Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Fetullah Gülen'in kuzeni Kazım Avcı'nın avukatı, müvekkilinin sağlık durumunun kötü olduğunu belirterek, "Yeni bir Kuddusi Okkır olayı yaşanmasından korkuyorum. Böyle bir hadise yaşanırsa bunu birtakım kötü çevrelerin başka amaçlarla kullanılmasından endişe ederim" dedi.
Sanık Abdülkadir Aksoy'un Avukatı Fuat Aksoy ise iddianamede örgüt yöneticiliği için 24 kriter bulunduğuna dikkat çekerek, müvekkilinin bu kriterlerin hiçbirisine uymadığını, bunlara dair aleyhinde hiçbir delil de bulunmadığını, söyledi. Avukat Aksoy, fezlekeye esas alınan Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığınca hazırlanan örgüt şemasında müvekkilinin adının yer almadığını, ancak Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube'de hazırlanan "korsan" bir şemayla dosyaya dahil edildiğini, bu yüzden 15 aydır tutuklu olduğunu savundu.
Merhamet dileniyormuş gibi olmamak için müvekkilinin sağlık sorunlarını tekrarlamak istemediğini ifade eden Avukat Aksoy sözlerini şu taleple tamamladı: "Bu davadaki 73 sanık içinde müzekkere yazılmadan kendi ayağıyla gelip teslim olan iki kişi var, Abdülkadir Aksoy ve Ali Çelik. İkisi de avukat. Bir hukukçu olarak hukuka, adalete güvenmişler. Ancak tahliye etmeme gerekçelerinden biri 'kaçma ihtimali'. Bunun söylenmesi zoruma gidiyor. Ne karar verirseniz, ama ne olur, 'kaçma ihtimalini' gerekçeden çıkarın."
“ÇOK MAĞDURUM, ÇOK MAĞDURUM”
Ali Çelik, mal varlığı üzerindeki tedbiri kaldırdığı için Başkan Selfet Giray'a teşekkür etti, ancak İstanbul'daki mahkemenin koyduğu tedbirin sürdüğünü anlattı ve şunları söylerken ağladı: "Eşim ev hanımı, 4 çocuk. Ne yer, ne içer. Çok mağdurum, çok mağdurum. Tarif edemem. Adaletinize, vicdanınıza bırakıyorum. Ben hukukçuyum, terörist değil."
“KİMSE YOK MU DERNEĞİ'Nİ ZİYARET HABERİ PAYLAŞILIYOR”
Sanıklardan Alaaddin Kaya ve Kazım Avcı'nın Avukatı Bülent Teoman Özkan dün devletin teşvik ettiği kurum ve faaliyetlerin bugün teröre destek suçu sayıldığını hatırlatarak, "Bugün Ak Parti sitesinden aldım, Kimse Yok mu Derneği'ni ziyaret haberi paylaşılıyor. Başbakanlık avukatı burada, haberi olsun AFAD'ın internet sitesinde de Kimse Yok mu Derneği'nin haberleri var. Başbakanlığa bağlı bir kurum bu yazılarla terörün propagandasını yapıyor. Bunları yok mu sayacağız?" dedi.
ASLI AYDINTAŞBAS İLE FENER RUM PATRİĞİ BARTHOLOMEOS TALEBİ
Avukat Özkan tüm tanıkların beyanlarındaki çelişki ve "gerçek dışı" bilgileri detaylı şekilde anlatınca Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Acaba yanlış mı anlaşıldık? Varsa tevsii tahkikat ve tahliye taleplerini alıyoruz. Ancak devam edeceksiniz, tanık ifadelerini açıp, oradan takip edelim" uyarısında bulundu. Avukat Özkan bu uyarıya, "Asılsız tanık beyanları esas alınarak, tutukluluğa devam kararı veriliyor. Biz de mecburen tanık beyanlarının geçersizliğini anlatmak durumunda kalıyoruz. Delillerin ıskat edildiğini göstermek için anlatıyorum" karşılığını verip, tahliye talebinde bulundu. Avukat Özkan Papa görüşmesini kimin sağladığı konusunda bir tereddüt kaldıysa, gazeteci Aslı Aydıntaşbas ile Fener Rum Patriği Bartholomeos'un tanık olarak dinlenmesini ve Vatikan'a yazılarak konunun sorulmasını istedi.
KARACA: ADİL ÖKSÜZ'Ü TANIMAM
Başkan Selfet Giray, Adil Öksüz'ün Hidayet Karaca ile 21, bir diğer sivil imam olduğu belirtilen Hakan Çiçek'in de Karaca ve İlhan İşbilen'le 1'er telefon irtibatı gözüktüğünü hatırlatarak, sanıklara bu kişilerle görüşüp, görüşmediklerini sordu. Karaca, her ikisini de tanımadığını ve kesinlikle görüşmediğini vurgularken, İlhan İşbilen, "Tanımıyorum efendim. Gözlükçüymüş. Benim gözlüklerim özel, Japonya'da yapılıyor. Bunlar indirim yapan büyük bir mağazaydı. Sekreterler götürüp, yaptırmış. O da 'gözlükler bitti, gelin alın' diye sekreterlere mesaj atmış" dedi. İlhan İşbilen'in avukatı Atilla Kart da isim vermeden, "davalar 365 günde bitecek" açıklaması yapan yetkilileri eleştirerek, davanın ne zaman biteceğini başkasının değil, ancak mahkemenin bileceğini söyledi.
Davada kısır döngüye girdiğini, dönüp dönüp aynı şeylerin konuşulduğunu ve iddianamenin tel tel döküldüğünü öne süren Hidayet Karaca da şunları söyledi: "Birgün size, heyetinize, 'size kim insanları hukuksuz tutuklayın dedi' gibi bir soru sorulabilir mi? Veya 'yanılmışız' dendiği bir vaka önünüze gelebilir mi? Şüphesiz gelebilir. En küçük şüphe varsa tahliye edilir mi, edilmez mi? Biliyorum bunun cevabını vermeyeceksiniz, ama vicdanınızda biliyorsunuz. Verdiğiniz kararlar kanuni olabilir, ama hukuki değil. 'Sizi buraya tıkan irade böyle istiyor' diyen 1960'ların Türkiye'sinde miyiz hakim bey? Biliyorum, Bülent Arınç'ın, 'cübbemi giyesim geliyor' dediği 2016 Türkiye'sindeyiz."
3 gün olarak planlanan davayı 2 günde sonlandıran ve ara kararını saat 20.20'de açıklayan mahkeme tüm sanıkların tutukluluğunun devamına karar verip, dijital verilerle ilgili biten incelemelerin gönderilmemesi halinde sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırarak duruşmayı 28-29 Kasım tarihlerine erteledi.