Çorlu faciasında yakınlarını ve kızını kaybeden Zeliha Bilgin 'Cumhurbaşkanı başsağlığına bile gelmedi' dedi. Bilgin yaşadıklarını Artı Gerçek sitesinden Rıfat Doğan'a anlattı.

Doğan'ın acılı aile ile yaptığı röportaj şöyle:

25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu tren faciasında 14 yaşında kızını kaybeden anne Zeliha Bilgin, “Biz değil Adnan Oktar’ın kedicikleri gündem oldu” diyor. 9 Eylül Pazar günü aileler kaza yerinde olacak. 

Edirne-Halkalı hattında sefer yapan trenin geçtiğimiz 8 Temmuz günü Çorlu’da raydan çıkması sonucu 25 kişinin hayatını kaybetmesinin üzerinden 61 gün geçti. Ailelerin acıları dünkü kadar taze. O kazada 14 yaşında kızı Bihter Bilgin’i, kız kardeşleri Emel Duman’ı (36) ve Derya Kurtuluş’u (30) ve onun altı aylık kızı Beren Kurtuluş’u kaybeden Zeliha Bilgin yaşadıklarını Artı Gerçek’e anlattı.

Bilgin kazadan sonra ilaç kullanmaya başlamış, “İki yeşil reçete ve iki depresan, dört tane ilaç kullanıyorum” diyen Bilgin, “İhmal değil ihmalsizlikler sonucu bu cinayet yaşandı” dedi ve nedenlerine ilişkin şu ifadeleri kullandı: 

“Cinayet diyorum herkese ağır geliyor bu kelime ama gerçekten burada bir cinayet yaşandı. En büyük ihmal menfezde. 6 Haziran’da yapılması gereken ihale devlet kasasında ödenek olmadığı için 20 Haziran’da iptal ediliyor. Aynı şekilde ödenek kısıtlılığı nedeniyle yol bekçilerinin işlerine son veriliyor. Bu da çok büyük ihmal.” 

Bilgin hatta bakım yapılmadığını belirterek “Söz konusu hatta hızlı tren sistemine geçiliyor ancak hatta buna ilişkin hiçbir çalışma  yapılmıyor. O menfezin üzeri mıcırla doldurularak yapılıyor. O gün yağan yağmur yüzünden bu olay olmadı, 15 gün boyunca çok şiddetli yağmur yağıyor. Meteoroloji bunu TCDD’ye bildiriyor ve “Metrekareye şu kadar yağmur düşecek, gerekli önlemleri alın” diyor. Bunlar hiç önemsenmiyor” dedi.

6 vagonlu ve 370 ya da 380 kapasiteli olması gereken bir trenin kaza günü 550 kişi taşıdığını belirten Bilgin kaza gününe ilişkin şu önemli detayı paylaştı:

“Muratlı’da o trenin geçmesinden önce yük trenin geçmesi gerekiyor ancak yük trenin geçmesi erteleniyor. Onu orada bekletiyorlar. Sonra yük trenini salıyorlar. Bu yük trenini bekletmelerinin sebebi hızlı tren çok fazla yolcu aldığı ve bu yüzden duraklarda çok beklediği için Halkalı’ya zamanında varması gerektiğini belirterek önce hızlı treni geçiriyorlar. Ama o tren oradan zamanında kapasitesi neyse onunla geçse bu kaza olmayacaktı. Menfezlerin rayların bakımı olsa bu kaza olmayacaktı. Bu kaza ben geliyorum diye resmen bağıra bağıra gelen bir kazaydı.” 

Bilgin sağlık ekiplerinin geç geldiğine de dikkat çekerek “Ambulans ve sağlık ekipleri çok geç geldi ben kaza yerine ulaştığımda halen kimse yoktu. Köylüler traktörlerle yaralıları taşıyordu. Ulaştırma Bakanı “saat 23.00’de açıklama yapıyor 24 ölümüz var” diye ancak 00.03’de halen vagonların altında cesetler çıkıyordu” diye konuştu.  

Kazadan sonra unutulduklarının altını çizen Bilgin, kendilerini ziyarete ve baş sağlığı dilemeye CHP Genel Başkanı dışında devlet yetkililerinden hiç kimsenin gelmediğini oysa kendisinin cumhurbaşkanını da TCDD yetkililerini de beklediğini ifade etti.

“Yas dahi ilan edilmedi. 60 gün geçti kimse kapımızı çalmadı. Ben 60 gündür mezar geziyorum en acısı evladım. Başka acılarım da var. Saymakla bitmez” sözleriyle yaşadığı acıyı tarif eden Bilgin 9 Eylül Pazar günü yapacakları protesto eylemi için de şunları söyledi: 

“Her yerden engel aldık. Ulusal kanallarda haberimiz çıkmadı, bizim yaşadığımız acılar, facia değil Adnan Oktar’ın kedicikleri haberlere çıktı. Soğanlı menemen mi, soğansız menemen mi gündem oldu. Kimin umrunda 25 kişinin ölümü. Bunu asla kadere kazaya bağlamasınlar. Daha onların kanları kurumadan daha parçaları orada dururken 48 saatte tren seferlerine başlandı. Kimse de demedi daha 48 saat önce burada 25 can katledildi diye. Biz de bu cinayet unutulduğu için 9 Eylül saat 17’de diğer acılı ailelerle birlikte kaza yerinde protesto amaçlı eylem yapacağız.”