Doğu ve Güneydoğu'daki illerin baro başkanlar, hafta başında gözaltına alınan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin yanında olduklarını belirtti. Ortak açıklamada, "Yaşadığımız günlerin anormal zamanlar olduğu, üst üste gelen seçim atmosferi sebebiyle halkın kutuplaştırıldığı ortadadır. Ancak hukuk sistemi ve hukukçuların döneme göre hareket etmek gibi bir lüksü yoktur. Ülkedeki her kurum karışsa, yanlışlar yapsa ve bozulsa dahi adalet sistemi tarafsız ve bağımsız kalmak zorundadır." denildi.
Diyarbakır Yenişehir ilçesindeki baro binasında düzenlenen toplantıya 15 ilin baro başkanı katıldı. Baro başkanları adına açıklamayı bölge baroları dönem sözcüsü ve Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi yaptı. Elçi, ülkede yaşanan bunca hukuksuzluğun, bunca katliamın sorumlularını ve faillerini ortaya çıkarmak görevi olanlar soruşturulmazken sadece fikrini beyan eden bir baro başkanın bu şekildeki bir soruşturmaya konu edilmiş olmasının gülünç olduğunu kaydetti. Yıllardır pek çok aydın, yazar, siyasetçi, PKK'nın terör örgütü olmadığını beyan ettiğini bunlara ilişkin hiçbir soruşturma ve işlem yapılmadığını hatırlatan Elçi, "Aynı konu hakkında fikrini beyan eden bir baro başkanının böyle bir soruşturmaya maruz bırakılması kabul edilemez. Evrensel düşünce hürriyeti sınırları içerisinde kalan hiçbir fikri beyanın soruşturma konusu edilmemesi gerekir." dedi.
ÜLKEDEKİ BÜTÜN KURUMLAR BOZULSA BİLE ADALET SİSTEMİ TARAFSIZ KALMALIDIR
"Yaşadığımız günlerin anormal zamanlar olduğu, üst üste gelen seçim atmosferi sebebiyle halkın kutuplaştırıldığı ortadadır. Ancak hukuk sistemi ve hukukçuların döneme göre hareket etmek gibi bir lüksü yoktur. Ülkedeki her kurum karışsa, yanlışlar yapsa ve bozulsa dahi adalet sistemi tarafsız ve bağımsız kalmak zorundadır." ifadelerini kullanan Elçi, ülkenin gerçek anlamda bir normalleşmeye ve soğukkanlı düşünceye ihtiyacı olduğunu vurguladı. Elçi açıklamanın devamında şunları söyledi: "Biz bölge insanı, bölge baroları ve bölge hukukçuları olarak meslektaşımız Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin yanındayız ve tüm bu yaşanan hukuksuzlukların ortadan kaldırılması için mücadele edeceğiz.
ENDİŞEMİZ KAOS ORTAMININ BİRLİKTE YAŞAMA İRADESİNİ ORTADAN KALDIRACAK NOKTAYA GELMESİDİR
Cumhuriyetle yaşıt Kürt sorununun güvenlikçi bir bakış açısıyla çözülemeyeceği defalarca anlaşılmıştır. Çözüme güvenlikçi bakış ülkeyi her geçen gün daha içinden çıkılmaz bir kaosa sürüklemektedir. En büyük endişemiz bu kaos ortamının Türkiye'deki yurttaşların bir arada yaşama iradesini de ortadan kaldıracak noktaya gelmesidir. Ülkenin karanlık dönemlerinin hatırlatılarak insanların zihninin altüst edilmesi doğru değildir. Bu ülke içinde onca insanın kaybedildiği 'beyaz Toros' dönemini zihninden atması ve bunu hatırlatan uygulamaların sürdüremez olması gerekir. Türkiye bir ileri-beş geri giderek ne Avrupa Birliği hayalini, ne de çağdaş eksiksiz demokratik bir ülke olma hayalini gerçekleştiremez. Bugün ekonomi bozulmuş, işsizlik artmış, yatırımlar azalmış ve karmaşa başlamışsa bunun sebebi herhangi bir partinin tek başına iktidara gelememesi değil, çözüm sürecinin rafa kaldırılması ve ülkenin yeniden silaha ve şiddete teslim edilmesidir. Bu vesileyle ülkenin geleceğinin buzdolabına kaldırılmaması gerektiğini, Kürt sorunun çözümünün diyalog ve müzakereden geçtiğinin bilinmesini isterken, ülke de 'beyaz torosların' yarattığı karanlık geçmişin konuşulmadığı aydınlık yarınlar diliyoruz."
CİHAN