Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan, 301 madenciye mezar olan facianın meydana geldiği kömür ocağına en son inen bilirkişi heyetinin raporunun, kanunen altı aya kadar uzatılmasının mümkün olduğunu söyledi. Bu yüzden rapor gelmeden davanın sonuçlanmasının mümkün olmadığını kaydetti.
Baro Başkanı Arslan, gazetecilere yaptığı açıklamada Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 madencinin şehit olduğu faciayla ilgili ceza davasının altıncı duruşmasının, 16 Şubat 2016 Salı günü başlayacağını bildirdi. Madeni inceleyen bilirkişi heyetine üç aylık süre verildiğini belirterek, "Bundan dolayı mahkemenin bu aşamada sonuçlanması mümkün değildir." dedi. Savcılıktan sonra mahkeme tarafından, kazanın meydana geldiği yere inildiğini aktaran Arslan, bilirkişi heyetiyle birlikte keşif yapıldığını ifade ederek, "Şu anda keşif sonuçlarını almak mümkün değil. Bunun duruşmaya da yetişmesi mümkün değil ama mahkemelerce bilirkişiye üç aylık bir süre tanındı. Yasal olarak bu sürenin altı aya kadar uzatılması da mümkün. Bu duruşmada yine müdahillerin ve görgü tanıklarının dinlenmesine devam edilecek." diye konuştu.
'DELİLLERİN BİRÇOĞU KARARTILDI'
Mahkeme sürecinin devam edeceğinin altını çizen Ali Arslan, "Bilirkişi heyetiyle bizler de madene indik. Maden ocağında gördüğümüz, olayın meydana geldiği yer anlamında 70-80 metrelik kısmıydı. Olayın diğer kısımları, ölümlerin meydana geldiği bölümlerin büyük bir kısmı zaten küllenerek doldurulmuş şekildeydi. Buralara girmek mümkün olmadı. Biz bant yangınının olduğu yerin tamamını değil, sadece 70 metresini görebildik. Aslında facianın nasıl gerçekleştiği anlamında ortaya çok fazla delil koyulmuş da olmadı. Zaten öncesinde de madende gerekli düzenlemeler yapıldığı için delillerin birçoğunun karartıldığını düşünüyoruz." şeklinde konuştu. Daha ilk aşamada savcılık makamına ocağın, işletici Soma Kömürleri A.Ş.'ye iade edilmemesi ve bunun savcılık tarafından denetim altında tutulması gerektiğini, Türkiye Kömür İşletmeleri'ne teslim edilebileceğini söylediklerini belirte Baro Başkanı Arslan, "Buna rağmen faciadan kısa bir süre sonra ocak, Soma Kömürleri A.Ş.'ye teslim edildi. Tabii bu aşamadan sonra neler yapıldığını bizlerin bilmesi mümkün değil. Gerçeğe ulaşabilecek noktaların da hiç gerek yokken külle doldurulması da söz konusu olabilir." dedi.
Redd-i hakim talebinin, Soma İş Mahkemesi'nde aileler tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davalarında söz konusu olduğunu belirten Arslan, "Burada kusur yönünden ve tazminat yönünden bilirkişi raporları ortaya çıkmaya başlayınca ve mahkeme hakimlerinin manevi tazminat içeren bir dosyada karar vermesi üzerine davalı vekilleri, baktılar ki davalar aleyhlerine sonuçlanıyor, burada hem zaman kazanmak hem mahkeme heyetinin kafasını karıştırmak amacıyla redd-i hakim talebinde bulundular. Zaten redd-i hakim gerekçelerine de baktığımızda, aslında hakimi reddetmeyi gerektiren hiçbir yasal dayanağın da bulunmadığını görüyoruz. Mahkemenin, bu talepleri reddedeceğini düşünüyoruz." diye konuştu. CİHAN