Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Suriye iç savaşında ölümleri teyit edilenlerin sayısının yaklaşık 350 bin, gerçek rakamın ise bunun çok üzerinde olduğunu bildirdi.
KATI BİR METODOLOJİNİN ÜRÜNÜ
BM İnsan Hakları Konseyinin 48'inci oturumu İsviçre'deki Cenevre Ofisi'nde devam ediyor. Bachelet, 47 üyeli konseye hitaben yaptığı konuşmada, 10 yılı aşkındır devam eden Suriye iç savaşında ölenlere ilişkin bilgiler paylaştı. Suriye'deki çatışmalarda yaşanan kayıpları belgeleyen sınırlı sayıdaki kişi ve kurumlara övgüde bulunan Bachelet, hesap verebilirliğin sağlanması ve savaşın kurbanlarının unutulmadığının gösterilmesi açısından paylaştığı istatistiklerin önemine işaret etti.
Bachelet, Mart 2011-Mart 2021 arasında Suriye'deki çatışmalarda öldürülen 350 bin 209 kişinin bir listesini derlediklerini belirtti. Vefat eden yaklaşık 350 bin kişinin belirlemesinde katı bir metodoloji izlediklerini vurgulayan Bachelet, "Rakamlarımız yalnızca tam adları ile tanımlanabilen, ölüm tarihi belirlenmiş ve belirli bir ilde ölen kişileri içeriyor. Bu üç unsuru içermeyen bilgiler hariç tutuldu ve mükerrer kayıtları önlemek için kapsamlı bir inceleme yapıldı" dedi.
'EKSİK BİR SAYIMDIR'
Bachelet, ölen her 13 kişiden birinin (toplam 26 bin 727) kadın olduğunu, yine neredeyse ölen her 13 kişiden birinin (27 bin 126) de çocuk olduğunu aktardı. Halep'te 51 bin 731 kişinin öldüğünün belgelendiğini belirten Bachelet, bu ili sırasıyla 47 bin 483 ile Şam kırsalı, 40 bin 986 ile Humus, 33 bin 271 ile İdlib, 31 bin 993 ile Hama ve 31 bin 369 ölümle Tartus'un takip ettiğini söyledi.
Bachelet, açıkladıkları toplam 350 bin 209 ölümün titiz bir çalışmayla belirlendiğine dikkati çekerek, "Ancak bu (açıkladığımız rakamlar), Suriye'de bu dönemde yaşanan cinayetlerin tamamı değildir ve öyle de görülmemelidir. Asgari doğrulanabilir bir sayıyı gösteriyor ve kesinlikle gerçek cinayet sayısının eksik bir sayımıdır" ifadelerini kullandı. Suriye'de henüz belgelenmemiş çok sayıda ölüm olduğunu vurgulayan Bachelet, trajik şekilde ölümlerinin ardından hiçbir tanık ve belge bırakılmayan pek çok kurbanın hikayelerini henüz ortaya çıkaramadıklarını belirtti.