Medyascope programında, 31 Mart yerel seçimleri öncesindeki atmosferi yorumlayan Ağırdır, yerel seçimi belirleyecek dinamiklerden birinin, AKP'ye eleştirel bakan ancak daha önce AKP'ye oy vermiş kitlelerin tercihinin olacağını söyledi. 

Benzer şekilde, CHP ve HDP seçmeninin, partilerine eleştirileri ya da tepkilerinin ne kadarının sandığa yansıyıp yansımayacağının ya da sandığa gitmeyerek partisini cezalandıracağının yerel seçimin en önemli belirleyici kısmı olacağını ifade eden Ağırdır, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yani bütün ekonomik kriz ve gerilimden dolayı, 4.5 yıldır yapılan altı seçimde de AKP hep ne dedi: İstikrar. En sonunda en zirveye gelen söylem neydi? Tek adam yönetimi, başkanlık sistemi, istikrarlı bir parti yönetimi ve ülkede de bütün sorunların çözümü. Ne oldu peki? Tüm bunlar yapıldı ancak ülkede tüm sorunlar çözülmüş değil. Aksine çok derin bir sarsıntıdan geçiyoruz. 

Dolayısıyla, bir o seçmenin eleştirel ve ekonomideki sallantının etkisiyle çözülmesi var. Onların bir kısmı MHP'ye gidecek, önemlice bir kısmı yine AKP'ye geri dönecek Tayyip Bey sahne aldığında, o dönüştürücü gücünü harekete geçirdiğinde. Ama bir kısmı da sandığa gitmeyecek muhtemelen. 

MHP'nin sistem ve iktidar üzerindeki özgül ağırlığının, seçime katılma katılmama oranına bağlı olarak artacağı beklenebilir. Bu tarafa gelirsek, CHP seçmeninin bir kısmı 24 Haziran'dan itibaren - yedi sandık kuruldu ve hepsinde kaybetmişsiniz, onun ürettiği hayalkırıklığı, partinin yaşadığı tartışma, orada da bir kırıklık ve çözülme var. O seçmenin ne kadarının sandığa gelip CHP'nin gösterdiği adaylara oy verip vermeyeceği görülecek. 

Aynı biçimde HDP'li seçmenin durumu da böyle. İstanbul'da HDP aday göstermeyebilir evet ama, 'Afrin'e atılan bombanın üzerine adımı yazın' diyen CHP'lilerin olduğunu unutmayabilir bir kesimi de. Dolayısıyla sandığa gitmeyebilirler. İstanbul'daki HDP seçmenin yüzde 7-8'i CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu'na oy verebilir ancak 3-4 puanlık kesimi de gelmeyebilir de. Burada dengenin bir tarafından yüzde 11-12 oyuyla HDP var. Yüzde 1-2 oranında da Saadet Partisi var. 

Günceldeki ekonomik sarsıntının etkisinin ve kendi partilerine karşı olan hayalkırıklıkları bir başka belirleyici unsur olacak. O nedenle seçime katılma çok ciddi biçimde değişebilir. Ve o katılmaya göre de konuştuğumuz oranlar oynuyormuş gibi görünebilir. 

Bizim gördüğümüz şu. Hem CHP hem de AKP'nin seçmeninde ciddi bir çözülme var. Bu çözülme, ekonomideki fay hattı ile de besleniyor."