İktidarın ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ ile birlikte kamu hastanelerindeki yoğunluğun her geçen gün artması, muayene sürelerinin 3-5 dakika ile sınırlı kalması, kamuda hekim sayısının giderek azalması gibi durumlar nitelikli sağlık hizmeti sunumunu engelledi. Bu durum, hasta ve hekimi karşı karşıya getirdi, sağlıkta şiddet vakaları arttı. Bunun son örneği Diyarbakır’da yaşandı. Ergani Devlet Hastanesi’nin tek göz doktoru olan Cansev Şekerler, bir günde 98 hastayı muayene etti. Şekerler, mesaisi bitmesine karşın korucu adaylarının rapor için oluşturduğu yoğunluk nedeniyle yaşanan gerginlikte odada mahsur kaldı. Doktor, çıkamadığı odasından özel güvenlik personellerinin açtığı ‘güvenlik koridoru’ arasından çıkarıldı. 

Elazığ’ın Maden, Diyarbakır’ın Ergani, Çermik, Dicle ve Çüngüş ilçelerinden gelen binlerce hastaya sağlık hizmetinin verildiği Ergani Devlet Hastanesi’nde son günlerde ‘göz doktoru’ eksikliği yaşandığı, yurttaşın bu duruma tepki gösterdiği belirtildi.  Yakın zamanda bin adet korucu kadrosunun açıldığı belirtilen bölgede sağlık raporu taleplerinin bile altından kalkılamaz bir hale geldiği ifade edildi. Randevulu hastaların dışında korucu adaylarının rapor için yönlendirilmesiyle hasta yoğunluğu daha da artan hastanede, haftalardır tek göz hekimi olarak görev yapan Dr. Cansev Şekerler geçen hafta yemeğe bile çıkmadan bir günde 98 hasta baktı. Şekerler,  mesaisinin sona ermesine rağmen kapısındaki yoğunluk sonu ermeyince odasından çıkamadı. Şekerlerin’in bir arkadaşına “Kapımın önü çok kötü. Beni burdan çıkarmayacaklar" diye telefondan mesaj attığı öğrenildi. Durumunu hastane yönetimine bildiren doktor, çağırılan güvenlik görevlilerinin oluşturduğu koridor ile güvenli bölgeye çıkarıldı. Şekerler, odasından çıkarılırken, dışarıda bekleyenler tarafından alkışlar eşliğinde yuhlandığı görüldü. O anlar cep telefonu görüntülerine yansırken, olayın ardından İl Sağlık Müdürlüğü’nce hastaneye bir göz doktorunun daha görevlendirildiği belirtildi. Öte yandan, doktorun günlük 100’ün üzerinde hasta baktığı da öğrenildi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey eski üyesi Dr. Halis Yerlikaya, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte sağlığın özelleştirildiğini, kışkırtılmış bir sağlık talebi ile karşı karşıya kalındığını, bütün bunların sorunları artırdığını söyledi. Yerlikaya "Kamu hastanelerinden sağlık hizmeti alırken birçok kalemden katkı katılım payı adı altında ücretler ödeniyor. Belli noktalarda insanlar özel hastanelere mahkûm edilmişti, ekonomik kriz ile birlikte daha önce bir şekilde özele gidebilen insanlar artık gidemiyor. Bu insanlar da kamuya gitmeye başladı. Kamudaki yoğunluk giderek artıyor" dedi. "Sağlık ciddi şekilde alarm veriyor" diyen Yerlikaya, özetle şunları söyledi: "İnsanların sağlığa erişimleri ile ilgili bazı branşlarda hekime ulaşmakla ilgili ciddi sıkıntılar var. Hastalar 5 dakikada bir muayene ile karşı karşıya. Bir hekimin hastasını doğru değerlendirmesi, muayene etmesi, hikâyesini alması en az 20 dakikadır. Bir insan günde 98 hasta baktığında sadece bakar. Bir hekime 99’uncu hasta olarak muayene olduğunuzda sağlık sorununuz ne olursa olsun doğru bir teşhis, iyi bir tedavi olma ihtimaliniz yok. Kamuda şu an da sanal kuyruklar oluşmaya başladı. Sağlık çalışanları da tükenmiş durumda. Hem çalışma koşullarının zorluğu hem ekonomik kriz ile alım güçlerinin düşmesi, hem ülkenin içinde bulunduğu antidemokratik uygulamalar nedeniyle, hem de sağlık sistemindeki kaotik durumlardan kamudan ya istifa ediyor ya da yurtdışına gidiyorlar. Böyle olunca kadın doğum, göz gibi branşlarda bazı yerlerde ya hiç hekim bulunamıyor, ya da tek hekim çalışıyor. Vatandaş da sağlığa erişemiyor. Hekim de mutsuz, hasta da..."

Hekim Birliği Basın ve Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Diş Hekimi Özgür Öz ise Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden randevu ile günde normalde en fazla 42 hasta için randevu oluşturulabildiğini, rapor talebi ile gelen hasta sayısına sınır konulmaması sebebiyle hastanelerde hekimlerle hastaların karşı karşıya getirildiğini söyledi. Öz, randevu oluşturulurken doktorun ve hastanenin günlük çalışma kapasitesine uygun biçimde randevu açılması gerektiğini belirterek, belirli kotalar belirlenerek bu sayının üzerinde kesinlikle hasta randevusu oluşturulmaması gerektiğini kaydetti.