Konuyla ilgili barodan yapılan açıklamada Nursi’nin mezarının parçalanarak naaşının kaçırılmasının 57. Yıl dönümü olan 12 Temmuz 2017 tarihinde Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı'na "Barolara İnsan Haklarını Savunmak" görevini yükleyen sorumluluk ilkesi gereğince suç duyurunda bulunulduğu hatırlatıldı.
Açıklamaya göre, suç duyurusunun ardından savcılık talebi dikkate aldı. Konuyla ilgili bilgisi olduğu öne sürülen bir kişinin ifadesi de alındı. Ancak savcılık olay zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle başvuruyu takipsizlikle sonuçlandırdı. Ardından Sulh Ceza Mahkemesi'ne yapılan itiraz da gerekçe belirtilmeden reddedildi. Baro, ret kararının ardından AİHM'e başvuru yaptı.
Artı Gerçek’te yer alan habere göre, barodan yapılan açıklamada takipsizlik kararı hatırlatıldı ve şöyle denildi:
"Bu karara karşı sulh ceza hakimliğine yapılan itirazımızda belirttiğimiz hiçbir husus dikkate alınmadan gerekçesiz bir şekilde itirazımızın reddedilmesi üzerine Said-i Nursi’nin kayıp naaşı ile ilgili önce olayın esasına girilip ardından soruşturma dosyasının üstünün örtülmesi suretiyle etkin bir soruşturma yürütülmediği ve gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle her iki ihlalin tespiti talebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Şanlıurfa Barosu olarak 18 Temmuz 2018 tarihinde başvuruda bulunulmuştur.”