18 Ağustos 2016’da Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kayyım atanarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilen Boydak Holding’in içinin nasıl boşaltıldığını bir yıla yakın yönetim kurulu başkanı olarak kayyımluk görevinde bulunan Gelecek Partisi kurucusu Abdullah Güzeldülger ayrıntılarıyla anlattı.
Abdullah Güzeldülger, bir dönem el konan şirketlere atanan önde gelen kayyımlardandı.
Kronos'ta yer alan haberde Güzeldülger kendisiyle birlikte çalışması için Ankara’da atanan genel müdür (CEO) Ertunç Laçinel’in yolsuzluğunu deşifre ettiğini, bu yüzden yönetimden uzaklaştırıldığını açıkladı. Güzeldülger, Laçinel’in yolsuzluğuna imza atan dönemin kayyım yönetim kurulu üyesi Muhiddin Gülal’ın bugün TMSF Başkanı olarak görev yaptığını, Kayseri’deki yolsuzluğu dört yıldır “soruşturduğunu” söyledi.
Boydak ailesinin birçok ferdi tutuklu. Hayırsever işadamları Hacı Boydak ve Memduh Boydak 5 yıldır cezaevinde tutuluyor.
Boydak Holding’in nasıl yağmalandığını Bir Clubhouse sohbet odasında ifşa eden Güzeldülger’e göre Cumhuriyet savcıları da belgeli yolsuzlukla ilgili harekete geçmiyor. Boydak ailesinin ise eli kolu bağlı.
Belgelediği yolsuzluğun duyurulması için Yeni Şafak ve Akit gazetelerine gittiğini anlatan Güzeldülger, her iki yayın grubundan da ret cevabı aldığını açıkladı. Güzeldülger’e göre 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü sonrası Gülen cemaatine yakın şirketler “ganimet” olarak görüldü ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nden (AKP) bir isim de “Ganimetten biz de faydalanalım.” diyerek bu şirketlere akın etti.
“BELLİ GRUPLARIN ŞİRKETLERİNE GANİMET OLARAK BAKIYORLAR”
Abdullah Güzeldülger’in Clubhouse’da bir sohbet odasında anlattıkları ve dinleyenleri şok eden sözleri şöyle:
"Kayyumluk demek size emanet edilen şeyi zayi etmeden sahibi belli oluncaya kadar buna sahip çıkmak. Ama 15 Temmuz sonrası özellikle Ak Parti cenahından belli gruplarda bu ‘f...’ şirketlerine bir ganimet olarak bakma eğilimi belirdi. Bazı çevrelerde, tamamı için söylemiyorum. Yani ‘bu bir ganimettir, bu ganimetten biz de istifade edelim.' Benim de görev anlayışım şudur: Ben sonuçta bir müftünün, din adamının oğluyum. Babam bana bir beytülmal, bir hak hukuk konusunda bir takım nosyonlar yükledi, bununla büyüdüm. Orda size emanet edilen şey aslında Boydak ailesine ait olan birtakım varlıklar. Yargı süreci sonuçlanıncaya kadar siz diyor devlet adına buraya vaziyet edin."
“BİRTAKIM TALEPLERLE KARŞI KARŞIYA KALDIK”
"Biz de o görev anlayışında olan arkadaşlarımızla beraber gittik, orada duruma vaziyet ettik. Eğer bu aileye iade edilecekse ailenin hukukudur, devlete müsadere edilecekse de 83 milyonunun hukukudur. O anlamda bu hukuka halel getirmemek üzere biz o koltuğa oturduk. Fakat tabii zaman içerisinde birtakım taleplerle karşı karşıya kaldık. Bu sadece benim grubumda olmadı, her grupta oldu. Siyasette ‘şuna şunu ver, buna bunu ver’ vs vs…"
“CEO BİR SANDALYE SATMADAN SPONSORLUK İŞLERİNE GİRDİ”
"Ama ben bunun daha ötesinde bir olgu yaşadım. 34 şirketin, Türkiye’nin ilk 20 büyük grubunun içerisinde bulunan grubuna Ulusoy Lojistik’teki bir lojistik müdürü (Ertunç Laçinel) CEO olarak getirildi ve göreve başlatıldı. Bu çocuk 30 yaşında, belinde silah geldi. Hemen, daha hiçbir işlem, hiçbir masa sandalye satmadan sponsorluk, reklam, para harcama işlerine girişti ve benim de dikkatimi çekti. Ben de bunu ilgili bakana, bir üst amirime TMSF Başkanı’na iletim, TMSF Başkanı da Bakana iletti. Ve birtakım huzursuzluklar oldu vs. Ben yönetim kurulu başkanlığından başkan vekilliğine kaydırıldım."
Şirketin içini boşaltan CEO Ertunç Laçinel
“CEO’NUN YOLSUZLUK BELGESİNİ ŞİMDİKİ TMSF BAŞKANI GÜLAL İMZALADI”
"Bugün TMSF Başkanı olan, o dönemde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nda (BDDK) kurul üyesi olan Muhiddin Gülal, bir lojistik sözleşmesine imza attı. Bunu atarken de şöyle bir yöntem çalıştırıldı: Şirketin imza etme kapasitesi, yönetim kurulu başkanı önemli işlerde mutlaka olması gerekirken Muhiddin Gülal müdahale etti. Yönetim kurulu başkanını ve başkan vekilini aynı anda eşitledi yetki anlamında. Yani yönetim kurulu başkanını bypass ederek yönetim kurulu başkan vekilini önemli işlerde tek başına diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte imza atar hale getirdi. Böylelikle yönetim kurulu başkanlığına benden sonra atanan dürüst, samimi, düzgün arkadaş bypass edilerek onun yerine yönetim kurulu başkanı yapılan bugünkü TMSF Başkanı Muhiddin Gülal başkanvekili olarak bu lojistik sözleşmesini imzaladı."
TMSF Başkanı Muhittin Gülal el konan şirketlerin gayrı hukuki yönetilmesine izin veriyor
SLOVAKYA’DA PARAVAN ŞİRKETE 15 MİLYON EURO
"Ben zaten şüpheleniyordum. Araştırdım ve bu CEO’nun Slovakya’da kendi müdürüne bir şirket kurdurarak, Boydak Grubu’yla yıllık 1,5 milyon euro, 10 yıllık bir sözleşme yaptığını anladık. Yönetim kurulu başkanını da bu konuda uyardım, sakın buna imza atma, burada yolsuzluk var, belgelerini de koydum önüne. Yönetim kurulu başkanı gitti Kayseri’de CEO’nun sunumunu dinledi, ben o arada pasifize edilmiştim. Benim haberim olmadan buna imza atmayın dedi."
GÜLAL “YA İSTİFA EDECEKTİM YA İMZA EDECEKTİM” DEMİŞ
"Kayseri’den uçağa bindi, arkasından bugünkü TMSF Başkanı, o günkü BDDK Kurul Üyesi Muhiddin Gülal bu sözleşmeleri imzaladı diğer yönetim kurulu üyeleriyle beraber. Kendisini TMSF’ye davet etti yönetim kurulu başkanı, uyarısına rağmen neden bunu imzaladığını sordu. Fakat ‘ya istifa edecektim ya imza edecektim’ diye mukabele etti. Yani siz anlayın işin içindeki derinliği."
“YENİ ŞAFAK VE AKİT YOLSUZLUK BELGELERİNİ YAYINLAMADI”
"Ben bunu, bugün kahraman kesilen Yeni Şafak, Akit gibi, yayınlayacağına inandığım gruplara götürdüm ve yayınlamadılar yolsuzluğu. Ben de Oda Tv’de ve o günkü bir internet haber sitesinde yayınlattım. Hemen CEO’yu çağırttılar görevden el çektirdiler. O gün bugündür de yeni TMSF Başkanı bu yolsuzluğu araştırıyor. Kendi yolsuzluğunu araştırıyor ya. Yolsuzluğunu demeyeyim de kendisinin sebep olduğu, imza attığı belgenin yolsuzluk dosyasını soruşturuyor, dört yıldır sonuçlandırmadı."
“SAVCILARI BELGELİ YOLSUZLUĞUN ÜZERİNE GİTMEDİ, BOYDAK AİLESİNİN ELİ KOLU BAĞLI”
"Google’a girerseniz Kayseri medyasında ve diğer mecralarda bu konuyu sık sık gündeme getirdiğim, yazdığım, Kayseri medyasında tartıştırdığım açıkça görülecektir. Cumhuriyet Savcıları bu konunun hiçbir zaman üzerine gitmediler. Türkiye’de hukuk şu an rafa kaldırılmış durumda. Yani siz Cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda bulunsanız, burada ilerlemeye çıkacağına dair bir inancım yok. Çünkü her şey kamuoyu önünde cereyan ediyor. Bütün Kayseri medyası ve yargı mensupları bu olayı biliyor ama hiç kimse bu konunun üzerine gitmedi. Boydak ailesi de buna sahip çıkamıyor, çünkü kendileri şu an soruşturma altında oldukları için bu konuda elleri kolları maalesef bağlı durumda. Onların yaptıkları, ‘f...’ ile bağlantıları, kendi problemleridir, yargı onu sonuçlandıracaktır, gerekli cezaları verecektir. Ama hak-hukuk anlamında baktığımızda biz orayı beytülmal olarak gördük orayı ama başkaları bundan rahatsız oldu.”