Hizmet Hareketi ile AKP arasında yaşanan süreçte 3 yıldır kavgayı kimin başlattığı tartışılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere AKP'li isimler Hizmet Hareketi'ni devletin bütün imkanlarını kardeşçe önlerine sermelerine rağmen kendilerine ihanet etmekle suçluyor.
Gezi, 7 Şubat, 17 Aralık MİT TIR'ları ve en son 15 Temmuz'u Cemaat'e ihale eden AKP "Cemaat bizi sırtımızdan vurdu" diyor, diyordu.
AKP'lilerin "kandırıldık" açıklamaları bütün ittifaklara rağmen inandırıcı bulunmuyor.
"Cemaat terör örgütüyse AKP'den yardım ve yataklıktan yargılanmalı" sesleri iyiden iyiye yükselmeye başladı.
"Kandırıldık" açıklamalarıyla toplumu ikna edemeyen başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere AKP'liler makas değiştirdi.
"AKP iktidara geldiği ilk günden bu yana Cemaat'i bitirmek için fırsat kolluyordu" diye itiraf etmeye başladılar.
Erdoğan'ın Başbakanlık döneminden bu yana danışmanlığını yapan, konuşma metinlerini yazan AKP Ankara milletvekili Aydın Ünal Yenişafak Gazetesi'nde köşesinde AKP'nin Cemaat'i bitirme planının 15 yıllık olduğunu yazmak zorunda kaldı.
Hatta Erdoğan'ın 2012 yılındaki Türkçe Olimpiyatları'nda Hocaefendi'ye yönelik çağrısının zerre samimiyet taşımadığını Fethullah Gülen'i siyaseten köşeye sıkıştırma amaçlı yapılmış bir konuşma olduğunu itiraf etti.
Bakın Erdoğan, Hocaefendi'ye niye 'Bitsin bu hasret' demiş! | Samanyolu Haber
Bakın Erdoğan, Hocaefendi'ye niye 'Bitsin bu hasret' demiş! | Samanyolu Haber
O daveti alkışlayan stadı dolduran yüzbinlere ve televizyon başındaki milyonlarca AKP'li ve Cemaat mensuplarına ise "ahmak" dedi.
İşte yazının o bölümü:
AK Parti, FETÖ ile mücadeleyi hemen başlatsaydı ne olurdu? Şüphesiz 15 Temmuz darbesi 14 yıl erkene alınır, ve yine şüphesiz, başarılı da olurdu.
Şunu da ekleyelim: Recep Tayyip Erdoğan, merhum Necmettin Erbakan ve AK Parti'nin neş'et ettiği siyasi hareket Fetullah Gülen'i hiç sevmedi, hiç hazzetmedi ve hiç bir zaman da uyuşmadı. Tayyip Erdoğan, ne Fetullah'a ne de hareketine hiç bir zaman güvenmedi.
Peki, 2012 Türkçe Olimpiyatları'nda sarfedilen “Bitsin bu hasret!” çağrısı neyin nesidir?
Siz bakmayın tribünlerdeki on binlerce ahmağın bu çağrıyı ayakta alkışlamalarına... 2010 yılında başlayan çatışmayı görenler, bu çağrının zerre kadar muhabbet taşımadığını, bu çağrının Fetullah Gülen'i çok fena köşeye sıkıştırdığını ve çatışmayı daha da alevlendirdiğini, bu çağrının bir siyasi dehanın manevrası olduğunu bilirler.
Peki abartılı Fetullah övgüsü yapan AK Partilileri nereye koyacağız? Bilmiyorum. Bildiğim şu ki, bize Reis'ten çok Reisçiler değil, Reis'i anlayanlar lazım.
Sonuç olarak: Kim ki “FETÖ'yü siz büyüttünüz, AK Parti bu hale getirdi” diyorsa, hiç çekinmeyin, “hepiniz oradaydınız, hem de 15 Temmuz'a kadar oradaydınız” diye yüzüne haykırın.
Fethullah Gülen Hocaefendi, Erdoğan'ın o davetine 18 Haziran 2012'de cevap vermişti.
Gülen "Bir müddet daha burada yaşayacağım" dedi:
"Türkiye'nin eğer sizin bir gayeyi hayaliniz varsa, bir mefküreniz varsa, o da o Türkiye'de yeni yeni probemlerin olmaması, bir kısım huzursuzlukların çıkmaması, bir kısım kazanımların hafazanallah kaybedilmemesi için yüzde bir ihtimalle oraya gitmeniz bu hususlara zarar verecekse işte ben o endişeyle, şahsım adına değilde o endişeyle gitmek istemem.
O endişemi de izale edebilecek bir tablo görürsem o zaman fakirin bileceği şey benim bileceğim şey demek yine benlik kokuyor. Benim bileceğim şey demeyeceğim. Fakirin bileceği şey gittiğimde oraya birileri, işin rövanşı peşinde koşan birileri, bazı müesseselere zarar vermek suretiyle idareyi zor durumda yüzde bir ihtimalle bırakacaklarsa şayet, Türkiye'deki olumlu şeylerde bir duraklama olacaksa şayet, ben bir müddet daha ömrüm vefa ederse burada kalmayı ülkeme, milletime, ülkemde olan o şeylere zarar vermemek için daussıla deyip sıla sevdasyla kahve içtiğim kahveleri bile böyle hatırlayarak, ve sonra ondan kaçarak burnumun kemikleri sızladığı anda ondan uzaklaşarak burada kalacak, yaşayacağım."
Hocaefendi, Erdoğan'ın 'Bitsin bu hasret' çağrısına böyle cevap vermişti | Samanyolu Haber