HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, partilerine yapılan saldırılarla ilgili verilen yargı kararını eleştirdi. Beştaş, yasalar önünde eşitlik ilkesinin HDP söz konusu olduğunda hukuki karşılığının olmadığını görmenin, partilerine verilen zarardan çok daha ağır toplumsal ve siyasal sonuçlar doğurduğunu söyledi.

"HDP, demokratik siyasetin vazgeçilmez bir partisidir." diyen Beştaş, adli makamlara seslenerek, "Tüm yurttaşlara ve kurumlara eşit mesafede olması gereken, ancak asla öyle davranmayan ve siyasi iktidarın bir aracı haline gelmiş olan adli mekanizmalardaki görevlilere bir kez daha çağrı yapıyoruz: Görevinizi ayrımcı yaklaşımla değil, eşit ve adil olarak yürütmek zorundasınız. Aksi yöndeki davranış ve kararlarınız, evrensel hukuk önünde de asla aklanamayacak bir leke olarak kalacaktır." dedi.

Yazılı açıklama yapan HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, partilerine özellikle son bir yıl içinde siyasi iktidarın desteği ve teşviki ile yürütülen linç kampanyasında yüzlerce saldırıya uğradığını ifade etti. Türkiye tarihinde hiçbir siyasi partiye bu denli çok sayıda saldırı, bu kadar açık ve yaygın şekilde yöneltilmediğini savunan Beştaş, bunlardan birinin de 8 Eylül 2015 tarihinde genel merkezlerini hedef alan, 3 katının tamamen yakılması ile binayı kullanılamaz hale getiren saldırı olduğunu hatırlattı.

Partilerine yönelik bu saldırının adli makamlara intikali sonrasında belirlenen saldırganlar hakkında dava açıldığını dile getiren Beştaş, şöyle devam etti: "25 Ocak 2016 tarihinde Ankara 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen dava karara çıkartılmıştır. Karar sonucunda mahkeme saldırganlar hakkında neredeyse en hafif cezayı vermiş, yetmezmiş gibi hükmün açıklanmasını da ertelemiştir. Yani Meclis'teki 3. büyük partinin Genel Merkezi'nin yakılması sonucunda fiilen hiç kimse ceza almamıştır. Soruyoruz, saldırı HDP Genel Merkezi'ni değil de AKP Genel Merkezi'ni hedef alsaydı sanıklara aynı şekilde mi yaklaşılacaktı? Ülkemizde adalet-yargı sisteminin turnusolu olacak bu sorunun yanıtı, hukuk bilgisi olmayan herkesin tahmin edeceği kadar açıktır. Zarar gören AKP olsaydı, sanıklar suikasttan örgüt kurmaya kadar uzanacak bir suç silsilesiyle kanundaki en ağır cezalara mahkum edilecek, değil bir daha Genel Merkez binasına saldırı, bir belde binasına bile yan gözle bakanın suçlu olacağı bir hava yaratılacaktı. Oysa partimizin söz konusu olduğu bu davada sanıklar üstlendikleri suçlardan fiilen ceza almadan, kolaylıkla kurtulabilmişlerdir. Kararın anlamı açıktır: HDP Genel Merkezi'ne saldırabilir, orayı yakabilir, yağmalayabilirsiniz. Bunlardan ötürü tutuksuz yargılanır, üstelik ceza almazsınız. Saldırganları cezasızlıkla ödüllendiren, yargıda açık ayrımcı uygulama niteliğindeki bu kararı kabul etmiyoruz."

Partilerine yönelik saldırıların yaygınlığı ve kollanması kadar, taraf oldukları davaların bu tür sonuçlarının da kendilerini yargı makamlarına karşı gittikçe artan bir güvensizliğe ittiğini belirten Beştaş, şunları kaydetti: "Yasalar önünde eşitlik ilkesinin HDP söz konusu olduğunda hukuki karşılığının olmadığını görmek, partimize verilen zarardan çok daha ağır toplumsal ve siyasal sonuçlar doğuruyor. HDP, demokratik siyasetin vazgeçilmez bir partisidir. Tıpkı adli makamların toplumsal düzen açısından vazgeçilmez olması gibi. Bu nedenle, tüm yurttaşlara ve kurumlara eşit mesafede olması gereken, ancak asla öyle davranmayan ve siyasi iktidarın bir aracı haline gelmiş olan adli mekanizmalardaki görevlilere bir kez daha çağrı yapıyoruz: Görevinizi ayrımcı yaklaşımla değil, eşit ve adil olarak yürütmek zorundasınız. Aksi yöndeki davranış ve kararlarınız, evrensel hukuk önünde de asla aklanamayacak bir leke olarak kalacaktır. Kanun ve yargı makamları önünde haklarımızı aramaktan vazgeçmeyecek, söz konusu karara ilişkin her türlü hukuki girişimde bulunacağız."

CİHAN