti aynı nakaratı söyleyen koro haline dönüştürmek, tek tipçiliğe özenmek, bizi geriye götürür. Ülkeyi yaşanmaz hale getirir. İnsanların haber alma hakkını, bilgilendirme hakkını, mahkeme kararı olmadan, nasıl yok edersiniz? Dün sayın Başbakan, 'mahkeme kararı olmadan, hiçbir savcı böyle bir girişimde bulunamaz. Hiçbir televizyon karartılamaz. Bunlar aleyhimizdeki sözlerdir.' diyordu. Sayın Başbakan aynı görüşte misiniz?" şeklinde konuştu.
Farklılıkların bu ülkenin zenginliği, gelişim dinamosu olduğunu aktaran Çayır, tek tipçi anlayışın hakim olduğu beldelerde, efendilerin, reislerin, kralların, sultanların karar verdiğini ve bu anlayışın köleci bir anlayış olduğunu aktardı.
Çayır: "Bir topluluğa olan kininiz, nefretiniz sizi adaletten alıkoymasın. Basına, muhalefete, muhalif görüşlere ceza vermek, onları tartaklamak, beğenilmeyen ekranları, televizyonları kapatmak, bir kısım halkı hizaya getirmek, korkutmak, sindirmek, demokrasilerde, hukukun üstün olduğu yerlerde olmaz. Bir Digitürk kullanıcısı olarak, sözleşmeme aykırı davranan, haber alma hakkımı elimden alan, savcılığın iddiasıyla, mahkeme kararı olmadan televizyon kapatan Digitürk'ü mahkemeye veriyorum. Ayıplı, karartmalı, dayaklı demokrasilere herkesin yüksek sesle hayır demesi gerekir." ifadelerini kullandı.
Kendisinin koyu bir Fenerbahçeli olduğu için Digitürk'e abone olduğunu dile getiren Çayır, aboneliğini iptal edeceğini söyledi. Çayır, vatandaşları da aboneliklerini iptal etmeye davet etti.
Suç duyurusuna destek veren partililer, 'Basına dayak, havuza kıyak, olur mu böyle?', 'Özgür basın demokrasinin vazgeçilmezidir', 'Özgür düşünce karartılamaz' yazılı dövizler taşıdı. Açıklamanın ardından Çayır ve beraberindekiler Ankara Adliyesi'ne suç duyurusunda bulundu. Digiturke-suc-duyurusu-1903293.htm'> CİHAN