Güvenlik Konseyi toplantısı öncesinde, görüşmeler sırasında ve sonrasında çok sayıda basın toplantısı düzenlendi.
Güvenlik Konseyi toplantısına katılan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ukrayna'da işlenen bir dizi zulüm suçlarından Rusya hakkında soruşturma açılması çağrısında bulundu.
Konsey üyelerini Rusya’daki gözlemlerini aktaran Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı (ICC) Karim Khan, mahkemenin yetki alanına giren suçların işlendiğine inanmak için ellerinde makul gerekçeler olduğunu söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in uluslararası düzeni parçalamaktan sorumlu tutulması gerektiğini söylerken, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin çalışmalarına güven duyduğunu belirterek, adalet olmadan barış olamayacağını ifade etti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Ukrayna ve Batı'yı, Moskova'yı saldırgan olarak gören tamamen farklı senaryo empoze etmeye çalışmakla suçladı; “Asıl mahkemede onlar yargılanmalı” dedi.
Güvenlik Konseyi toplantısında, Rusya'nın ABD, Fransa, Birleşik Krallık ve Çin gibi veto yetkisine sahip kalıcı bir üye olması nedeniyle Ukrayna konusunda bir adım atamadı. Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, farklı senaryolar üzerine çalıştıklarını söyledi.
Guterres: “İddialar iyice araştırılsın”
BM Genel Sekreteri Guterres, Güvenlik Konseyi’nin kritik toplantısında yaptığı konuşmada, ”Bir devletin topraklarının başka bir devlet tarafından tehdit veya güç kullanımı sonucu ilhakı, BM Sözleşmesi’nin ve uluslararası hukukun ihlalidir” dedi.
Guterres, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’in savaşın insan hakları üzerindeki kabul edilemez etkisini belgelediğini belirterek, “Raporlar, sivillere ve savaş esirlerine yönelik zulüm, yargısız infazları cinsel şiddet, işkence ve diğer insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin yapıldığı bir dizi zulüm suçlarını tespit edildiğini gösteriyor. Bütün bu iddialar iyice araştırılmalıdır. Hesap verebilirliği sağlamak için failler adil ve bağımsız yargı süreçlerinde hesap vermelidir. Uluslararası işlenen suçların cezasız kalmasına son verilmesi esastır, tüm bunlar da Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde etkin hesap verebilirliğin sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Mahkeme savcısı Ukrayna'nın durumuyla ilgili soruşturma başlattı, mahkemeyle tüm tarafların tam işbirliği şart” diye konuştu.
“Son gelişmeler tehlikeli ve rahatsız edici”
Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşta hiçbir pes etme belirtisi göstermediğini ifade eden Guterres, “Geçtiğimiz yedi ay tarif edilemez acılar ve yıkımlara tanık oldu. Son gelişmeler tehlikeli ve rahatsız edici. Herhangi bir barış ihtimalinden uzak, sonu gelmez bir korku ve kan döngüsüne doğru adımlar atılmış durumda. Başından beri söylediğim gibi, bu anlamsız savaşın Ukrayna'ya ve dünyaya korkunç zararlar verme potansiyeli sınırsızdır. Bir zamanlar düşünülemez olan nükleer çatışma fikri tartışma konusu haline geldi. Bu kendi başına kesinlikle kabul edilemez. Nükleer silaha sahip devletler, nükleer silahların kullanılmamasını ve tamamen ortadan kaldırılmasını yeniden taahhüt etmelidir” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın başlattığı referandumlar konusunda da görüşlerini aktaran Guterres, “Ukrayna'nın şu anda hükümet kontrolunda olmayan bölgelerinde sözde referandumlar düzenleme planladığı haberlerinden derinden endişeliyim “dedi.
“Uluslararası cezaların yürürlükte olduğunun farkına varılmalı”
Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan, konsey üyelerine herkesin uluslararası ceza yasalarının hala yürürlükte olduğunu bilmesi gerektiğini belirterek, “Biz burada konuşurken, Ukrayna'da ve dünyanın diğer birçok yerinde, ilgimizi hak eden en savunmasız kişiler, çocuklar, kadınlar ve erkekler ıstırap ve güvensizlik içinde yaşıyor; gerçek anlam ve hesap verebilirlik için yasalara bakılıyor. Mahkememizin ve aynı zamanda hepinizin kararlı bir şekilde yasaların çiğnenip çiğnenmediğini odaklanmasını gerektiriyor. Silahını eline alan, füze atan herkes, ceza yasasının canlı olduğunu, uykuda olmadığını ve hesap verebilirliğin kesinlikle gerekli olduğunu anlamalıdır” dedi.
“Delilleri zamanı gelince bağımsız yargıçlara sunacağız”
Khan, Ukrayna'da Mayıs ayında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin şimdiye kadarki en kapsamlı saha konuşlandırmasını gerçekleştirdiklerini belirterek, “Ukrayna'da kalıcı bir saha varlığımız var. Bunu önümüzdeki hafta açıklayabilirim. Ofisimin diğer üyeleri de ülkenin doğusundaki iddialarla ilgili olarak Ukrayna'ya konuşlanacak. Daha koordineli, daha etkili bir ortaklığın bu yeni modelinin ve eylem için daha tutarlı yaklaşımın bu kolektif sorumluluğu daha etkili hale getireceğini umuyoruz. Kanıt toplama, eleme, tartma ve gösterileni belirleme süreci sadece akademik bir çalışma değildir. Savaşın sisini delmek için, hakikati bir hukuk forumunda fiilen sunmak çok önemlidir ve neyse ki bağımsız yargıçlarımız var ve işimizi yaptığımızda, zamanı geldiğinde meseleleri bağımsız yargıçlarına sunacağız. İşimizi çok daha iyi inceleyecekler ve gerçeğin nerede olduğuna karar verecekler. Bu çalışma sayesinde bir tablo ortaya çıkacaktır. Ancak şimdiye kadar gördüğüm tablo rahatsız edici. Üç kez Ukrayna'ya gittim ve şahit olduklarımın biri bile çeşitli acıların ve zararların yıkımını görmeme yetti. Gördüğüm, mahkemenin yargı yetkisi içindeki suçların işlendiğine inanmak için makul nedenler olduğudur. Buça’ya gidip Aziz Andrew Kilisesi'nin arkasına geçtiğimde gördüğüm cesetler sahte değildi. Kore Danka sokaklarında yürüdüğümde binalarda ve okullarda gördüğüm yıkım fazlasıyla gerçekti. Sivillerin kasıtlı olarak hedef alındığına inanmak için makul bulgular vardı. Bu yüzden bugün yapabileceğim tek şey, Ukrayna'daki yargı yetki alanımızdaki davaları araştırmak için tüm uluslararası ortaklar, devletler, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlarla ilişki kurmak için elimden gelen her şeyi yapmaktır. ICC Savcısı olarak yükümlülüklerimi ve yeminimi yeniden taahhüt ediyorum” diye konuştu.
ABD: “Rusya dünyanın kurduğu düzeni parçalıyor”
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, konsey üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, Putin’in savaşı bitirmek yerine ikiye katlamayı tercih ettiğini söyledi.
Blinken, “Moskova ile yakın bağlarını sürdüren bazı ülkeler bile Başkan Putin'in devam eden işgali hakkında ciddi soruları ve endişeleri olduğunu açıkça söylüyor. Ancak, Putin rotayı değiştirmek yerine ikiye katladı. Savaşı bitirmeyi değil, genişletmeyi seçti; birlikleri geri çekmek değil, 300 bin ek asker çağırdı. Gerilimi azaltmak yerine nükleer silah tehdidiyle tırmandırma yolunu seçti. Diplomatik bir çözüm için yolu bulmak için çalışmayı değil sahte referandumlar yoluyla daha fazla Ukrayna bölgesini ilhak etmeye çalıştı“ dedi.
Blinken, dünyanın kurduğu düzeni Rusya’nın parçalamaya çalıştığını belirterek, “Burada korumak için topladığımız uluslararası düzen, gözlerimizin önünde parçalanıyor. Başkan Putin'in yanına kar kalmasına izin veremeyiz, vermeyeceğiz. Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunmak, bir ulusun kendi yolunu seçme hakkını savunmaktan çok daha fazlasıdır; bu hak olduğu kadar temeldir. Aynı zamanda, hiçbir ulusun bir başkasının sınırlarını zorla yeniden çizemeyeceği uluslararası bir düzeni korumakla da ilgilidir” dedi.
“Savaş suçlarının kanıtlanması için herkes destek vermeli”
Blinken, Ukrayna'da artan savaş suçlarının kanıtlarını toplamak ve incelemek için bir dizi ulusal ve uluslararası çabayı desteklenmesi gerektiğini belirterek, “Rusya’nın Ukraynalı sivillere verdikleri acı büyük barajlara, köprülere, elektrik santrallerine, hastanelere ve diğer sivil altyapılara yönelik Rus saldırıları artarak uluslararası insancıl hukukun küstah bir ihlalini oluşturuyor. Bu hafta Başkan Putin, Rusya'nın mevcut tüm silah kullanmaktan çekinmeyeceğini söyledi. Her konsey üyesi, bu sorumsuz nükleer tehditlerin derhal durdurulması gerektiğine dair net bir mesaj göndermelidir” diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanı, Putin'in işgali aynı zamanda bu konseyin ve tüm BM sisteminin, herkesin odaklanmak istediği ciddi meseleler üzerinde çalışmasını da engellediğini belirterek, “İklim felaketini önlemek, kıtlığın eşiğinde on milyonlarca insana yardım etmek, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’ni yerine getirmek, birbirine bağlı sağlık güvenliğimizi desteklemek gibi konuları işleyemiyoruz. BM üye devletlerinin ezici çoğunluğu bu konularda birlikte çalışmaya kararlıdır ve eylemlerimiz bunu göstermektedir. Birleşmiş Milletler ve Türkiye tahılı serbest bırakmak için bir anlaşma imzalayana kadar Ukrayna tahılının dünyaya ihracatını engelledi. Rusya, Ukrayna çiftliklerini ve silolarını bombalamaya ve ele geçirmeye, buğday tarlalarını mayınlarla kaplamaya ve her yerdeki insanlar için gıda maliyetini arttırmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Blinken, savaşmayı bırakırsa Ukrayna’nın biteceğini belirterek, ”Ukrayna kendini savunurken desteklemeye devam edeceğiz ve müzakere masasında adil şartlarda diplomatik bir çözüme ulaşmak için elini güçlendireceğiz. Başkan Zelenski'nin defalarca söylediği gibi, bu savaşı bitirmenin tek yolu diplomasi. Ancak diplomasi, Ukrayna'ya BM Sözleşmesi’ni ihlal eden Rusya'yı ödüllendiren bir anlaşmayı dayatmak için bir sopa olarak kullanılamaz ve kullanılmamalıdır. Başkan Putin seçimini yapıyor. Şimdi bizimkileri yapmak tüm ülkelerimize kalmış. Başkan Putin'e, başlattığı dehşeti durdurmasını söyleyin” dedi.
Rusya: ”Ukrayna’da olanlar farklı anlatılıyor”
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise, şimdiye kadar Ukrayna’nın işlediği savaş suçlarının hiçbirinin cezalandırılmadığını, Ruslar’a yönelik ırkçı suçların hep cezasız kaldığını söyledi.
Lavrov, “2014 yılının 2 Mayısı’nda Odesa'da yaşanan korkunç trajediyi gerçekleştirenler o tarihte ne bulundu ne de cezalandırıldı. Onlarca kişi diri diri yakıldı ve öldü. Buna rağmen, bugün bize trajedinin kaynağı olarak Rus saldırganlığı hakkında tamamen farklı bir anlatı empoze etme girişimi var” dedi.
Lavrov, Ukrayna’da 2014 yılından beri bir Neonazi düzeni kurulduğunu, Ukrayna’da bu rejimi kabul etmeyenlerin terörist ilan edildiğini belirterek, “Ukrayna'da uzun yıllardan beri kadınlar dahil tüm yetişkin nüfusun topyekün seferberliği, onları milliyetçi taburların saflarına katıldı. Donbas halkının mali ulaşım ablukası vardı; emekli maaşları, sübvansiyonları, eğitime erişimleri reddedildi. 2019 uluslararası paktları tarafından garanti edilenler dahil temel medeni haklarından mahrum bırakıldı” diye konuştu.
Çin Ukrayna krizinin çözümü için öneriler getirdi
Güvenlik Konseyi’nde konuşan Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, şimdiye kadar Çin'in Ukrayna konusundaki tutumu tutarlı ve net olduğunu, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in tüm ülkelerin egemenliğine, toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğine ve BM Sözleşmesi'nin amaç ve ilkelerine uyulması düşüncesinde olduğunu belirtti. Çinli bakan, ülkelerin makul olan güvenlik endişelerinin ciddiye alınması gerektiğini ve krizin çözülmesine yardımcı olabilecek tüm çabaların desteklenmesi gerektiğini kaydetti.