ARİF ASALIOĞLU
Bir önceki yazımızda Rusya-Ukrayna savaşında bugünlere nasıl gelindi, savaşın şartları nasıl oluştu, kısaca bunları özetlemiştik. 24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş bir yılını doldurmak üzere. Bu savaş, tarafların on binlerce insan kaybına ve Avrupa'nın II. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşadığı en büyük mülteci krizine neden oldu. Savaş, ayrıca, pandemi sonrası yeni toparlanmaya başlayan, küresel ekonomik krizlere ve gıda kıtlığına sebep oldu. Bu yazıda etkisi bu kadar büyük olan Rusya ve Ukrayna savaşının beş senaryoda ne zaman bitebileceğini ve tarafların müzakere masasına ne zaman oturabileceğini ele alacağız.
1-Moskova’nın hedefi daha geniş alan olabilir mi?
Moskova, içinde başkent Kiev’in olduğu, liman şehri Odessa ve Ukrayna’nın çok bölgesini hedef aldığı bir planla hareket ediyor olabilir mi? Böylesi bir durumda bu senaryo en uzun ve en karmaşıklardan bir tanesi olur. Savaş yıllarca sürebilir. Bir önceki yazıda anlattığımız sebeplerden dolayı, cephenin genişlemesi ve yeni hedeflerin eklenmesi iki ülke yönetimlerinin şartlarından taviz ihtimalini düşürmüş olur.
Putin, Lavrov ve Şoygu çok kez “Her şey plana göre gidiyor” açıklaması yaptılar. Fakat nihai planı ve hedefi belirtmediler. Kremlin adına kamuoyu açıklamaları yapanların ifadelerine dikkatle bakılırsa çatışmaların uzun vadede kazanılabileceğine dair kesin bir inanç olduğu fark edilir. Bunun için ekonomik hazırlık ve askeri teçhizatın olduğunda onlar açısından şüphe yok. Kremlin, bir veya iki yıl içinde Ukrayna’nın savaştan bitkin, işlevsiz ve büyük ölçüde demoralize olmasını bekliyor. Böylece dillendirilen şartların yerine getirilmiş olacağına inanıyor. Rusya, Ukrayna elitlerinin ve halkının o zamana kadar bölüneceğini ve Zelenski hükümetini devirecek ve savaşı sona erdirecek barış taraftarı bir muhalefetin oluşmasını bekliyor gibi görünüyor. İşte bu nedenle, plan buysa savaş iki yıla kadar uzayacak demektir. İki ülke arasındaki gerilimin ve gerilla tipi çatışmaların ise yıllara yayılma ihtimali var. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki durumda olduğu gibi.
24 Şubat sabahı Putin’in konuşmasında vurguladığı bazı hususlar bu senaryo açısından önemli. O konuşmadaki temel konular açısından Kremlin, NATO’nun Rusya’nın kapısına kadar yayılmasını engellemek istiyor olabilir mi? Ya da Ukrayna üzerinden, Rusya’nın konu ettiği yeni dünya düzeni hedef mi yapılıyor? Bilindiği üzere Moskova’nın “çok kutuplu dünya düzeni”, “yeni bir dünya düzeni” hedefleri bulunuyor. Ya da Batı’nın suçladığı şekilde Rusya topraklarını genişletmek ve Ukrayna’nın en azından bir kısmını alarak emperyal hedeflerine mi ulaşmak istiyor? Bu soruların hepsinin karşılığı ne yazık ki uzun süreli çatışmaları gerektiriyor.
2-Savaşın arkasında Batı’nın planı olabilir mi?
İkinci senaryo Batı’nın planları üzerine kurulu. Acaba Batı, Ukrayna üzerinden Moskova'yı uzun ve maliyetli bir çıkmaza sokmak için meydana çekmiş olabilir mi? Eğer öyleyse Moskova'ya ezici ve kesin bir yenilgi vermeyi başarsalar bile, bu kısa vadede savaşın sonu anlamına gelmeyecektir. Bu durumda savaş yine iki yıla kadar uzayacaktır. Özellikle ABD ve İngiltere Ukrayna’ya daha ağır silahlar vermeyi düşünüyorlar. Patriot füzeleri, uzun menzilli HIMARS roket atarlar ve savaş uçağı verme konuşulmaya başlandı.
ABD'li Senatör Joe Manchin, Dünya Ekonomik Forumu'nda Ukrayna ile Rusya arasında imzalanabilecek her türden barış anlaşmasına karşı olduğunu söyledi. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, bu savaştaki amacın Ukrayna'da barış ya da Rusya'nın salt askeri yenilgisi değil, aslında Rusya'yı bir ulus olarak zayıflatmak olduğunu kabul ederek, “Rusya'nın, Ukrayna'yı işgal ederken yaptığı türden şeyleri yapamayacak ölçüde zayıfladığını görmek istiyoruz" dedi. New York Times ise bir makalesinde, Biden yönetiminin, "Rusya'nın küresel enerji ekonomisindeki merkezi rolünü yok etme uzun vadeli hedefiyle, petrol gelirlerini boğmak" için yeni planlar geliştirdiğini yazdı.
Yani konuya biraz provokatif yaklaşarak, ABD istihbaratının, Kremlin'in Ukrayna için ne planladığını önceden bildiğini düşünüyorum. Bu yüzden işgali önlemek için neler yapılabileceklerini de tam olarak biliyorlardı. Muhtemelen bunların hiçbirini yapmamayı seçtiler, çünkü amaç bu savaşı olabildiğince kışkırtmak ve ardından Ukraynalıları Moskova'ya karşı silahlandırmaktı. Washington yönetiminin barış müzakerelerine yönelik diplomatik çabaları engellemesinin nedeni de bu olabilir. Bu sebeple, Ukrayna'ya herhangi bir diplomatik müzakere yetkisi vermeyi reddettiler.
3-Rusya hedeflerine ulaştı mı?
Üçüncü senaryoda Rusya’nın hedeflerine ulaşmış olması. Yani Rusya, Donbas ve Kırım hattını garantiye aldıktan sonra uluslararası platformları Ukrayna’yı müzakere masasına oturmak için zorlayabilir. Donetsk ve Lugansk bölgelerinin Rusya’ya katılmış olmaları iç kamuoyuna anlatılabilecek kazançlar olarak yetecektir. Rusya’yı bu karara itecek olan sebep ise uygulanan yaptırımlar ve izolasyonun artık hissediliyor olması. Savaş uzadıkça sosyal ve politik sonuçların çıkma ihtimali yüksek.
Putin’e sorulan bir soruya cevabında, “Azak denizi artık bizim için bir iç deniz oldu. Bu yetmez mi?” demişti. Benim kanaatim o ki Batı’nın başka bir amacı yoksa bu teklife sıcak bakacaktır. Batı’da hakim olan görüş, Rus birliklerinin aldığı toprakları hiçbir şekilde geri bırakmayacağı şeklinde. Kremlin’de ise rakiplerinin “er ya da geç mevcut durumu kabullenecekleri” fikrinde. Savaş sonrası ekonomik daralma ve Rusya yaptırımlarının Avrupa’da etkisi nedeniyle AB hükümetlerinin sağladığı 700 milyar doların üstünde yardım sayesinde işletmelerin ve tüketicilerin zararın büyük kısmından kurtarıldığı ancak olağanüstü halin yıllarca sürebileceği ihtimalinin tedirginlik oluşturduğu.
Ülkelerin faiz oranlarını artırması ve yavaşlayan ekonomilerinde resesyon yaşanması muhtemel görünürken milyonlarca haneye ve işletmeye yapılacak yardımların uzun süre sürdürülmesi mümkün görünmüyor. Kurtarma paketleri, hibeler gibi tüm faktörleri topladığınızda büyük hacimde para ortaya çıkıyor. Önümüzdeki yıl hükümetlerin bu krizi yönetmesi çok daha zor olacak. Yani bir şekilde anlaşma şartlarının oluşmasına AB ülkeleri makul yaklaşabilir. Ama bu sürecin olgunlaşması bile altı ay sürer.
4-Rusya’nın ekonomik ve mühimmat gücü zayıflıyor mu?
Başka bir senaryoda ise savaş bu şiddetinde devam ederse Rusya’nın mühimmatının 2023 Mart ayından itibaren kritik seviyeye düşeceği söylentileri. Savaşın ilk iki haftasında bile Rus ordusu, Amerikalıların Afganistan'da 20 yılda kaybettiği askerden daha fazla kayıp verdi. Ukrayna'nın direnişinin Rusya'nın planlarını yeninden gözden geçirmeye zorladı. Özellikle Batı’nın Ukrayna’ya uzun menzilli silah vermesinden sonra bazı mühimmat depolarının vurulması bu açıdan Rusya’yı tedirgin etti. Şimdilerde az da olsa, savaş Rusya’nın iç bölgelerine kaydı.
Aslında mühimmat ve askeri araç konusunda Ukrayna’nın sıkıntısı daha fazla. Tank ve top gibi ağır silahların çoğunu kaybettiği gelen bilgiler arasında. Bu durum, savaşın bir fiziki sınıra gelmiş olması durumunu ortaya çıkarıyor. Sonsuza kadar savaşamayacakları için yorgunluk ve bıkkınlık etkisiyle ve Almanya ve Fransa gibi ülkelerin aracılık yapmasıyla, iki tarafın anlaşma masasına oturabileceğini tahmin ediyorum. Müzakerelerin başlaması ve belli bir seviyede anlaşmanın oluşması en erken 2023 sonbaharı olabileceğini düşünüyorum.
Rusya için partner gözüken Hindistan ve Çin gibi bazı ülkeler, bir sebeple desteklerini çekmeleri durumunda, Rusya’yı stratejik olarak yalnız bırakabilir ve barış şartlarını hızlandırabilir. Mesela, bu savaştan asıl hedefin Çin olduğu söylentileri, bunun farkında olan Pekin’in çekimser kalmasını sonuç verebilir. Ya da Hindistan insani ve küresel ekonomik nedenle, Semerkant Şangay Zirvesinde olduğu gibi, Moskova’ya baskısını arttırabilir. Böylesi bir gelişme bütçe olarak Rusya’yı çok zorlar. Çok yönlü çöküşe götürür.
5-Rusya’nın iç dinamikleri
Beşinci senaryoda ise Rusya’nın iç dinamiklerini ele alacağız. Özellikle Batı ülkeleri tarafından beklenen Kremlin’e halk desteğinin düşmesi ya da sosyal bir krize dönüşmesi sonucu Ukrayna’daki askeri harekete son verilme ihtimalini ben çok düşük görüyorum. Farklı araştırma merkezlerinin verileri halkın ve muhalefetin bu konuda hükümetin yanında durduğunu gösteriyor. Elbette ki belli bir kitle ve bazı ünlü simalar sert kritikler yapıyorlar, ama bunlar yüzdelik ölçümlerde sınırlı kalıyor.
Rusya Kamuoyu Araştırma şirketi VTSIOM tarafından 21-27 Kasım tarihleri arasında yapılan kamuoyu anketinde Rusların, Devlet başkanı ve Hükümet üyelerine olan güveni ölçüldü. Vladimir Putin'e doğrudan güven sorusuna katılımcıların %78,1'i olumlu cevapladı. Ukrayna’ya askeri operasyonu tasvip ediyor musunuz sorusuna ise rakam biraz düşüyor ama yine de %58.
Yine Kamuoyu Araştırma Merkezi (VTsIOM) tarafından yapılan ankete katılan Rusya Federasyonu vatandaşlarının % 80’i, Rusya'daki ekonomik durumun ve tedirginliğin 8-10 yıl içinde düzeleceğini söylüyor. Rusya’da son yapılan bir ankete göre, vatandaşların Ukrayna’da yürütülen askeri harekete ilgisi düşüyor. Kamuoyu Vakfı FOM, 28 Kasım'dan 4 Aralık'a kadar özel askeri operasyonda yaşanan gelişmelerin haftanın en önemli olayı olduğunu düşünenlerin oranının yüzde 35'e kadar gerilediğini tespit etti. Yine aynı ankete göre tedirginlik oranı %56. Eylül ayında bu rakam %69’du… Yani sonuç olarak şimdilik iç dinamiklerin Kremlin’in Ukrayna’da devam eden savaşla alakalı radikal bir dönüşüme etki edeceğini zannetmiyorum.
Aslında birde en tehlikeli, en uzun ve en karmaşık olan altıncı senaryo var. Cephenin genişlemesi ve üçüncü ülkelerin dahil olması. Rusya ve Ukrayna arasındaki bu savaşın belki üçüncü dünya savaşına dönüşme ihtimali de var. Fakat bu senaryoya hiç girmeyeceğiz. Belki ileride başka bir yazının konusu olabilir.