Avrupa Parlamentosu milletvekillerinden Julie Ward, İstanbul Anlaşması’nın kadına yönelik şiddeti engelleyen en etkin hukukî araçlardan biri olduğunu belirterek, anlaşmaya imza atan ülkeleri sorumlu davranmaya çağırdı. Anlaşmayı henüz onaylamayan ülkeler olduğuna dikkat çeken İngiliz parlamenter, ekonomik sebepleri öne sürerek imzaları geciktirenlerin bedelinin insan hayatları olduğuna vurgu yaptı. Kadına yönelik hukuksuzlukların temelinde sosyal eşitsizliklerin bulunduğuna işaret eden İtalyan Avrupa Parlamenteri Elly Schlein ve Avrupa Kadın Lobisi’nden Asha Allen de yetkililere vicdan çağrısında bulundu.
6 aydan küçük çocuklar var
Panelde söz alan Platform for Peace and Justice genel müdürü Dr. Uğur Tok, kadına yönelik şiddetin farklı ülkelerde farklı formlarda gerçekleştiğini belirtti ve şu anda Türkiye’de yaşanan durumun büyüklüğüne dikkat çekti. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra cezaevlerine hukuksuzca koyulan yaklaşık 17 bin kadın bulunduğunu hatırlatan Tok, bu sayının içinde hamile kadınlar ve 6 aydan daha küçük çocuk sahibi olan kadınların olduğunu belirtti.
Gerekçe: OHAL
Türk hukuk sisteminde hamile veya 6 aydan küçük çocuk sahibi olan kadınların cezaevinde tutulamayacağına yönelik yasalar olmasına rağmen hükümetin OHAL şartlarını öne sürüp bu yasayı uygulamadıklarının altını çizen Tok, ”Şu anda 6 yaşından daha küçük çocuk sahibi 600’den fazla kadın çocuklarıyla beraber cezaevlerinde tutuluyor. Bu insanlar bir gece de terörist ilân edildi” dedi. Birleşmiş Milletler AB temsilciliğinden Elena Mancusi, mülteci kadınların yaşadıkları zorlukları ve bu zorlukların üstesinden gelmek adına uygulanan Birleşmiş Milletler programlarını paylaştığı program, panelin detaylı raporunun önümüzdeki günlerde çeşitli platformlarda yayınlanıp paylaşılacağının duyurulmasıyla sona erdi