ABD'de uzun yıllardır gazetecilik yapan İlhan Tanır Ahvalnews'te Joe Biden yönetiminin Türkiye ile ilgili nabzını tutan bir haber kaleme aldı .
Tanır haberinde Ahval'in Kavala ve Demirtaş hakkındaki sorduğu sorulara , yeni göreve başlayan ABD Dışişleri Bakanlığı'nın verdiği cevaplara geniş yer verdi
ABD Dışişleri Bakanlığı açıklamasında Osman Kavala konusunda Türkiye'den temel haklara saygı talep edilirken, Selahattin Demirtaş konusunda da 21 Ocak tarihinde geçen Avrupa Parlamentosu kararına atıf yapılarak, tutuklamanın ''siyasi nedenlerle yapılan cezalandırılma'' sınıfına sokulduğu ifade edildi ve Türkiye'den uluslararası sorumluluklarına uyulmasını talep etti.
Açıklamalar, Trump yönetimi döneminde yapılan açıklamalardan çok daha sert. Demirtaş hakkında özel açıklama yapmaktan kaçınan Trump yönetimi yerine şimdi, henüz üçüncü gününde olmasına rağmen oldukça sert ifadelere sahip bir açıklama geldi. Diğer taraftan Biden yönetiminde Dışişleri Bakanlığı'na yeni bir sözcü ataması henüz yapılmadığı için, açıklamalarda sadece ''bir ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü" atfı yapıldı.
Ahval'in Kavala ve Demirtaş hakkındaki son gelişmeler hakkında sorduğu sorular sonrası yaptığı bu açıklamaların tam metni şöyle:
''ABD bu davaları yakından izlemeye devam etmektedir. Biz bu dava ve Türkiye'deki diğer bazı başka sivil toplum, medya, siyaset ve iş insanları hakkında uzayıp giden duruşma öncesi tutukluluğa neden olan iddianameler hakkında çok derinden endişe sahibiz.
İfade özgürlüğü, barışçıl toplanma ve birlik kurma özgürlükleri her sağlıklı demokrasi için temel niteliktedir.
Türkiye'den bu temel özgürlüklere saygı duyması ve bu davanın kısa zamanda ve adil bir şekilde sonuçlandırmasını talep ediyoruz.''
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcülüğünün Selahattin Demirtaş hakkında yaptığı açıklama ise şu şekilde:
''Avrupa Parlamentosu'nun Ocak 21 tarihli kararını ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bağlayıcı Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını talep eden kararını not etmekteyiz. Bu konuya biz yıllık İnsan Hakları Raporumuzda da değinmiştik ve kamuoyuna Kasım 2016 tarihindeki tutuklanması ve 2017 yılında verilen uzun hapis cezası hakkındaki endişelerimizi not ettik.
Siyasi saikle yapılan cezalandırmalar demokratik toplumun temel kavramları olan siyasi çoğulculuğu bastırır ve özgür siyasi tartışmayı sınırlandırır. Muhalif partilerin demokratik sürece tamamen katılmasını engelleyerek demokrasilerin sağlığını baltalar. Türkiye'den uluslararası sorumluluklarını ve anayasasında garanti altına alınan temel özgürlükleri yerine getirmesini talep ediyoruz.''