BİTLİS (CİHAN)- Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından "100. Yılında Çanakkale Savaşları" konulu panel düzenlendi.
Üniversitenin Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Konferans Salonu'nda düzenlenen ve yöneticiliğini İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Asem Nauşabayeva Hekimoğlu'nun yaptığı panele, Yrd. Doç. Dr. Serap Toprak, Yrd. Doç. Dr. Hacer Göl, Yrd. Doç. Dr. Sefa Fuat Hekimoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Muhittin Turan konuşmacı olarak katıldı.
'Birinci Dünya Savaşı Öncesinde Osmanlı'nın Siyasi Durumu ve Büyük Güçler' adlı sunumu yapan Yrd. Doç. Dr. Serap Toprak, "Osmanlı devleti 1699 yıllarından sonra Rusya'nın tehdidi ve baskısı altına girmiş, 18. yüzyıl boyunca hem Ruslarla hem de Avusturya ile savaşmıştır. 19. yüzyıla geldiğimizde bir yandan Avrupa'daki güç dengeleri değişmiş bir yandan da Osmanlı'nın kendisi zayıflamıştır. Bu durum karşısında Osmanlı Devleti dışarıdan kendisine gelecek tehdit ve tehlikelere karşı yanına büyük bir devlet alarak denge politikası oluşturmuş ve varlığını devam ettirmeye çalışmıştır. 19. yüzyıl, milliyetçilik yüzyılı olarak bilinir, Osmanlı Devleti de milliyetçilik akımı ile çıkan isyanlar sonucunda balkan topraklarını kaybetmiştir." dedi.
Çanakkale Savaşları'ndan bahseden Yrd. Doç. Dr. Hacer Göl, "Çanakkale Savaşları, 20. yüzyılın en kanlı savaşlarından biridir. Osmanlı'nın kendi toprakları üzerinde gerçekleşen ölüm kalım savaşıdır. Cepheye giden asker yaşının 15'e düştüğü ve yaklaşık 1 sene süren Çanakkale Savaşları adeta bir destandır. Bu savaşta etten ve kemikten bir duvar örülmüş, Çanakkale geçilmez denmiş ve dedirtilmiştir. Ayrıca bu destan siyasi, askeri, ekonomik, sosyolojik, psikolojik ve birçok alanda da incelenebilecek bir olgudur." dedi.
Çanakkale Savaşları'nın Rusya'ya olan etkilerinden bahseden Yrd. Doç. Dr. Sefa Fuat Hekimoğlu, "Çanakkale Savaşı Birinci Dünya Savaşı'nın en önemli cephelerinden birisidir ki içerisinde bir çok kahramanlık hikayelerini de barındırır. İngiltere ve Fransa önderliğindeki itilaf devletleri ile Osmanlı Devleti arasında gerçekleşen bu savaşı sonuçları bakımından incelediğimizde, itilaf devletlerinin bir diğer üyesi Rusya'yı da çok yakından ilgilendirdiğini görmekteyiz. Bu bağlamda savaş öncesi Rusya'ya değinmek gerekir. 18. yüzyılın başında büyük bir modernleşme ve atılım içerisine giren Rusya, 19. yüzyıla gelindiğinde hem doğu hem de batı yönde genişlemiş ve dünyanın en güçlü devletleri arasında yerini almıştı. Savaş sonunda gerekli yardımı alamayan Çarlık Rusyası yıkılmıştır." dedi.
Mehmet Akif ve Çanakkale konulu sunumunda Yrd. Doç. Dr. Muhittin Turan ise "Birçok tarihçi bu savaşı tarihin seyrini değiştiren bir savaş olarak ele almıştır. Bununla birlikte birçok edip de bu savaşı edebi alanda dile getirmiştir. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Çanakkale Destanı, Halide Edip Adıvar'ın Işıldak'ın Rüyası, Necmettin Halil Onan'ın Bir Yolcuya, Süleyman Nazif'in Çimen Tepe, Ruşen Eşref'in Çanakkale'de Savaşanlar Dediler Ki adlı eserleri bu savaşın insanların ruh dünyasında yansıttığı acıları ve kahramanlıkları dile getiren eserlerdir. Yaşantısı sözleri ve inanışı çok az kimsede olduğu kadar ayniyet arz eden milli şair Mehmet Akif de bu destanı Türk milletinin yaşadığı ağır şartlar ile gösterdiği kahramanlıkları edebi üslup ve dini hassasiyetle ele almıştır. 84 mısralık Çanakkale Şehitleri adlı şiiri de bu destanla özdeşleşmiştir." dedi. Panel, Yrd. Doç. Dr. Muhittin Turan ve Arş. Gör. Ali Osman Yalkın'ın hazırladığı müzik dinletisi ile sona erdi.
CİHAN