Bursa'da belediyenin bilet komisyonlarını düşürmesi sebebiyle işlettiği büfesini kapatmak zorunda kalan engelli Hayrettin Aksoy, devlete olan borcunu ödemek için bütün kapıları çaldığını ancak yüzüne kapandığını söyledi.
Bursa Osmangazi ilçesi Çekirge semtinde bilet dolum büfesi işleten yüzde 60 engelli Hayrettin Aksoy, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nce komisyonlarının yüzde 3'den önce 1,5, ardından da 1'e düşürülmesinden sonra sıkıntılı sürece girmiş. Komisyonlarının düşürülmesinden sonra vergi ve kirasını ödeyemediği için büfesini kapatmak zorunda kalan Aksoy, hemşehrilerinin yardımıyla geçiniyor. Bağ-Kur borcu olduğu için devletten herhangi bir destek görmeyen Aksoy, sağlık hizmetlerinden de yararlanamıyor.
Kimseden para istemeyen Hayrettin Aksoy, "Büfeyi borcumdan dolayı açamam ama bana bir otopark verirlerse çalışıp hem ekmeğimi kazanırım hem de borcumu öderim. Bu devlete benim borcum var, ben bunu ödemek zorundayım. Ölürsem öbür dünyaya borçlu gitmeyeyim, onun hesabını ben veremem." diye konuştu.
"YİYECEK EKMEĞE MUHTAÇ KALDIM"
51 yaşındaki Hayrettin Aksoy, gelmiş geçmiş tüm hükümetler arasında engellileri bu kadar evlerine kapatan başka bir hükümet görmediğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Benim Osmangazi ilçesi Çekirge Devlet Hastanesi karşısında bilet dolum büfem vardı. Burayı eski Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser zamanında aldım. 2002'de AK Parti, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na gelince komisyonlarımızı yüzde 1,5'a düşürdü. Ardından Recep Altepe geldi ve bizim komisyonu tamamen 1'e düşürdü. Kiralarımızı ödeyemez hale geldik. Ceketle eve gidip yine ceketle evden geliyorduk. Bundan dolayı ne maliyenin vergisini ödeyebildim, ne Bağ-Kur'u, ne de kiramı ödeyebildim. Çok mağdur ettiler."
Türkiye'de kayıtlı 10 milyon engellinin bu hükümet tarafından evlerine kapatıldığını savunan Aksoy, şunları söyledi: "Ben şu an öyle bir mağdurum ki benim eşim de yüzde 88 oranında engelli ve ben ev kiralarımı ödeyemiyorum. Ben bu ülkenin vatandaşıyım. Ben bu ülkeye vergi ödedim. Yiyecek ekmeye muhtaç kaldım ben şu an."
Birçok yere başvurmasına rağmen sonuç alamayınca BİMER'e kadar yazı yazdığını anlatan Aksoy, şöyle devam etti: "Ben kimseden para istemiyorum. Evimi geçindirecek bir iş istiyorum. Benim okumam yazmam yok. Ben yaklaşık 20 araçlık bir otopark işletsem en azından evimi geçindiririm, ekmek paramı çıkarırım. Bunu Osmangazi Belediye Başkanı ile defalarca görüştüm. Tamam diyor yapacağız. Ben ekmeğe muhtaç oldum ve halen de muhtacım. Biz devletimizden özürlülere sahip çıkmasını istiyoruz."
"BAĞKUR BORCUNDAN DOLAYI DEVLETTEN HİÇ BİR GELİRİM YOK"
Bağ-Kur borcundan dolayı devletten hiçbir gelirinin olmadığını kaydeden Hayrettin Aksoy, "Devletten şu an benim bir kuruş gelirim yok, çünkü Bağ-Kur'a borcum var. AK Parti başımıza geldi geleli biz küçük esnafın işi tamamen bitti. Sayın Cumhurbaşkanı'nı alkışlıyorum. Hepimizin işini bitirdi. Mevlam neylerse güzel eyler. Benim devletim benim ekmeğimi, hakkımı versin. Beni eve kapatmasın, engelli insanları eve bırakmasın, onlara yapabileceği iş versin. Cebine aydan aya para koyup ta kahve köşelerinde oturtmasın. Ben para istemiyorum. Ben çalışayım borçlarımı ödeyeyim." diye konuştu.
Kirasını ödeyemediği için belediyelerce mahkemeye verildiğini anlatan Aksoy, "Bana bunlar, AK Parti belediyesi 5 metre yerde 5 defa yer değiştirdiler. Orası olmadı orası, orası olmadı orası. Her bir dükkana 20 bin lira masraf ettim, yüz bin TL masraf. İçinden çıkamaz hale geldim ve kapattım." dedi.
"ÖLÜRSEM BORÇLU GİTMEYEYİM"
BİMER'in, kendisini İŞKUR'a yönlendirdiğini anlatan Aksoy, şunları söyledi: "İŞKUR'a gidiyorum o da diyor ki 'sana göre benim işim yok'. BİMER yazıyor, valiliğe gönderiyor, valilik ise İŞKUR'a gönderiyor. Büfeyi, borcumu bitirmeden açamıyorum ama bana bir otopark verirlerse ben çalışıp hem ekmeğimi kazanıp hem de borcumu ödemek istiyorum. Bu devlete benim borcum var, ben bunu ödemek zorundayım. Ölürsem öbür dünyaya borçlu gitmeyeyim, onun hesabını ben veremem. Bu hayata güvenip de çocuk yapmak, zaten sıkıntıdasın. Allah onun rızkını verir ama ben çaresizim arkadaş. Bunlar laflarının arkasında durmuyor. Osmangazi Belediyesi'ne belki 30 defa gittim. Büyükşehir'e gidiyorsun, 'seni kim gönderdi'? İlla torpil mi lazım bu ülkede. Allah'tan başka torpil yok ya."
CİHAN