Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) her seçimden evvel bohçadan çıkardığı yerli uçak, yerli tank ve yerli araba broşürleri arasında ‘İstanbul Finans Merkezi’ broşürü de vardı. Doğrudan vatandaşa hitap etmediği için çok vurgu yapılmasa da AKP, otellerde tertip edilen mutantan zirvelerde bu projeyle TÜSİAD camiasını hayli heyecana gark etmişti. Öyle ya dünyanın finans devlerinin İstanbul’u mesken tutması en fazla TÜSİAD mahallesi sakinlerine para kazandıracaktı. Milyarlarca dolar sermaye Türkiye’ye akın edecekti.
Banka ve holdingi sahipleri, proje için tahsis edilen İstanbul Ataşehir’de ihale ve arsa kapmak için yola çıktıklarında ilk şoku yaşamıştı. Zira arsalar evvelden AKP’ye yakın inşaat şirketleri arasında taksim edilmiş, atı alan Ataşehir’i geçmişti. Proje ilan edilmeden arsaların ucuza kapatılması yeni bir sermaye sınıfı ortaya çıkarmıştı. TÜSİAD bu kategorinin haricinde tutulmuştu. Varsın öyle olsun. İstikbaldeki kazançların hatırına biraz daha sabrederlerse muratlarına erebileceklerini zannettiler. İnşaatların bitmesini ve Finans Merkezi için elzem mevzuatın TBMM’den geçmesini bekleyeceklerdi o kadar.
İHALEDEN MEN YERİNE FİNANS MERKEZİ İNŞAATI VERİLDİ!
batık 1Büyük patronlar, AKP’nin projeyi belli isimleri ihya etmek üzere vitrin süsü olarak hazırladığına o günlerde inanmak istemedi. Oysa finans merkezi inşaatını üstlenen Yeni Sarp İnşaat, daha evvel TOKİ’yi en az 60 milyon lira zarar uğratan KC İnşaat’ın sahipleri Demir kardeşler tarafından kurulmuştu. Yani devlete borç takmış, taahhüdünü yerine getirememiş bir gruba yeni ihale verilerek adeta, “Verdiğiniz zararın mükâfatı olarak İstanbul Finans Merkezi’ni sizin inşa etmenizi münasip gördük” denildi.
Arazisi Hazine’ye, kredisi kamu bankalarına, teminatı da TOKİ iştiraki Emlak Konut GYO’ya ait projenin bitmemesi için hususî gayret sarf edilmesi lazımdı. Batık Demir kardeşleri kurtarmak adına devletin bütün imkânlarını seferber eden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ve Emlak Konut ile Sarp İnşaat arasındaki tesanüt manidar. İhale Kanunu’nda ‘projeyi bitiremeyen firma ihalelerden men edilir’ hükmü varken, malî darboğaza girmiş aynı firmaya 700 milyon TL büyüklüğünde yeni ihale verildi. Hakikaten bu iştiyakın sebebini merak ediyorum?
İstanbul Finans Merkezi inşaatı
AYNI AİLENİN İKİ FİRMASI AYNI GÜN İFLAS ETTİ
Finans Merkezi inşaatı 2015’te bitecekti. Binaların teslimatı yapılmadığı gibi alacaklı firmalar son çare olarak İstanbul Anadolu 1. Ticaret Mahkemesi’ne müracaat etti. Mahkeme, şirket hakkında tedbir kararı vererek kayyım atamıştı. Şirketin iflas erteleme talebi esastan incelemeye alınmıştı. Davaya müdahil olan alacaklı şirketlerin talebi ve Yeni Sarp İnşaat hakkında hazırlanan bilirkişi raporları muvacehesinde mahkeme şirket hakkında iflas kararı verdi. Zira borçları ödeyebilme ihtimali kalmamıştı.
Ne kadar calib-i dikkattir ki Ankara’da 2. Ticaret Mahkemesi de aynı gün Demir ve Erbarlas ailelerinin ortak olduğu KC İnşaat için iflas kararı verdi. Şirketler üzerindeki koruma zırhı resmen kalktı. Artık iki şirketin nakit ya da nakte dönüştürülebilecek ne kadar varlığı varsa satılacak ve kamu alacaklarına rüçhan hakkı tanınarak sırası ile alacaklı firmalara ödeme yapılacak. Tabii ortada para kalırsa…
Finans Merkezi gibi Türkiye’nin çoktan tahakkuk ettirmesi icap eden bir proje böylesine organize bir soyguna vasıta kılındı. Hem KC İnşaat hem de Yeni Sarp İnşaat battı. Son ana kadar TOKİ himayesinde oldukları için kamu ve özel bankalardan yüz milyonlarca TL kredi tahsisatı yapıldı. İflası müteakip bankalar da kredilerin üzerine soğuk su içmek mecburiyetinde kalacak.
İSTANBUL 21 BASAMAK BİRDEN DÜŞTÜ
İstanbul’un finans merkezi idealine ulaşması artık mümkün değil. İnşaatında yaşanan skandallar, yolsuzluk iddiaları ve nihayetinde müteahhidin sürpriz olmayan iflası bütün umutları suya düşürdü. Daha inşaatında bu kadar fiyasko yaşanmışsa bundan sonra proje bitse bile buraya yatırımcı çekmek deveye hendek atlatmaktan daha zor olacak.
Diğer yandan dünyadaki finans merkezlerine puan veren Z/Yen Group’un son raporu İstanbul’un bu treni kaçırdığını tescil etti. Farklı finans merkezlerinin rekabet güçlerini karşılaştırdığı araştırmada Londra, puanı düşmesine rağmen yine ilk sırayı aldı. İlk beş şehrin değişmediği endekste Londra’yı New York, Singapur, Hong Kong ve Tokyo takip etti. Londra ve New York sırasıyla 13 ve 14 puan gerileyerek en büyük düşüşleri kaydetti. Brexit ve ABD seçimleri bu düşüşte etkili oldu. Raporda Brexit’in sadece Londra için değil tüm merkezler için belirsizlik kaynağı olduğuna dikkat çekildi.
İstanbul ne oldu dersiniz? Mart 2016’da 45. sıradaydı. Bu sene ise 66. sıraya geriledi. Z/Yen gruba göre siyasî belirsizlik ve hukuk devletinden uzaklaşılması İstanbul’un 21 basamak gerilemesine sebep oldu.
Elinizi vicdanınıza koyun öyle cevap verin: “Siz dünyada büyük bir fonun sahibi olsaydınız, 66. sıradaki bir şehre mi para yatırırsınız, yoksa ilk 10 arasındaki bir şehre mi?”
Finans Merkezi’nde gelinen nokta, AKP’nin vaatleri ile neticeleri arasındaki derin uçurumu ele veren misallerden sadece biri. Bütün fiyaskolar hacimli bir kitapta anlatılabilir. Kitap için ‘Bir Ülke Nasıl Batırılır?’ veya ‘Türkiye’yi Böyle Batırdılar’ isimlerini teklif ediyorum
Semih Ardıç / TR724.com