Hükümetin önceliğinin Brüksel’le bir anlaşma yapmak olduğuna artık inanmadığını belirten Rudd, Twitter’da yaptığı paylaşımla, “Ilımlı muhafazakarlar ihraç edilirken durup bekleyemem” diyerek Çalışma Bakanlığı ve Muhafazakar Parti denetçiliğinden istifa ettiğini duyurdu.
BBC Türkçe’nin haberinde Rudd’un, Başbakan Boris Johnson’ın kabinesinden istifa ederken “Artık AB’den bir anlaşma yaparak ayrılmanın hükümetin önceliği olduğuna inanmıyorum” açıklaması yaptığı belirtildi.
Rudd, Salı günü Boris Johnson’ın AB’den anlaşmasız olarak ayrılmasını engelleyen yasa tasarısına ‘evet’ oyu veren 21 Muhafazakar Partili milletvekilini ihraç etmesini de “demokrasi ve uyuma hakaret” olarak nitelendirirken, “Geniş vizyonlu ve kendisini bu işe adamış muhafazakarları, öngörüsüz bir şekilde ayırma adımı” dediği ihraçlar için “Bu tarz bir siyasi barbarlığı desteklemem mümkün değil” ifadelerini kullandı.
İstifasının “zor bir karar” olduğunu belirten Rudd, “Yeni bir seçim olursa bağımsız bir muhafazakar olarak kalıp kalmayacağımla ilgili pozisyonumu değerlendireceğim” dedi.
AB’DE KALMAK İSTİYORDU
2016 yılındaki Avrupa Birliği’nden ayrılma (Brexit) referandumunda AB’de kalma taraftarı olan bunun için kardeşiyle birlikte kampanya yürüten Rudd, bir önceki Başbakan Theresa May’in kabinesinde de Çalışma ve Emeklilik Bakanı olarak görev yapmıştı.
Başbakan Jonhson’a yazdığı istifa mektubunda ise şu ifadelere yer verdi: “Hükümetinize iyi bir amaçla katılmıştım. 31 Ekim’de AB’den ayrılmak için yeni bir anlaşma doğrultusunda en iyi şansımızın, anlaşmasız Brexit’in de masada olması şartını kabul etmiştim. Ancak artık, hükümetin asıl amacının bir anlaşmaya varmak olduğuna dair inancımı kaybettim.”