Faruk Mercan / samanyoluhaber.com
Gazeteci Michael Wolff, "Fire and Fury" kitabında, Saraydaki şahsın ABD Başkanı Donald Trump'ı etkilemek için, yaptığı tekliflerden birini şöyle yazıyor: "İstanbul'da boğazın en müstesna yerinde bir otel arazisi..."
Beyaz Saray'da çok kritik bir göreve kadar yükselen Michael Flynn'le yaptığı 15 milyon dolarlık gizli anlaşmayı biliyoruz... Flynn,Beyaz Saray'dan kovuldu ve foyaları tez zamanda ortaya çıktı.
Ya rüşvet, ya yalan, ya hile ya da sahtekarlık... Batının teknolojisi varsa, bizim Allah'a inancımız var diyenlerin karakterini, bunların Türkiye'de ve dunyadaki hareket tarzını en iyi anlatan dört kelime...
Önce Diyanet'e "Fethullah Gülen, İslam ile Hristiyanlığı birleştirmeye çalışıyor, Hristiyanlığın simgelerini kullanıyor" diye rapor hazırlattı, sonra Vatikan'a gidip Papa'dan dua istedi!
Yandaşlarına Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet hareketini Vatikan işbirlikçisi olarak lanse ettikten sonra Vatikan'a gidip Papa'ya, "Bunlarla birlikte mücadele edelim" demek nasıl bir hilebazlıktır Allah aşkına? Papa ve Vatikan'daki din adamları nasıl bir sahtekarlıkla karşı karşıya olduklarını herhalde anlamışlardır.
Fethullah Gülen Hocaefendi 20 yıl önce, İslam ile Batı dünyası arasında köprüler kurmak için, kan gölüne dönen Orta Dogu'ya “İbrahim’i ruhla” barışın gelmesini sağlamak için Vatikan'a gitti. Bunlar ise 20 yıl sonra, fesat ve yıkım için gittiler.
Defalarca küfrettikleri Almanya Başbakanı Merkel'in ayağına gitmek zorunda kaldılar. Saraydaki şahıs "O bir casus, ben burada olduğum sürece hapisten çıkamaz" dediği Alman gazeteciyi hapisten çıkarmak zorunda kaldı. "Hollanda'nın uçakları artık Türkiye'ye inemez" dedi, oraya da nedamete gönderdi mutemedini... Zoru görünce hemen dönen fırıldak bir ruh yapısı...
Perde önünde "ABD'ye Osmanlı tokadı vuracağız" deyip perde gerisindeki gizli görüşmede "Aman Rıza Sarraf dosyasına yeni isimler dahil edip bize yeni davalar açmayın, aman Halk Bankası’na vereceğiniz ceza belimizi kırmasın" diye Amerika'ya yalvarışlar, yakarışlar... Bu yazıyı yazdığım saatlerde gelen haber şöyleydi: THY, ABD ile 30 uçak için 7 milyar dolarlık anlaşma yapmıştı!
İsrail'e küfredip gizliden ticareti sürdürmek, yandaşlarının yahudi şirketi dediği Cola fabrikasının açılışını yapmak ve sonra bunu meyve suyu fabrikasi açılışı diye haber yaptırmak... Hilebazlık tarihinin şaheser bir örneği...
"Biz gerekirse papaz elbisesi giyeriz" diyorlardı. Hayır, giydikleri papaz elbisesi değil, şeytani bir elbise...
İster selefi deyin, ister harici, ister karmati... İslam tarihinde bu yıkıcı hareketler hep olmuş. Princeton Üniversitesi'nin yeni yayınladığı İbn-i Haldun biyografisinin yazarı Robert Irwin, Moğol yağmasından sonra, İslam medeniyetinin o zamanki başkenti Bağdat'ın perişan ve virane bir şehre dönüştüğünü yazıyor.
Bunlar ise şimdi Anadolu'nun ruhunu ve İslam'in değerlerini yağmalıyorlar. Moğolların, haricilerin ve karmatilerin verdiği zararların bin kat fazlasını verdiler. İslam tarihinin en yıkıcı hareketlerinden biri oldular. Sadece maddi yıkım değil yaptıkları, İslami değerleri, bir milletin ruhunu yağmalıyorlar...
Rıza Sarraf gibi her melaneti işleyen bir adama hangi din "hayırsever" ünvanı verir? Rüşvetçiyi, yalancıyı, hilebazı hangi din halife yapar? Binlerce masum kadın ve çocuğu hapsetmek hangi dinde var?
Rüşvetle, yalanla, hile ile nereye kadar gidebilirler? Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman, Kahire'de Mısırlı gazetecilere, "Erdoğan hilafet peşinde. İran ve radikal örgütlerle birlikte bir şeytan üçgeni oluşturdu" diyor.
Halifelik hayali bitince sıra İslam'ı güncellemeye, dini kendine uydurmaya geldi... 1400 sene öncesinin anlayışı ile olur muymuş! Milleti dinle aldatmanın hikayeleri bunlar...
Herşey en iyi zıddıyla bilinir. Hizmet'in karşısına dikilmiş bu adamların işledikleri melanetlere bakın, neden Hizmet'e bu kadar düşman olduklarını anlarsınız....
Trump başkan seçilmeden önce iş adamıydı, başkan seçildikten sonra serveti 100 milyon dolar azaldı. Bir de siyasete girmeden önce oğlunu SSK hastanesine tedaviye götüren Saraydaki şahsın şimdiki servetine bakın... Bu yetmiyormuş gibi her gün devletin imkanlarını yağmalamaya devam ediyor.
Hizmet okullarını kapattırmak ve hizmet mensuplarını kaçırmak için dünyanın hangi ülkelerinde kimlere milyonlarca dolar rüşvetler verildiği mutlaka ortaya çıkacak bir gün... Tam 13 defa Afrika'ya gitti sırf Hizmet okullarını kapattırmak için...
Bütün bunlar yetmeyince, iktidarını sürdürmek için garibanların çocuklarını Suriye'de ölüme gönderiyor. Her seçim öncesinde ortalığı kan gölüne çevirdiği gibi... PKK ile oturduğu masayı devirip yüzlerce askeri, polisi ölüme gönderdiği gibi... İktidarını sürdürmek için 6 yaşındaki bir kız çocuğuna bile şehitlik pazarlayan, ölüm vaad eden bir anlayış neler yapmaz?
Her zaman söylüyorum, Hizmet 50 yılında Bediüzzaman Hazretleri'nin, 50 yılında Fethullah Guülen Hocaefendi'nin olduğu, İslam tarihinin en büyük inşa hareketlerinden birinin adıdır. Saraydaki şahsın yaptıklarına bakın bir de... 100 yıllık bu birikimi karmati ve harici bir ruhla yıkmaya azmetmiş bir fesat ve yıkım hareketi ile karşı karşıyayız... Hizmet 100 yılda inşa etti, onlar yıkıyor.
Bu süreçte Hizmet hareketinin içinde veya yanında yer alan herkes bir tercihte bulunmuş oluyor. Bu bir fazilet mücadelesi... Fazilet mücadelesinde insanın başına her şey gelebilir, Alexis Carrel, "İnsan Denen Meçhul" kitabında Socrates örneğini veriyor. Faziletin üstünlüğüydü Socrates'in çürümüşlere meydan okumasını sağlayan güç... "Socrates'e zehiri içiren güç, ahlaki değerlerin üstünlüğüydü" diyor Alexis Carrel...
Bu dönem, tarihin akışı içinde cok küçük bir zaman dilimi olarak yerini alacak. Bu yıkımlar ve acılar elbet bir gün bitecek. Herkes neye ve kime mirasçı olmak istiyorsa ona göre tarafını seçiyor bugün... Bu dönemde Hizmet'in içinde veya yanında yer alanlar, İslam tarihinin ve insanlık tarihinin hayırla anacağı insanlar olacaklar.
Diğerlerinin akıbetlerini onlara bırakın...
Faruk Mercan