Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi'nde İsrail'e silah satışının durdurulması ve İsrail'in Gazze Şeridi'nde işlenmiş olası savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan sorumlu tutulması çağrılarının yapıldığı bir karar tasarısı kabul edildi.
Kararda, "İşgal Altındaki Filistin topraklarında, olası savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar da dâhil olmak üzere, ciddi insan hakları ihlalleri ve uluslararası insani hukukun ağır ihlallerine ilişkin raporlardan ciddi endişe duyulduğu" ifade ediliyor.
DW Türkçe'de yer alan habere göre, BM İnsan Hakları Konseyi kararında ayrıca "Gazze Şeridi'nde olası bir soykırım tehlikesi" nedeniyle İsrail'e yapılan tüm silah ve mühimmat sevkiyatlarının durdurulması talep ediliyor, "Cezasızlığa son vermek için tüm uluslararası insani hukuk ihlalleri ile ilgili hesap verilebilirliğinin güvence altına alınması gerekliliğine" vurgu yapılıyor.
İsrail'in Gazze'nin güneyindeki Refah'a askeri harekatının "yıkıcı insani sonuçları olabileceği" uyarısının yapıldığı kararda, "Gazze'deki sivillerin aç bırakılmasının da İsrail tarafından bir savaş yöntemi olarak kullanılması" kınanıyor.
Türkiye'nin de ortak sunucuları arasında yer aldığı ve İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından sunulan karar tasarısı bugün Cenevre'de, 47 üyeli konseyde yapılan oylamada, 28 ülkenin lehte oy kullanmasıyla kabul edildi. Aralarında ABD ve Almanya'nın da bulunduğu altı ülke aleyhte oy kullanırken, 13 ülke çekimser kaldı.
İsrail Konsey üyelerini Hamas'ı desteklemekle suçladı
İsrail'in Cenevre'deki Daimi Temsilcisi Meirav Eilon Shahar, Konsey'i "İsrail halkını terk etmek" ve "Hamas'ı savunmakla" suçladı.
Shahar oylama öncesinde yaptığı açıklamada, "Bugün önünüzdeki karara göre, İsrail'in halkını korumaya hakkı yok ama Hamas'ın masum İsraillileri öldürme ve işkence etme hakkı var" sözleriyle karar tasarısının eleştirdi, tasarının kabulüne yönelik verilecek her oyun "Hamas'a verilmiş oy olacağını" da sözlerine ekledi.
ABD: İsrail yeterince çaba göstermedi
ABD, karar tasarısında 7 Ekim saldırıları kınanmadığı ve bu saldırıların terörist niteliğine atıf yapılmadığı gerekçesiyle oylamada tasarı aleyhinde oy kullanacağını açıklamıştı.
Ancak bununla birlikte ABD'nin Cenevre'deki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Michele Taylor, İsrail'i eleştirdi.
"Bu ihtilafta çok fazla sivil öldürüldü" diyen ve "her sivil ölümün bir trajedi olduğunu" kaydeden Taylor, İsrail'i "sivillere verilen zararı azaltmak için yeterince çaba göstermemekle" eleştirdi.
ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile dün yaptığı telefon görüşmesinde sivillerin ve insani yardım görevlilerinin korunması gerektiği, ABD'nin İsrail'e desteğinin ancak bunun sağlanması halinde sürebileceği uyarısında bulunmuştu.
Bunun üzerine İsrail bu sabah Gazze'ye insani yardım için hem Erez geçişinin hem de Aşdod Limanı'nın açılacağını duyurdu.
Ölü sayısı 33 bini aştı
Bu arada BM İnsan Hakları Ofisi'nin verilerine göre İsrail'in Hamas'ın 7 Ekim'deki terör saldırısı sonrasında Gazze'ye başlattığı saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 33 bini aştı. Yaralı sayısı da yaklaşık 75 bine ulaştı.
İsrail ordusunun hava saldırısında hayatını kaybeden World Central Kitchen (WCK) personeli Damian Sobol için ülkesi Polonya’da anma töreni düzenlendi. İsrail ordusunun hava saldırısında hayatını kaybeden World Central Kitchen (WCK) personeli Damian Sobol için ülkesi Polonya’da anma töreni düzenlendi.
Pazartesi gecesi World Central Kitchen (WCK) adlı yardım kuruluşunun yedi çalışanının İsrail tarafından öldürülmesine yönelik tepkiler de sürüyor.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk'ün sözcüsü Jeremy Laurence bugün bir kez daha Gazze'deki savaşa son verilmesi çağrısı yaptı.
"Savaş suçu teşkil edebilir"
WCK çalışanlarının öldürülmesinin ardından STK'lar tarafından yardım dağıtımının askıya alındığını, bunun "açlık ve hastalık nedeniyle daha büyük ölçekte ölüm riskini daha da arttırdığını" söyleyen Laurence, "WCK personelinin ölümüne yol açan İsrail hava saldırıları, insani yardım çalışanlarının Gazze'de ne tür korkunç koşullarda çalıştıklarını gösteriyor" diye konuştu.
Laurence, tarafların daha önce eşi benzeri görülmemiş bir boyutta uluslararası hukuku, insan haklarını ve insani hukuku ihlal ettiklerine dikkat çekerek, "Daha fazla zulüm yaşanması riski yüksek" diye uyardı.
Jeremy Laurence ayrıca insani yardım faaliyetlerinde bulunan kişileri hedef alan saldırıların "savaş suçu teşkil edebileceğini" vurgularken, "cezasızlık sona ermeli" dedi.