SAMANYOLUHABER- Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Allah'ın lütfu" diye nitelediği 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün üzerinden yaklaşık 4 yıl geçmesine rağmen darbenin tam olarak kim tarafından planlanıp icra edildiğine dair onlarca soru cevapsız kaldı.
Darbe teşebbüsü devam ederken akşam 22:00 civarında hükümet cenahı söz birliği etmişçesine Hizmet Hareketi'ni darbenin fâili olmakla itham etmişti.
DARBE TEŞEBBÜSSÜNÜN ÜZERİNDEKİ ESRAR PERDESİ KALKMADI
Gece yarısı 2 bin 400 hâkim ve savcının darbeci oldukları gerekçesi ile açığı alınması listelerin 15 Temmuz'dan önce hazırlandığına dair iddiaları teyit ederken, AKP tarafından tanzim edilen mahkemelerin kararlarında bile darbenin 1 numarasının kim olduğuna atıf yapılmadı.
Hizmet Hareketi'ne mensup 1,1 milyon kişinin soruşturmaya tabi tutulduğu dönemde gözaltına alınan ya da tutuklanan yüz binlerce kişide tek tabanca dahi çıkmamasına rağmen belli çevrelerin yargısız infaz yapması ehli vicdan hukukçulardan biri olan Kemal Karanfil'i çileden çıkardı.
27 Ekim 2019'da AKP'den milletvekilliği ve üyeliğinden istifa eden Mustafa Yeneroğlu'nun demokrat ve tutarlı duruşunu takdir ettiğini belirten Karanfil daha sonra Yeneroğlu'nun bile bilerek ya da bilmeyerek bu yargısız infazın parçası olmaması için bazı ikazlarda bulundu.
Şahsi Twitter hesabında, "Bugün bile kesinleşmemiş onlarca davaya rağmen 'Darbeyi şunlar yaptı!' demek yanlıştır." tespitinde bulundu.
AKP'nin darbe bahanesi ile yayımladığı onlarca Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mağdur edilen 150 bin kişiden biri olan Karanfil en son Zonguldak Adliyesi'nde hâkim olarak görev yapıyordu.
İŞTE KHK MAĞDURU HÂKİM KEMAL KARANFİL'İN 15 TEMMUZ DARBE KUMPASINA DAİR ATTIĞI TARİHİ MESAJLAR:
1) Sizi severek takip ediyorum. Lakin "15 Temmuz'da gerçek yüzleri ortaya çıktı" cümlesi ile yanılıyorsunuz. Zira bugün, 2020 yılında bile darbe davaları henüz kesinleşmiş değil. Yargılamaların adil yapılmadığı, aleniyetin engellendiği, avukat ve sanıklara baskı
2) yapıldığı, lehe olan delillerin toplanmadığı,eski sulh ceza hâkimi Hulusi Pur gibi tarafsızlığı şüpheli hâkimler eliyle yargılamaların yapıldığı, işkence iddialarını bir tarafa bıraksak dahi BUGÜN BİLE KESİNLEŞMEMİŞ onlarca davaya rağmen, "Darbeyi şunlar yaptı!" demek yanlıştır.
3) 15 Temmuz sonrası yapılan tüm yargılamalarda maalesef bu fahiş hata BİLEREK yapıldı ve yapılıyor. Neredeyse tüm davalar bu ÖN KABUL ile yürütüldü. Bu ön kabulle cemaatin kıyısından geçen on binlerce insan tutuklandı. Cemaati sevip sevmeyebilirsiniz. Fakat adil olmak zorundayız!
4) Daha geçenlerde Yargıtay 16'ncı Ceza Dairesi'ne uğradığımda darbe dava dosyaları çuvallar halinde koridorda duruyordu. Şimdi henüz neticelenmeyen ve adil yapıldığı konusunda onlarca şüphe bulunan bir olayda, "örgütün gerçek yüzü 15 Temmuz da ortaya çıktı" demek hukuki değildir.
5) Ben de ilk başlarda "Acaba cemaat mi bu darbeyi yaptı?" diyordum. Fakat Cumhuriyet'te Ahmet Şık' ın yazı dizisi, duruşma tutanakları, Hulusi Akar ve Hakan Fidan'ın TBMM ye gidip ifade vermemesi, Erdoğan'ın çelişkili açıklamaları, Darbeye karşı çıkan binlerce asker ve polisin
6) F..öcülükle suçlanması, henüz askerler bile yakalanmadan 2 bin 745 hâkim ve savcı hakkında ki göz altı kararı onlarca ihbara rağmen komutanların düğünde olmaları, Deniz Kuvvetleri Komutanı, 1'inci Ordu Komutanı ve birçok komutanın o geceki tutarsız davranışları ve birilerinin buna
7) Allah'ın lütfu demesi, Akın Öztürk ve Semih Terzi olayları, TBMM Darbe Araştırma Komisyonu kurulması talebini AKP'nin başta reddetmesi, CHP'nin raporunu yayımlanmaması, hepsi alt alta konulduğunda 15 Temmuz'un resmi söylemden çok farklı olduğunu ortaya konmaktadır.
8) Kaldı ki davalar kesinleşip cemaatin bu darbeyi yaptığı saptansa bile bu durum 1 milyona ulaşan cemaati "Suç ve cezanın şahsiliği, kasıt unsuru" ilkeleri gereği suçlu hale getirmez. Nasıl ki 10 yılda bir ülkede darbe yapılması tüm Silahlı Kuvvetleri suçlu hale getirmediği gibi..."